karanlığın kollarında boğulan yarı çıplak bir adam
yarı çıplak bir adam karanlığın kollarında boğulan
geceden kalma biraz sarhoşluğu
biraz da baş ağrısı
düşmüştü aşk denen illete
nasıl anlatırdı derdini millete
sessiz çığlıklarla doluydu yüreği
ne yapsa duymazdı onu sevdiği
anason kokulu şişelere sığındı
oydu yarı çıplak adamların tek sanığı
"unut" dedi bir şişe
"unutabilsem" dedi çaresizce
çare yoktu
sadece susuyordu
bir izdihamdı kalbinde yaşanan
yalnız o değildi bir gecede yaşlanan
her kalbin vardı bir vefasızı
gülen maskelerle perdelenen sızı
karanlığın kollarında boğulan yarı çıplak bir adam
yarı çıplak bir adam karanlığın kollarında boğulan
tebessümü artlarda bırakmış
çirkin suratı biraz sarkmış
günden güne biraz daha düşünceli
dertli olduğu her halinden belli
"aşk" adı derdinin
farkında bile değil kendinin
denizler üstüne yürüyordu
gök bulut bulut köpürüyordu
"aşk" gibi geliyordu her şey
"aşk" gibi gidiyordu her şey
"aşk" gibi susuyordu
kimseler duyamaz onu sanıyordu
oysa bütün yarı çıplak adamlar
onunla aynı suskunluğu konuşuyordu...