Sürünerek çıktım gök kubbeye bayrağımla,
İzledim savaşı uzaktan, izledim bu yorgun gözlerle,
Her yerde kan var, çığlık var, şehit ve gazi…
Gavur kurşunu gelen sol kolumu tuttum,
Yarasını bastıramayan, tutamayanlar için
Sımsıkı tuttum.
Durdu kan, akmıyor artık kolumdan.
Uzaktan bir alev kütlesi üzerime doğru geliyor,
Binlerce uzakta yanan kibrit gibiydiler.
Birkaç saniye geçmeden toprağımı görülmeyen
Çukurlar, askerime mezarlar açtılar.
Ölmeden mezara giren yiğitler
Bir bir vatan uğruna tekrar dirildiler.
Toprağı tırnaklarıyla, dişleriyle kazıdılar.
Canımı en acıtan Müslüman’a karşı savaşmak, kurşun, top atmak.
Ey insafsız insanlar!
Bizi gösterdin bin bela, aç yamyam, kana susamış…
Attın üzerimize gaz ve binlerce top.
Buna karşılık esirleri baş tacımız, misafirimiz yaptık.
Sen bize insan demedin, attın gazları.
Ne yetmiş yediyi nede altmış altıyı geçebildin.
Sen bin-din biz onduk
Sen yüz-bin din biz yüzdük.
Gel, gör toprağımı insafa gel,
Asker görsün şu yanası gözlerin, asker görsün.
İlk başta insan görsün insan!