Şiir Defteri

Büyücü Kim Biz Mi Tanrı Mı ?

Yazan: Nursel_Turkemis
04.03.2006 / 18:26
971 kez görüntülendi
2 yorum yapıldı
Nereden geliyor bunca büyü hayata?Büyücü kim tanrı mı biz mi? Yine yağmur kokuyor gecelerin koynuma girdiği yerden kelimelerim;yine esmer; toprakla bütünleşmiş arsız çingene tenim, yine kendine kapanan odaların teriyle kirletilmiş kendine azgın, kendine göçebe yine mahrem bırakılmış kendine masum yerim. Yaz geliyor öncesinde bahar ama ben yoluma dökülen, aklımı donduran,ayaklarıma haraç kesen; o beyaz sınırı, o kanatlarına kan sıçramış karın keskin şarapnel uçuşlarını, uslu ve yaygın yeşillerin şenlikli zamanlarından daha çok seviyorum. Nedensiz değil gözlerimin nisanda daha çok yağmura tutulmaları.Bunu iyi biliyorum bu durum daha çok çamura batırıyor yağmaya cüretkar yalnızlığımın bal köpüğüne bulanmış kırlangıç doyuran harelerini. Yüzümü sürüyor aynalara, aynalara yüzümü saklıyor, böyle zamanlarda yalnızlığımla göz göze burun buruna gelişim. Ve ben böyle zamanlarda gece yarıları şapellere gölgelerini bırakan birkaç yıldızımı daha, hazine sandığı bakışlarımdan çıkarıp katrelerimi karanlığa düşürdüğüm yerden yitiriyorum. Aşkın saflığından ve tarifsiz arınmalar sunan etinden ezilmiş ,zedelenmiş bir tırnak gibi ona tapınan, ona tutunan yanımdan zulme kesilip oradan oraya itiliyorum. Kalbimden kopup meçhul yolculuklara düştükçe bedenim; düşlerini fütursuz nehirlere satmış bir alüvyon gibi, şuurunu yitirmiş bir argüman gibi oluyor belleğim. Ve ben bu nedenle hangi duygu yoksulu ülkelerin kıyısından geçtiğimi, hangi güzel anılarımı sahipsizliğe emanet ettiğimi,hangi işkence saatlerinde sesimi hissizliğe ektiğimi unutmuş oluyorum. Hangi resmime baksam ruhum;tanıdık, gövdem; yabancı kendime.Dilim ısırıyor bir yerden ama söylenmemiş ne varsa migrenle kurşunlanmış fikrimin ucunda. Biliyorum bir yerden aşina bu sessizlik, bu yıkılma karşılığına muhtaç vuslatsızlıklarını uzunca öpmüş dudaklarıma. Tam yürü diyorum dudaklarınla seyyahlığın kitaplarına, derken bir yandan parmaklarımı kemirip duruyor bir uğur böceği,bir ateş böceği ise aurama işliyor siluetimi. Gülüyorum illa ki illa ki sömürülmemiş bir yerler hala var; kötüye kullanılmamış, göğsünden dişlenmemiş umutta inceliği öğrenmek adına. Bu vurdum duymazlık evreninde, dişiliğimin rahminden susturucularla vurulmuş haline yapışıp, ben yurttan yurda yurtsuzca sürükleniyorum.Öyle taşkın bir iklim olmuşken bendim, hangi rüzgar koparır ki diyorum tuvallerden gülüşüm rengini? Geçmişle kesişen ömrüm küçülüyor yol spontane ki; önüm arkam sağım solum sobe. Büyüdükçe anlamsızlık; gelecekle çelişen çocuklar extasiye kurban gidiyor, biliyorum; kimler kimlere gebe.. Bu yüzden zamanın bize sunduğu hilelerle, yahut bizim ona sunduğumuz sentetik hayallerle yarınları can evinden erken ölümlere şırıngalayışımızı seyretmeye dayanamıyorum. Ve göğsümdeki ızdırabıma sarılıyorum zehirle bilenmiş hançeri çıkarıp hüznümden, ucundaki kanla eşelenmiş yazgımı kazıyorum kağıtlara. Ağaçlar;uzayan dalları incelmiş,dallarının ucunda salınmalarını yitirmiş kağıtlar mıydı?Kalbime davet ediyorum sorgumu,sorgumu yatıya çağırıyorum, bütün gece yağmur yemiş bir düşünceyle konuşuyorum, uykuyu tepen koyu bir sohbete dalıyorum onunla.Ve diyorum ve o sevmeye,o dokunmaya kıyamadığımız filizler daha aşka emeklemeden, göğe bakmayı öğrenmeden köklerinden mi budanırdı?Büyücü kim biz mi tanrı mı? Nursel Türkemiş

Mırkan


04.03.2006 / 19:16
yazıya edebi uslüp vermek için yazıyı anlatım sanatlarına boğmuşsun..

Kaf-Kef


04.03.2006 / 23:21
öyle olmuş galiba..ama yinede iii yazacak çok şey bulmuşsun tebrik..{s:033}
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • mhrmkaya
  • VEJETARYEN1978
  • Serdar150
  • yunuskivanc
  • Adıyaman
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir