asi bir yağmur pencereleri döverken gel
en umutsuz, en yorgun olduğum bir zamanda
açık bıraktığım tüm kapılardan gir içeri
kokunla ferahlasın, odamın yalnızlıktan küflenmiş yerleri
gözlerindeki nurla aydınlansın,
yüreğimin sensizlikten kararmış yerleri.
bir sonbahar yelinde savruluş yapraklar
zemheride kalmış biçare fidanlar ölürken gel
sığındım yalancı baharın koynuna üşüyorum işte
sevmeyeceksen bari bir teselli ver
sözlerin kurşun olsa yok demez garip sinem
gül olmasada kabulüm, en zehirli dikenleri ver
sarkıların sustuğu yerde, sözlerin bittiği yerde gel
kaptanları feryad ü figan ederken,
gemilerin battığı limanda
en acı ölümlerden bile daha zor bir zamanda
bir güneş gibi doğ penceremden içeri
kapatmadan gözlerimi,
yahut çekmeden perdeleri
bir hayat suyu gibi gel
kurumadan hercai menekşeleri...
DONDUNYA
12.05.2006 / 21:44