hüzünbaz geceleredir yolculuğum,
iç yaralayan bir aşkın son vehmine...
demini tutturmamış bir zamanın terkisine.
gittiğim yer, aldığım nefes, dağıttığım hayat
hepsi birer yol arkadaşım...
ufacık heybemde sadece
biraz tadımlık sevdan
birazda bi su içimlik dudakların...
kokun bile gizli saklı gönül odalarımda,
duvarları senin resminle dolu kalbimin.
oturdum masama ve bir kadeh yalnızlık doldurdum
içiyorum dem tutana dek.
sonra yavaştan doluyorum yağmur misali.
yağıyorum bir müddet sonra şakır şakır
yalnızlığıın sesi oluyorsun..
ve sen dokunuyorsun tenime...
ve seni soluyorum toprağın ıslak kokusunda.
yoksun sen hiç olmadın belki,
hiç bir gün aşk demedin gözlerime bakarak
hiç bir gün seviyorum demedin nisan akşamı
sırılsıklam...
içerledim işte
hiç oldun bende HEP değil...
yağmur oluyorum artık her son baharda
eylülde vuruyorum göz kapaklarına
bazen de dalga misali vuruyorum deniz kıyısına
yalnızlığıma ses oluyorsun
yalnızlığımın sesi oluyorsun şiir misali
yoksun işte yoksun
kadehimde yalnızlık
karşımda silüetin
yağmur oluyorum
yalnız kalıyorum.....
yoska
25.08.2012 / 11:21
Bu gün yamurlu bir kadın saçıdır yer yüzüne dökülen diye başlayan bi bülent ortaçgil şarkısı vardır şiirini okurken içimden o şarkı geçti güzel şiir
yoska
25.08.2012 / 11:21