Şiir Defteri

VEBALİNİ SEN DE HATIRLA BİRAZ

Yazan: sanat_sanat
25.12.2005 / 18:27
811 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
"Seni bir harmanın başında gördüm, uçuruyordu rüzgar avucundaki son taneleri. Pembelim, beyazlım diye haykırdım. Sesim kül yağmurları gibi yağdı yere, acıyla irkildim" Aşk nicedir ölçü kırmış dağıtmış seninle hayatlarımızı. Derlenme toparlanma uzak artık. Sorulacak hiçbir soru, verilecek hiçbir yanıt, söylenecek hiçbir söz halimizi anlatmaya yetmez artık. Her şeyin adı varken, bildiğimiz adlarla çağırırken her şeyi ne iyiydik seninle. Suların berrak, yıldızların parlak olduğu çağlara benzerdi o birkaç gün. Hani mutluluğun nerdeyse tek seçenek olduğu zamanlara. Hilesiz, riyasız yüz yüze gülüşlerin en güzelinin kaderden “geç” izni aldığı günler. Yüreklerimizin kendinden başka her şeyi unutup yüzüstü bıraktığı günler. Senin tatlı bir tebessüm eşliğinde her şeyi olağan karşıladığın o güzelim günler. Bir dolunay kadar efsunlu ve olağan. Dolunaya öykünen ilk kayısılar kadar da mevsimsiz, zamansız. Sen gelme ben gelirim, iyiyim asıl seni sormalı, sen nasılsın denen günler. Barışıktık her şeyle ve herkesle. Sen öylesine sendin, bense alabildiğine ben. Durmadan imalarla, kaçamak bakışlarla biz oluyorduk. Bazen aniden buğulanıyordu gözlerin, sonrasında şimşekler çakıyordu, yaralı bir pars gibi hınç kesiliyordun, bense bu halini daha çok seviyordum. Evet anlaşılmazdın, hoyrattın belki ama ne önemi var. Yüreğimin taa içiydin sen, hatta kendisi. Bende seni yaşatacak yürek kalmadı, inan o da sende. Kendini ifade etmeye izin vermediğin derin benliğimde gizli kaldı derdim. Yusuf’un atıldığı kuyu gibi kaderin biçtiği rolden, utanç içindeyim. İçimde bir Yusuf tutuyorum Züleyhası yok. Yakub’un hüznü gibi Yüceler Yücesine iletilen inleyişim var. Hani bilip te söyleyemeyen. İşin nerden bu yola girdiğini hisseden. Fakat yokluğundan Yusuf’un, perde inmiş pederinin gözlerine, yine ışığına Yusuf’un kokusu, can kokusu beklenen. Geriye hüzne susmak kalır. Saati gelince sevince dönüşecek. Sonsuz katıksız sevince dönüşen. Bu mübarek isimler hatırına soruyorum. Benim saatim, saadetim, mutluluğum nerde? Yok mu bir işaret, bir alamet? Ne senden bir ses ne de haber gelir? Ölümün yok ağlayayım başında, yaşaman yok yanına varayım yüzlerine yüzler süreyim. Ayaklarının izlerini öpeyim. Elinin tersiyle ittin hayatı ve beni. Eğer Yusuf gibi bir netice bir maslahat için değilse yaptığın kurtarmayacak seni hiçbir mazeretin. Allah indinde gayri meşru bir işim yok. Benden sana yar olmaz be adam çek git başımdan diyebilirdin. Ettiğin bedduaları ben sana yaparsam nice olur halin? Gece gündüz, yüreğimin en derininden inlemedeyim. İnancının sana yüklediği vazife budur. Beni ya kurtar ya öldür. Ben istemedim seni diyorsun hadi diyelim doğru, ölümümü seyretmek midir işin doğrusu?
Düzenleme:25.12.2005 / 18:35
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • mhrmkaya
  • VEJETARYEN1978
  • Serdar150
  • yunuskivanc
  • Adıyaman
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir