Çınarın dalları az ve bir o kadarda yaygındı dört yanına yaslanmıştı
Bir gün gelip çattı ilk önce kuşların göçü başladı başka bölgelere
Yuvayı terk ediyordu dalın biri kuruyup gidecek bir balta indirecekti yere
Sonra mevsim son bahar olacaktı ağır ağır düşecekti yapraklar dibine
Rüzgar süpürgesini alıp süpürüp götürecekti her birini bir başka yere
Gün gelip kocaman Çınar devrilecekti olduğu yere tüm ihtişamı ile
Dallar yapraklar birbirine hasret kalıp soracaklardı ne yaptık biz
Giderken götürdüğü mutluluk kardeşlik hepsi girecekti toprağın içine
Üzerine döşenirken tahtalar onun üzerine geldiğimiz toprak ile bezenirken kabir
Belki son bir kez geldiğimiz yerdir mezarın başı dualar gibi avuçlarımızı açıp bakarken yatan cınara
Söylenecek söz kalmamıştır ayrılık türküsü kalb açısı gerisi yalan bir hikaye sancısı