Şiir Defteri

PIRPIRLI BİR ŞEY

Yazan: MUM_VE_TÜTSÜ
28.04.2005 / 18:14
1285 kez görüntülendi
2 yorum yapıldı
PIRPIRLI BİR ŞEY Şimdi ben her hatırladığım duygunun her yaşadığım anın arasına leylim ley çekiyorum hop de eller havaya. Oynamayı iyi bilmem ama eğlenmeyi öğreniyorum yeniden. Tüm yasayamadıklarım adına, yani biraz da gecikilmiş, geciktirilmiş zamanların inadına! Yürümeyi en iyi ben bilirim dikine dikine her ölüme..Omzumda şal ,adımlarım efeleşiyor ne de olsa. Her çıkmazda ben varım yine. Boşuna sürgün edilmedi bu ışık hançer gibi duruyorum. Yüzüm ak, saplanmak için iyi bir nedenim var karanlığın böğrüne. Göğsümde mareşal madalyam terfi ediyorum ,ağrılarla acılarla şarap kızılı kanımda onura akan renk biraz daha ağırlaştıkça. Sebepli sebepsiz mutluluklar arıyorum kendime , nedenini çok iyi bildiğim suskunluklarımı geçiştirmek için hepsi de. Eski bir savaşçıyım yani ben savaşları bitmeyen ,ne gazi çıkarım ne de şehit giderim. Kadersiz biçilmiş bir ömrün yitik ülkesi hercai menekşesi batık şehri benim..Alnımdaki arapça yazıyı çözmeye çalışıyorum her dönemeçte. Bir kasım yağmuru pusuda, her manaya keskin bir viraj oluyorum, her şarampolde kaza süsü var ne de olsa! Kalkıyorum ayağa içime dönüyorum her ne varsa, her ne yaşanmışsa yığın olmuş hurda olmuş burada, bedenim dışında. Kim bilir onun hangi ellerin istilasına uğradığını, kim bilir sütünü taşıdığı çocuklara ulaşamamışlığını ,kim bilir hiç yaşayamadığı analığını… Ne kadar temiz duruyor oysa ve her şey yerli yerinde. Haksız da değil hani, alt tarafı suçlar günahlar yıkılmış üstüne! Umurunda mı, inandığı doğruyu yaşamış kandırılmış büyük ihtimalle de.Her şeye kırılan saflığı bir kendini kırmayı becerememiş. Böyle işte, böyle olmuş o bir ilahe, o bir ana kraliçe. Bazı şeyler var ki, onları hiçbir dilde ne yazabiliyorum ne de anlatabiliyorum. Suda yüzen bir şair suya yazılmış şiirlerini görebilir de, gördüklerini başkalarına söyleyebilir mi? İnandırabilir mi herkesi kendine?. Derin izler taşıyan yüzümde gülüşüm kafa tutuyor her hüznün mapushane duvarı gibi sayılı günleri çizilmiş sert yokuşuna! Korkusuzca vuruyorum dizlerimi kavgalarımda toprağa, kimbilir belki yerimi hazırlıyorumdur kendi sonuma zamansızca! Dudaklarım muntazam, lakin biraz küfür kokuyor bir tat var duygularımda. Anason gibi bir şey yahut haşhaş, ya da mayası bozulmuş herhangi bir şey gibi. Asıl nedenim başka benim, sendelerken düz yolda. Her ne ise, kime ne sarhoşluğumdan. Nasıl ki habersizler öncemden sonramdan, bugünümü de almasınlar ayıplarımdan hatalarımdan! Beni benden çıkarıp tanımsız tanımımla tanımasınlar! Kaç kasırgadan geçtim ben, elnino halt etmiş. Sırtımda hala sesi belden alınmış, işlevi dışında kullanılmış kayışların! Kaç oyundan alı koyuldum, kaç şehrin orta yerinde gövdem hortum izlerini taşırken isimsiz doğmuş bir köy çocuğunun ruhunu duydum, kardeş oldum .Kim bilir kaç kez ben böyle bir nedenle ortadan kayboldum ve arandığım hiçbir tanıdığın adresinde bulunamadım. Sonra bir çöplükten çıktığımı hatırladım! İnsanların insanlık dışı yaşadığı bir çöplükten…..Kim bilir en iyi şey belki de bendim orada. Çünkü geriye dönüşümü olan plastik bir atıktım en azından, oyuncak bir çocuk olmuştum ve artık kendime avuntular bulacak kadar da büyütülmüştüm. Aklım çember çevirirken dört nala, hoyratça işlere sürüldüm, sürülürken kamçılandım, kamçılandıkça şiddetin anlamsızlığını anladım ,yaptırım gücünün ise yalnız sevgi olduğunu gördüm..Bir çift elmas gibi parlıyordular gözlerimde. Uçurtmalık rüzgarlı göğümü vurdular, kör oldum ne kadar acımasızlar çocukken çocukluğumu unutturdular bana. Sonra büyüdüm sus oldum aklımın nutkunu tuttular tutunamadım düştüm. Ellerim hiçliklere tutunabilir miydi? Gazoz kapaklarımı bile aldılar ellerimden en çokta sökükleri dikilmemiş delik ceplerim benimle oturup salkım saçak ağladılar. Kaç kez çelme takıp düşürdüler beni, büyüdüm öğrendim. Arnavut kaldırımıymış bu canilerin ismi. Kaç kez tecavüze yeltendiler kandırımlığı bir misketlik çocukluğuma, kaç köşe kaç bucak kaç sırrı taşıdı utançla! Depremlik zamanlar geçti üstünden yıkıldılar şimdi belki mutlular. Ben yıkılmadım utanmadım mutlu muyum????????var öyle bir şey canım duydum hissettim biliyorum da, lakin şöyle tadına vara vara adam gibi yaşayamadım. Galiba bu herkes de aşağıyı yukarı böyle ,ben tam yaşadım diyen varsa inanmam valla… Yok canım öyle bir şey, daha hiç duymadım. Bir de ben küçükken bisikletler; seyirliği şenlikli süslü püslü, tekerlekleri pırpırlı bir şeydi, bak büyüdüm bu hiç değişmedi. Ne güzel değil mi? Ne güzel değil mi?.. NURSEL TÜRKEMİŞ

LABİRENT


29.04.2005 / 16:12
HARİKASINIZ... Yüreğinize bir madalya da benden. Yazarların birbirini beğenmesi zor bir olaydır. Çember çeviren, ya da ip atlayan bir çocuğun büyüdükçe oyun alanlarını terkedip, hayatın tozlu topraklı sokaklarında şiirsel sözcüklerle yürümesi, yaşadıklarını kaleme alması da zordur. "PIRPIRLI BİR ŞEY" gibi anlattıklarınızı, yazdıklarınızı okurken duygu yoğunluğu yaşıyor insan. Küçükken büyümeyi isteyen, büyüdükçe de küçülmeyi isteyen insanlar vardır. Ama öyle yazılar vardır ki derinden yaralar, içten fetheder okuyanı. Okura da onu alkışlamak düşer. Yüreğinize, elinize ve ruhunuza sağlık. Tebrikler Nursel hanım. BARİRENT

carisma


02.05.2005 / 18:09
Kelimelerin böylesine dans ettiği yazıları genelde Necip Fazıl Kısakürek'in kaleminden okurduk hep, Yukarıda ki yazıda bunun başka bir türevini gördüm sanki, Sanırım yazarımız sürekli olarak yazı yazarak hayatını idame ediyor. Düşünceleri farklı, yorumları farklı, aslında her şeyi farklı çok hoşuma gitti .Eğer sayın yazarın kitapları varsa okumak isterim. Başka bir gözlükle acuna bakması beni hayrete düşürdü. Tek kelime ile tebrik ederim.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • mhrmkaya
  • VEJETARYEN1978
  • Serdar150
  • yunuskivanc
  • Adıyaman

Bağlı Üyeler

  • aliucaralp15:34
  • bilalozturk15:10
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir