bir yanda aşk meşk
bir yanda en büyük kavga bir lokma ekmek
yani zulme karşı insan olmanın onuruyla
teriyle direnen kazma kürek
çocukları gülsün diye
gelinlik yaştaki kızları
sırf okusun da çile görmesin diye
olsun diye yüzleri ay aydın
yani etiyle tırnağıyla
görmedikleri güneşe inat
toprağın yüreğine vururlar
yutarken ciğerleri karanlığı
emeğin kutsallığına yumulur
kara kara
toz topraktan zor görünen gözleri
üç beş değil
yani beşte üç demiyorum size
bu güzel ülkemde
yani diyorum ki
beşer beşer
onar onar
bir avuç insan
ölüp ölüp yürüyorlar kuyulara doğru
yoksul çaylarında
toprak
evlat kokusu
ve kadınları
yani namusları helalleri
bekleşirken cam kenarı
bedenleri ağır metal yorgunu
aç kalmışlığa aldırmadan
vardiya sirenlerine saklarlar
tüm özlemlerini tüm kavuşmalarını
aynı sigaradan çekerler dumanını savurup girdikleri mezarda
hepside dalar ayrı bir hayale
kimi bir ev düşünür emekliliğinde
sefer tasında büyütürler umut çiçeklerini
kimi oğlan askerden gelse de eversem der
ceplerinde torunlarına aldığı pembe patikler
kimi de sevdiğini düşünür
gülümser hepside usulca
yarına Allah kerim
biliyor musunuz?
siyah yüzler gülünce ne güzel gözükür karanlığın ortasın da
'Siyah Akar Zonguldak'ın deresi Yüz Karası Değil,Kömür karası;Böyle Kazanılır Ekmek Parası' Orhan Veli.
Şahin Sevim