Dur,
dur biraz hüzün yapışmış yakana
hazan bulutları takmıştır belki...
dur,elleme sakın
eylül yağmurları yıkamıştır belki sessiz sedasız...
ve kışın eşsiz soğuğunda yoğrulmuştur
kim bilebilir ki?
Dur,
dur biraz,hazan değmiş saçlarına
kar beyazı gibi tenin
gözlerin nisan yağmuru,
bardaktan boşanırcasına...
elleme sakın göz yaşlarını
yoksa üzersin nisan yağmurlarını...
kış üzülür sonra dokunma ne olur...
Dur,
dur biraz,bir kahve olsun ellerinde kara bulutlara inat
kırk yılın hatırını sorgulayalım diz dize...
fallara hükmetsin sözlerimiz,
sokaklar, pencereler ıslak,
dudaklar ıslak,kulağımda hafif bir ıslık
rüzgar vuruyor...
dur, ne olur yapma kesme rüzgarın hızını,
yavaşlamasın sakın
belki seni bana getirir bir hışımla...
Dur,lütfen elleme yağmuru
yıkamaz yoksa hiçbir günahı
Dur, bekle
hazana erdiğim hazin bir eylül akşamında
bekliyorum seni
ellerim semada
yüreğimde sonbaharın tutkusu bekliyorum...