En Yeni Şiirler
SARIKAMIŞ FİLİZLENDİSARIKAMIŞ FİLİZLENDİ
Sonsuzluğa giden canlar, kalanlara ne söylerler
Bayrağa bak, alında kan, yıldızında ne var derler.
Şehit atan can verip de, senin için buz üstünde.
Kalanlar cangönülden arkadan dua ederler.
Buz kesti dünya, sıla rüya, yar hayal bizlere,
Vatan ana, bayrak yar oldu, Cennete nazar attık
Helal olsun Allah için, bu yolda gidenlere.
Sakınmadan canımızı,Cennetteki köşke sattık.
Selam olsun kalanlara, vatan diye yananlara,
Bayrak için dünden hazır, kar üstünde yatanlara
Soğuk sıcak ne farkeder, biz erenler çok rahatız
Haklarımız helal olsun, gönülden ders alanlara.
Yazar: Şener
ÖLÜM SANA KORKU DEĞİLHaramları kovdun ise,
Tövbeleri buldun ise,
Hak yolda yoruldun ise,
Ölüm sana, korku değil.
Dertlere derman oldun ise,
Zalimleri kovdun ise,
Mazlumları korudun ise,
Ölün sana, korku değil.
Emanetleri bildin ise,
Sözlerinde durdun ise,
Gözlerini sildin ise,
Ölüm sana korku değil.
Helallere koştun ise,
Cihatlar da oldun ise,
Yalanları kovdun ise,
Ölüm sana korku değil.
Yazar: CECO
ÖLÜM ANİ SEN FANİGece uyumadan önce göm bedenini mezara,
O günün hesabını sor, adaletli vicdanına,
Bu günün işini asla, bırakma yarınlara,
Ölüm ani, sen fani, sınavını unutma yani.
Sabah uyanırsan şükür et Yüce Yaradanına,
Ölümü unutursan düşersin iblisin tuzaklarına,
Dalarsın dünyanın süslü, zehirli, oyunlarına,
Ölüm ani, sen fani, sınavını unutma yani.
Yazar: CECO
AŞKIN YERİN DİBİNE BATS...İnsanı etpazarına(et pazarına) çeviren moda ve turizim(turizm) içindeki
Aşkın yerin dibine batsın
İnsana abuksubuk,saçmasapan müzikler dinleten
İnsanı sosyopat,pisikopat(psikopat),barbar,vahşi,vicdansız,serseri yapan
Aşkı şımarıklık ve şiddet gösterisi sanan
Narsist,benmerkezci,bilimdışı,insanlıkdışı,onursuz,gurursuz,mantıksız
Aşkın yerin dibine batsın,
'Beni değil ahlakı ve bilimi dinleyin' diyen Atatürk'e ve Kurtuluş savaşı'na düşman
Dini 'Din ahlak ve bilimdir' diyen Muhammed'in dediği din değil Arab uşaklığı yapan
Devlet bekası diye masum bebekleri ve çocukları bile öldüren
Fetih diye başkalarının vatanlarını işgal eden Osmanlı sultancısı
Aşkın yerin dibine batsın.
Necdet Gürçiftçi
Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge
İnternette yayınlandığı zaman:14.3.25/09.55
Yazar: Birturkbilgesi
ÖLÜM SENİ SEVMEZ Mİ?Haramları kovdunsa,
Tövbeleri buldunsa,
Hak yolda yoruldunsa,
Ölüm seni sevmez mi ?
Mazlumlarla oldunsa,
Zalimleri kovdunsa,
Yalanları unuttunsa,
Ölüm seni sevmez mi ?
Emanetleri bildin ise,
Sözlerini tutun ise,
Gözlerini sildin ise,
Ölüm seni sevmez mi ?
Helallere koştunsa,
Cihatlarda oldunsa,
İlimlerde yoruldunsa,
Ölüm seni sevmez mi ?
Günahlardan korktunsa,
Sevaplara koştunsa,
Yüce Yaradana sığındınsa,
Ölüm seni sevmez mi ?
Yazar: CECO
En Yeni Düz Yazılar
ÇAĞRIÇAĞRI
Bu haftaki köşe yazımı uzun bir süredir beklenen ve ?'tarihi açıklama'' diye adlandırılan çağrının Ne zamandan beri üzerinde çalışıldığı? Bahçeli'nin 22 Ekim açıklaması neden yapıldığı? Ülkemiz ve Ortadoğu için önemi nedir? İç ve dış basımda nasıl karşılandı?
Türkiye'de iktidar ve muhalefet partilerin tepkileri nasıl oldu? Sorularına yanıt aramaya ayırdım.
Konuya Bahçeli'nin ilk açıklamasıyla başlarsak; Bahçeli, 1 Ekim'de DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması ile başlayan, 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan'a ?örgütü lağvet, TBMM'de DEM Parti grubunda konuş? çağrısı ile devam eden çıkışlarını; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görev süresinin bir dönem daha uzatılması çağrısıyla fitili ateşlemiş oldu.
Öcalan'ın, ?terörün bittiğini, PKK'nın lağvedildiğini? açıklaması koşuluyla DEM Parti grubunda konuşması çağrısını yineleyen Bahçeli ?Haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım? dedi.
Bu sözlerin devamında MHP lideri, DEM Parti'ye de ?kararını netleştirmesi? çağrısı yaptı:
?DEM Parti de kararını derhal netleştirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaşmalı, nerede durduğunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır.? Şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bahçeli 5 Kasım'daki meclis grup toplantısında şöyle konuştu: ?Eğer enflasyon canavarına kesif bir darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir? Ne yapacağız CHP'nin içinde dört yıl kala aday mı arayacağız??
"Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Sayın Recep Tayyip Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle ve birikimiyle bize göre tek seçenektir'' diye vurgulamıştı.
30 Ekimde görevden alınarak yerine kayyım atanan Ahmet Türk hakkında; ?Sağlık sorunları olan, Kürt ağası sayın Ahmet Türk'ün istismar edilmesi İmralı ile DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP'nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür." şeklinde ifade etmişti.
PKK lideri Öcalan, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 1999 yılından beri, Marmara Denizi'ndeki İmralı Cezaevi'nde bulunuyor.
Öcalan'ın İmralı'dan kaleme aldığı çağrı metni uzun bir süreden beri üzerine çalışılıp mutabık kalındığı yazılı açıklama, DEM Parti heyetinin üçüncü ziyaretinden sonra 27 Şubat'ta kamuoyuyla paylaşıldı.
Metnin Kürtçesi, yerine kayyum atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Türkçesi ise DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan tarafından okundu.
Öcalan tarihi çağrısının başında, PKK'yı kurduğu ve örgütün "reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kaldığı" koşulları anlatarak başladı.
Ardından, PKK'nın 1990'larda "reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşünden, Türkiye'de kimlik inkarının çözülüşünden, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmelerden" söz ederek devam etti.
Bu yaşananların "PKK'nın anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açtığını" örgüt için şu ifadeleri kullandı.
"Dolayısıyla, ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır." Şeklinde açıklamada bulunuyordu.
Açıklamanın okunmasının ardından Sırrı Süreyya Önder'in eklediği ?dipnot?: ?Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.? Şeklinde açıklama yapması, konuya farklı bir boyut kazandırıyordu.
Bahçeli açıklamasında, "PKK terör örgütünün Kandil'deki elebaşları İmralı'nın etrafında kenetlenerek 27 Şubat çağrısına sahip çıkmaları geldiğimiz bu aşamada örgütsel tutarlılık olup herkesin yararınadır" ifadelerine yer verdi ve şöyle devam etti:
"Çağrı bölücü örgütün bütün bileşenlerine yapılmıştır, riayet ve muvaffakiyeti yeni yüzyılda Türkiye'nin gücüne güç katacak, bin yıllık kardeşliği bir yanda çevikleştirip diğer yanda çelikleştirecektir.'' Açıklamasında bulundu.
Bir başka ilginç açıklama; Geçtiğimiz günlerde PKK lideri Öcalan'ın örgüte yaptığı silah bırakma çağrısının ardından MHP'ye yakınlığıyla bilinen bir haber portalı, Bahçeli'nin Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan Demirtaş'ı aradığını yazdı.
İktidar Cumhur İttifakı ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Pazar günü Edirne Cezaevi'nde bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile telefonda görüştü.
Telefon görüşmesini, MHP'ye yakınlığıyla bilinen Bengü Türk TV duyurdu.
Bahçelinin açıklamaları şimdiye kadar MHP tarafından kırmızı çizgisi olarak kabul edilen birçok tabuları yıkıldığının göstergesi kabul edilebilir.
Demirtaş, PKK lideri Öcalan'ın "PKK kendini feshetmeli" çağrısının ardından Gazete Duvar için kaleme aldığı bir makalede "Barışın aynı zamanda ekmek, aş, iş olduğunu unutmayalım. Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan? Allah hepsine uzun ve sağlıklı ömür versin ama hayatlarının son dönemecinde Orta Doğu barışı, tarihi Kürt - Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım" ifadelerini kullanmıştı.
Yapılan çağrının; ülkemize barış. kardeşlik ve huzura vesile olacağını düşünüyorum..
Devam edecek?
Yazar: öğretmen
SEVGİLİLER GÜNÜ VE ANŞL...SEVGİLİLER GÜNÜ VE ANŞLAMI
Bu haftaki yazımı Sevgililer Günü'nün anlamı nedir? Nasıl ortaya çıktı? Ülkemiz ve dünyada nasıl kutlanıyor? vb sorulara yanıtlamaya çalışacağız.
Konu hakkında birçok rivayetler yazıldı. Sevgililer Günü, MS 3. yüzyıla dayanıyor. Rivayete göre, Roma İmparatoru 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Ordusunda savaşacak asker bulmakta zorlanan İmparator Claudius, bunun nedenini erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleri bağlıyordu. Roma İmparatoru, askerliği güçlendirmek adına tüm nişan ve evlilikleri yasakladı.
İmparator Cladudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan papaz Aziz Valentine, kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte imparatorun yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Fakat bu durum Roma İmparatoru'nun kulağına gidince, Aziz Valentine tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopayla dövülerek öldürüldü. Aziz Valentine, MS 270 yılının 14 Şubat'ında Hristiyan şehitliğine gömüldü.
O günden sonra her yılın 14 Şubat'ı 'Sevgililer Günü' olarak kutlanmaya başlandı.
Bu tarihçeden sonra, en genel anlamıyla Sevgililer Günü; aşkın ve bağlılığın en güzel şekilde kutlandığı, evrensel bir anlam taşıyan özel bir gün olarak hayatımıza yerleşti. Sevgililer arasında hediyeleşme, romantik etkinlikler ve özel anların paylaşıldığı bir gün olarak bilinir ve anlama uygun şekilde kutlanır.
Şimdi de ilk kutlama nasıl yapılırdı ona bakalım: Sevgililer Günü'nün ilk kutlamalarının oldukça sade ama duygu yüklü olduğu söylenir. İnsanlar o dönemde sevdiklerine el yazısıyla yazılmış kısa notlar veya özenle toplanmış çiçekler verirdi. Gösterişli hediyeler veya büyük sürprizler yerine kalpten gelen bu küçük jestler, aşkın saflığını ve değerini yansıtırdı.
O dönemlerde Sevgililer Günü etkinlikleri arasında sevgiyi ifade eden şiirlerin okunması veya sevilen birine adanmış şarkıların söylenmesi de yer alırdı. İlk kutlamalar büyük kalabalıkların değil, samimi anların paylaşılması üzerine kuruluydu.
Bugünkü gibi ekstra planlamalar pahalı hediyeler alınarak değil, sevgini en yalın haliyle kutlandığı bu gelenekler günümüzde farklı anlamlar yüklenerek kutlanıyor.
Her ne olursa olsun eski zamanlarda Sevgililer Günü ne zaman ve ne şekilde kutlanırsa kutlansın duygular ön plandaydı; jestler basit ama kalptendi. Günümüzde ise sosyal medya ve popüler kültürün etkisiyle kutlamalar daha gösterişli hale geldi.
Bugün Sevgililer Günü sadece aşkı değil, sevdiklerimize olan bağlılığımızı da kutladığımız bir gün haline geldi. Bu özel gün bazen bir çiçekle, bazen bir gülümsemeyle, bazen de içten bir mesajla kendimizi ifade etmek için harika bir fırsat.
Çünkü geçmişten gelen geleneklerin etkisiyle sevdiklerimize ne kadar değerli olduklarını göstermek bu özel günde daha anlamlı hale geliyor.
Sonuçta önemli olan sadece hediyeler ya da kutlamalar değil, birbirimize hissettirdiğimiz değer. Bugün, sevginin ne kadar güzel bir şey olduğunu bir kez daha hatırlatmak için harika bir fırsat!
Şunu da asla unutmamak gerek; Sevgililer Günü esas olarak sevginin büyüleyici gücünden kaynaklı olarak ortaya çıkmış. Sevgi evrensel bir değerdir. Ön yargılardan arınmalı, zaaflarımıza teslim olmadan, güzel değerleri en yalın haliyle yaşatmak gerekir.
Sevgi en yüce değerdir. Güzel değerlerimizi yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Onları korumak, kollamak temel görevimiz kabul ederek yaşatmalıyız diye düşünüyorum.
Son olarak da sizler sevgi ilgili şiirimi sunuyorum. Keyifli okumalar diliyorum.
SEVGİ
Şimdi desen ki
Var mı sevginin tarifi
Derim ki sevgi aşktır
Sevdadır yardır yarendir
Dokunan sıcacık bir el
Sel-sel yüreklere akandır
Belki
Bakışan bir çift göz
Söylenen en güzel sözdür
Belki de
Zor olanı başarmaktır
Bir lokma ekmeği
Birkaç zeytini
Birlikte paylaşmaktır
**
Sevginin en güzel tarifi
Sevdadır sevgili
Girdin mi ateşten gömleği
Kerem gibi aşk diye yanarsın
Ferhat misali
Şirin aşkıyla dağları deşersin
Ya da Mem gibi
Zin aşkıyla hasret çekersin
Belki sevda denilen
Uğruna bedeller ödenen
Nadide çiçektir
O çiçek
Dört bir yanda
Rengarenk açacaktır
***
Etimiz kemiğimiz
Sevgimizle insanız biz
İnsan dediğin
En büyük değerdir
Aşk gibi
Sevda gibi aziz
Şiir misali lezizdir
İnsan denilen
Seven insan sevilendir
Sevildikçe güzelleşir
Güzelleşen direnendir
Direndikçe özgürleşir
Özgürleşen
Dünyaya gururla bakandır
****
Bilirim yar
Bilirim sevgi kadar
İki değer daha var
Biri emek
Diğeri yürektir
Zordur elbette
Özgürlük yolunda
Emekle
Yürekle direnmek
Zor olan bir şey daha var
Barış kardeşlik uğruna
Zorbalığı göğüslemektir
Yürek yüreğe
Zulme dur diyebilmektir
Muzaffer KALABA
Yazar: öğretmen
Sevilay~ (bilgilendirme)Merhabalar canlarım. Belirli sebeplerden ötürü bir süre yeni bölüm yayınlanmayacak. Anlayışınız için teşekkür ediyorum, sizleri çok seviyorum. Şiir Defteri ailesine ve küçük tatlı kitleme iyi geceler diliyorum ×3
Yazar: inan_sude1995
21 ŞUBAT DÜNYA ANADİLİ ...21 ŞUBAT DÜNYA ANADİLİ GÜNÜ
Bu haftaki yazımı 21 Şubat ? Uluslararası Dünya Anadili Günü? nedeniyle ayırmak istedim. Bu anlamlı günün nasıl ve niçin kutlanıyor? Anadilin toplumsal gelişmelerde ve değişmelerde önemi nedir? Ülkemizde nasıl uygulanıyor? Sorularına yanıt aramaya çalışacağız.
Konuya başlarken Ana dil Nedir? Sorusuna yanıt olmakla başlamak istedim..
Chris Molesey, "Rüya gördüğün, düşündüğün, hatta başka dillerdeki düşünceleri bile fark etmeden çevirdiğin dil anadilindir" diyor.
Molesey'e neden ana dili ve dil çeşitliliğinin önemli olduğu sorduğumuzda, "Neden ağaçlarda yalnızca bir çeşit kuş yoksa o yüzden" diye cevap veriyor ve ekliyor:
"Yok saymak için fazla önemli bir parçamız ana dilimiz. Bütün diller bambaşka evrenler gibi yapılanır. Dilin yapısı ve kullanılan kelimeler, kelime dağarcığı o dile özgüdür. Ve herkes kendini en iyi anadilinde ifade eder. Herkes için de kendi anadili duygu ve düşüncelerini ifade etmek için en uygun evrendir."
Tüm dillerin yaşatılması ve korunması amacıyla UNESCO 17 Kasım 1999 tarihinde 21 Şubat'ı Uluslararası Anadil Günü olarak ilan etmiş ve 2000 yılından bu yana da dünyada kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla ?Dünya Anadili Günü? olarak kutlanmaya başlamıştır.
Tespit edilen verilere göre bugün dünya üzerinde 7 bin civarında anadilin konuşulduğu ve bunların 2500 tanesinin yok olma ile karşı karşıya olduğu bilinmektedir.
Bugün dünyanın her yanında kutlanan Dünya Anadili Gününün 24. yılında ne yazık ki Dünya üzerinde diller yok olmaya devam ediyor ve pek çok dil de tehdit altındadır. Yok olan ve tehdit altında olan diller azınlık gruplarına mensup toplulukların dilleri ile devletleşememiş toplulukların dilleri olmaktadır.
Denilebilir ki, neden bu diller veya lehçeler yok olmayla karşı karşıya kalıyor. En basit şekliyle şöyle açıklanabilir; Dünya üzerinde egemen olan ulus devletlerin baskıcı asimilasyoncu politikaları, başka dil ve lehçeleri yok sayarak yavaş-yavaş süreç içinde yok olmayla karşı karşıya kalıyor. Bu uygular karşısında birçok dil yok olmuş, bir çok dil de yok olmayla karşı karşıya kalmıştır.
Her çocuğun kendi diliyle eğitim görmesi, insani bir haktır. Bu hak, her çocuğun annesinden doğduğundan itibaren hiçbir baskıya maruz kalmadan konuştuğu ana dilini özgürce öğrenmesi ve tüm toplumsal süreçlere anadili ile dahil olabilmesinin olanaklarını sağlamak uluslararası evrensel belgelerde devletlerin yükümlülüğü olarak belirtilmiştir.
Türkiye'nin de onayladığı BM Ulusal veya Etnik, Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına Dair Bildiri'de bu konu şöyle ifade ediliyor:
"Devletler, azınlıklara mensup kişilerin kendi özelliklerini ifade edebilmelerini ve ulusal hukuku ihlal eden ve uluslararası standartlara aykırı bulunan özel bazı uygulamalar hariç kendi kültürlerini, dillerini, dinlerini, geleneklerini ve örf ve adetlerini geliştirmeleri için gerekli şartları yaratmak amacıyla tedbirler alır.
"Devletler, mümkün olduğu kadar, azınlıklara mensup kişilerin ana dillerini öğrenmeleri veya ana dillerinde eğitim almaları için yeterli imkânlara sahip olabilecekleri gerekli tedbirleri alır."
Bilindiği gibi, topluluklar dilleriyle var olurlar. Dili olmayan toplulukların topluluk olarak varlıklarını devam ettirmeleri oldukça zordur. Dünya üzerinde yok olan, tehlike altında olan ve konuşulan tüm diller insanlık aleminin ve insanlık tarihinin ortak değeridir.
Yapılması gerek Halkların kendi dillerinde konuşma, eğitim alma, yaşamlarını ve kültürlerini devam ettirmeleri olanak sağlanmalı, gelişip güçlenmesi için desteklenmeli.. Bu toplulukların, halkların ve azınlıkların barış içinde kardeşçe bir arada yaşamalarını pekiştirir.
Türkiye'de anadil tartışması ve eğitimde anadil politikaları üzerine yapılan öneriler çoğunlukla ülkenin ikinci yoğun konuşulan dili olan Kürtçe üzerine yoğunlaşıp güvenlik ekseninde tartışılıyor.
Eğitim ve çocuk gelişimi uzmanları ise meselenin çocuk hakları ve eşitlik kapsamında tartışılması gerektiğini savunuyor.
Türkiye coğrafyasında günlük yaşamda 36 farklı dilin konuşulduğu bilinmekle birlikte UNESCO'nun tespitlerine göre konuşulan 3 dil kaybolmuş, 18 dil ise kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Son olarak şunu da vurgulamak gerekir; 2002 ve 2003 senesinde Avrupa Birliği'ne uyum süreci kapsamında çıkarılan yeni kanunlarla Türkiye'de "devletin bölünmez bütünlüğüne" aykırı olmaması şartıyla, azınlık dillerinin öğretilmesi için kurslar açılmasına veya var olan kurslarda bu dillerin öğretilebilmesine olanak verildi.
İlk özel Kürtçe kursu 2004'te Batman'da bu kanun sonrası açılmıştı.
21 Şubat Uluslararası Dünya Anadili Günü tüm dillere özgürlük günü olmasına vesile olsun diliyorum.
Yazar: öğretmen
ÖYLE Mİ ŞİİRİÖYLEMİ
Seninle çok uzak olsada aram
Sen gel dedin ben gelmedim öylemi
Bayramdan bayrama olsun bir selam
Sen sal dedin ben salmadim öylemi
Bırakmadımki hiç senin peşini
Beni istemedin buldun eşini
Ağladında gozleriyin yaşını
Sen sil dedin ben silmedim öylemi
Adını söylerim hep hece hece
Düşümde görürüm seni her gece
Aşkımızı ettin sen bir bilmece
Sen bil dedin ben bilmedim öylemi
Çare varmı şu bendeki yaraya
Dertler vücudumda girdi sıraya
Varsın yüce dağlar girsin araya
Sen bul dedin ben bulmadım öylemi
Adil der aşkımız düşürdün dile
Beni istemedin sen gittin ele
İstesen olurdum kapında köle
Sen kul dedin ben olmadım öylemi
Yazar: 23442456
En Çok Okunanlar
Yeni Üyeler
- Celalozacar
- 23442456
- Umutsuzluk
- Turkishmush35
- turkishmush
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir