GÜN AKŞAM OLUYOR
Sessizce sokuluyorum yaşadığın bilinmez karanlığın içine
Ne senin haberin var benden benimki görebilmek ümitleri ile dolu seni
Yürüyorum kalabalık bir cadde belki belki rastlarım kokundan bulurum seni
Ayaklarım ağrıyor taşımıyor artık bedenim aç susuz ve yorgunum şimdi
Bir lokantanın önünde duruyorum bir çorba içmek amacım
Boğazım düğüm düğüm olmuş geçmez bir lokma
Ben caddeye bakan yere oturayım belki geçersin kapıdan içeri
Soğuk ve yağmurlu hava mevsim nisan için ısıtmak için uğrarsın belki bana
Yedim mi yemedim mi bilmiyorum çıkarken kapıya beş lira vereceksin dedi abi garson
Hızlı adımlarla daldım kalabalığın arasına sayılı zaman sudan fazla akıyordu bana
Bir köşe başında senin kadar şişman ve geniş omuzları ile
Yürüyordu ağır bedenine rağmen adımlar yüksekti koştum geçtim önüne
Ümitlerin iskelesi devrildi boydan boya enkaz her yer
Karanlıktı ya kara bulutlara teslim oldu görülmüyor gönül perdem de bir tel
Vakit tamam ayrılık için çaldı neredesin abi sen diyor
Kapıyı çalmaya cesaret edemeden gün akşam oluyor