Bir zaman biz de vardık aranızda,
Gözümüz yoktu mülkünüzde, tahtınızda.
Yakışır mıydı hiç size;
O işkenceleri ettiniz bize!
Demokratik seçimle tereddütsüz,
Millet vermişti iktidarı bize.
Beğenmediği halde, alırdı emaneti;
Sandıkta, getirirdi bizi dize.
Sitem etmek istiyoruz size,
Fakat gönül izin vermiyor bize;
İnsana yakışmayan, o türlü davranışlarla,
O işkenceleri ettiniz bize!
Ruhlarımız rıza göstermiyor,
O denli suskunluğumuza.
Geçiyorlar önümüze ve diyorlar ki;
Bu kadarı da mı laikti size.
Canımız çok mu gelmişti size!
Kin ve nefretle düşman gördünüz,
Düzmece suçlamalar ve yargılama sonunda,
O kara lekeyi yazdınız tarihimize.
Ruhumuzun gönlü rıza gösteriyor,
Farklı dünyadan sitem etmeye size.
Sizden uzakta, olsak da bile,
Ruhlarımız yakında, içinizde.
Rahatsız olursunuz, utanırsınız,
Hicap duyarsınız, kısacık ömrünüzde.
O nedenle sitemde bulunmak,
Zor geliyor, utanç veriyor bize.
Ruhlar haykırıyorlar; madem ki asacaktınız,
Neden o kadar hakaretler ve eziyetler ettiniz?
Katmerli cezaları bize laik gördünüz.
Dağlar, taşlar dayanmazdı, o haksızlığa,
Yargılama usulünüzle düştüğünüz tezada.
Milli Şefe mi etmiştik haksızlık?
Eğer öyleyse; onun cezası idam mı idi?
Onu millete rağmen, yapmak revamıydı?
Gönüllerin hiddetinden kurtulmak, kolay mıydı?
TC Modeli demokrasiyle Milli Şefin gazabı,
Çok büyük oldu, o ikilinin azabı.
San ki, Milli Şef büyük bir ermişti;
Ben de kurtaramam sizi demişti.
Meğer o, danışıklı bir dövüştü.
Zor değildi onun devleti ve milleti idaresi;
Arkasında vardı topu, tüfeği, medyası.
Yağdan kıl çeker gibiydi iktidarı,
Yoklukla tarihe yazılmıştı, onun adı.
Yılmaz Küçük
14 Şubat 2013