Şiir Defteri

PARLAMENTO KOMİSYONU

Yazan: öğretmen
14.09.2025 / 17:03
28 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
PARLAMENTO KOMİSYONU Türkiye'de Kürt meselesi ve silahlı çatışma dinamikleri, uzun yıllardır demokratikleşme tartışmalarının merkezinde yer almaktadır. Çatışmanın sona erdirilmesi amacıyla yürütülen farklı çözüm süreçleri, kimi zaman toplumsal destek, kimi zaman da siyasal irade eksiklikleri nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 2025 yılında Abdullah Öcalan'ın ?Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı? ile başlayan yeni süreç, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararı doğrultusunda kurumsal bir yapıya kavuşturulmuştur. Bu bağlamda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, çözüm sürecinin parlamenter boyutunu temsil etmektedir. Türkiye'nin siyasi tarihi, bir yandan demokratikleşme çabaları, diğer yandan etnik kimlik, özgürlükler ve güvenlik meseleleriyle şekillenmiştir. Kürt sorunu çerçevesinde yaşanan silahlı çatışmalar, hem devletin güvenlik politikalarını belirlemiş hem de toplumsal barışın önünde engel teşkil etmiştir. 9 Temmuz 2025'te Abdullah Öcalan tarafından yapılan ?Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı?, bu sürecin yeni bir aşamaya evrilmesini sağlamıştır. Silahların sembolik bir törenle yakılarak bırakılması, yalnızca askeri boyutun sona erdiğini değil, aynı zamanda demokratikleşme yönünde siyasi bir irade ortaya konulduğunu göstermektedir. Bu gelişmelerin ardından TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, çözüm sürecinin kurumsal boyutunu temsil etmektedir. Bu çalışma, söz konusu komisyonu kuruluş süreci, siyasi partilerin tutumu ve toplumsal barış açısından potansiyel etkileri bağlamında incelemektedir. Komisyonun Kuruluşu ve Çalışma Usulleri Komisyon, 5 Ağustos 2025 tarihinde TBMM'de çalışmalarına başlamıştır. Komisyonun adı, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un önerisiyle ?Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu? olarak belirlenmiştir. Komisyonun amaçları şu şekilde tanımlanmıştır: Terörün Türkiye gündeminden çıkarılması, Toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi, Milli birlik ve kardeşliğin pekiştirilmesi, Demokrasi, özgürlük ve hukuk devleti alanlarında ilerleme sağlanması. Komisyonun görev süresi 31 Aralık 2025'e kadar belirlenmiş, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile her defasında iki aya kadar uzatılabileceği kararlaştırılmıştır. Siyasi Partilerin Yaklaşımları Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) AKP temsilcileri, komisyonu yalnızca bir güvenlik meselesi bağlamında değil, ?milletin kader ortaklığına dayanan bir gelecek inşası? perspektifiyle değerlendirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce dile getirdiği ?baldıran zehri gerekirse içeriz? ifadesi, çözüm sürecine dair kararlılığı sembolize etmektedir. Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) DEM Parti, kalıcı barışın yalnızca meşru, demokratik ve kapsayıcı bir çözüm süreci ile mümkün olabileceğini savunmuştur. Ayrıca, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi siyasi tutukluların durumuna dikkat çekmiş, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasını barış süreci açısından olumsuz bir unsur olarak değerlendirmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) CHP, tutukluluk halinin siyasetin dizaynı için bir araç haline getirilmesinin demokratikleşmeye zarar verdiğini belirtmiş; komisyonun bu konulara duyarsız kalamayacağını vurgulamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) MHP, Türkiye'nin 41 yıllık bir sorunu çözmeye çalıştığını kabul etmekle birlikte, komisyonun yeni anayasa yapma görevi olmadığını ve anayasanın ilk dört maddesinin ?tartışmaya kapalı? olduğunu açıkça ifade etmiştir. DEVA Partisi DEVA Partisi temsilcileri, yalnızca Kürt meselesi bağlamında değil, tüm yapısal sorunlarda köklü çözümlere ihtiyaç olduğunu belirtmiş; ?dünün retoriğiyle bugünün sorunları çözülemez? yaklaşımını dile getirmiştir. Kapalı Oturum ve Tutanak Kararı 8 Ağustos 2025'te yapılan ikinci toplantıda, ulusal güvenlik gerekçesiyle komisyon görüşmelerinin kapalı yapılmasına ve tutanakların 10 yıl boyunca yayımlanmamasına karar verilmiştir. Bu durum, başlangıçta ilan edilen şeffaflık ilkesine aykırı gibi görünse de, sürecin hassasiyetleri dikkate alınarak gerekli görülmüştür. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Türkiye'de barış arayışının parlamenter düzeyde kurumsallaşması bakımından tarihi bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda öne çıkan temel bulgular şunlardır: 1. Silahların yakılması, sürecin geri dönülmezliğini simgelemektedir. 2. En kötü barışın en iyi savaştan daha iyi olduğu anlayışı, komisyonun varlık gerekçesini pekiştirmektedir. 3. Siyasi tutuklular konusundaki uluslararası ve ulusal yargı kararlarının uygulanması, sürecin meşruiyetini artıracaktır. 4. Sürecin başarıya ulaşması, yalnızca siyasi aktörlerin değil, sivil toplumun ve akademik çevrelerin katkısıyla mümkün olacaktır. 5. TBMM çatısı altında alınacak kararların yasal ve anayasal güvencelerle desteklenmesi, Türkiye'nin yanı sıra Ortadoğu ve dünya barışına da katkı sunacaktır. Dolayısıyla, komisyonun başarısı, hem Türkiye'nin iç barışı hem de bölgesel istikrar için ?tarihi bir fırsat? olarak değerlendirilebilir. Muzaffer KALABA
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Serdaryusuf
  • akşair570
  • akşair
  • Cesrân
  • Yusuf1
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir