Şiir Defteri

Mektup

Yazan: emergency_06691
03.02.2015 / 22:45
862 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Sahi sevmek neydi? Birinin seni sevmesi, üstelik karşılık beklemeden. Belki de senin onu sevmeyeceğini bile bile sevmesi… Böyle bir sevgi besleyen biriyle karşılaşınca neler yapmalı insan? Ne söyleyebilmeli, hangi kelimeler çıkmalı ağzından veya vücut dili neler anlatmalı karşı tarafa. Sevene, sevmeye yeltenmiş birine kalbi kırılmasın diye hangi sözcükler seçilmeli özenle? Bilmiyorum işte. Çaresizliğin başucundayım. Ben hep sevdim, hiç sevilmedim ki. Sevmediğim -daha doğru hiç o gözle bakıp sevgi beslemediğim- birisine ne cevap verebilirim ki? Ben hep aşkı sevdim. Aşka şiirler, yazılar yazdım. Şimdi biri aşkı bende bulmuş. Aşk gerçekten birinde bulunabilecek bir şey mi? Eğer öyleyse ben niye hep aradım bulmaya çalıştım. Üstelik çoğu zamanda bulduğumu sandım. Ama hep yanıldım. Belki o da bende bulduğunu sanıyor ve yanılıyordur, belki bunu zaman ona öğretecektir. İşin içinde bu sefer de bir sene gibi zaman var. Sevmeyen insan bir sene boyunca söylemek için bekler mi? Koca bir yıl! Belki cesaretini toplamak adına, belki sevgisinden emin olmak adına bekledi bu süreyi. Beklemiş işte. Ve en garibi de ne biliyor musun? Ona karşıdaki kişiye sevdiğini söylemesi için cesareti veren benim. Ona kendi hayatımdan kesitleri anlattım. Ağzımdan çıkan her kelimeyi harf harf ezberliyormuş gibi dikkatle dinledi beni. Dedim cesaretini topla ve söyle. Böyle her gece uykusuz onu düşünerek geçirmektense, bundan sonra birkaç gecen uykusuz geçer artık. Sonra bana '’emin misin?’’ dedi. ‘’Ona bütün her şeyi söylemem gerektiğine emin misin? Beni reddetmeyeceğine bana sırf istemiyor diye soğuk davranmayacağına emin misin?’’ dedi. Ve ben bir an durdum düşündüm. Aşk zaten bir şeyleri göze almak değil miydi? Ve eminin dedim. Daha o an anlamıştım bu kişinin ben olduğunu. Ben eminim dedim, gözleri parladı, oradaki aşkı bir an gördüm. Sevincinden içindeki çığlıkları duyabiliyordum. İki damla yaş düştü önündeki kağıda. Ellerinin arasında sıkıca tutarken bir kısmı ortaya çıkmış ve iki damla göz yaşını sahiplenmişti. Ve o kağıdı bana uzattı. Gözyaşlarından dolayı kağıdın akmış mürekkebi okumamı zorlaştırıyordu. Mürekkep öyle bir dağılmıştı ki, gözyaşları iki kelime arasındaki boşluğa gelmiş olmalıydı. Bir an dağılmış mürekkepte hafif belirgin bir kalp çizimi canlandı gözlerimde. O an harfler tekrar belirmeye başladı sanki. ‘’Seni Seviyorum’’ yazıyordu. Sustum. Başımı önüme eğdim. Ben hayatımda böyle bir şeyle karşılaşmadım ki. Ne denir bilemedim. Usulca ellerini yaklaştırdı ellerime, ellerim kaçtı ondan. Korkmuştum. Beni seven birinden korktum. Bu aşkı taşıyamayacağım diye korktum. Ve ona ‘’ kimseye aşkı yüklememek için, kimseye yük olmamak sorumluluk altında bırakmamak için ben aşka aşığım’’ dedim. ‘’Ben aşkı kimseye taşıtamam, bu yüzden seninkini de taşıyamam yapamam’’ dedim. Ben bunları derken gözleri nem tutmuştu. Bulunduğu yerden usulca kalktı, o küçücük burnunu öyle bir çekişi vardı ki, aynı oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibiydi. O an yandı sanki yüreğim, ve ardından gidişini izledi gözlerim. O. Burak YILMAZ
Düzenleme: 03.02.2015 / 22:52
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • VEJETARYEN1978
  • Serdar150
  • yunuskivanc
  • Adıyaman
  • Şiirlik
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir