Şiir Defteri

dünyadan âhirete götüren sevgi

Yazan: nazlıcan
04.03.2006 / 11:12
3224 kez görüntülendi
7 yorum yapıldı
Aşk dediğin ya Allah'tan gelmeli, ya Allah için olmalı, ya da Allah'a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı. Aşk "sevgi" boyutuna ulaşmıyorsa, adı batmalı… Sevgi ki, Allah'ın varlıkları yaratmasındaki yegâne gayesi. Sevgi ki Allahu Teâlâ'nın, kullarına yerleştirdiği en güzel hediye. O'ndan gelen ve ona dönecek olan en anlamlı duygu…" "Saklarım gözümde güzelliğini, Her nereye baksam sen varsın orada. Gizlerim kalbimde muhabbetini Koymam yabancıyı sen varsın orada" İnsan içindeki duygularını kimi zaman kelimelere dökemez; ama duyduklarını yaşar, özümser… Ben de çocukluğumdan bugüne dilime doladığım bu dörtlükte ilk okuduğum duyguları yaşarım her zaman. Ulaşmayı hayal ettiğim; fakat ulaşamadığım sevgiliye bu dizelerle yalvarmak, yakarmak gelir içimden hep, en içten yakarışlarla… Onun güzelliği her şeye öyle güzel yansımış ki, kocaman bir kâinata, taşa, toprağa, ağaçtan yaprağa, kuşlardan güllere, canlı cansız her bir şeye… Onu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Dünyanın en zengin, en güzel kelimelerinde bile öyle yoksun kalır ki cümleler Onu anlatmaya… Ancak diz çöküp huzuruna varmak ellerimizi açarak yüreğimizde kanayan sevgi ile en içten, en saf, dünyadan arınmış duygularla, ruhumuzla O'na seslensek de nafile… Çünkü O'nu sevmek, sevdikçe sevmek demek… Bu gün bir ise yarın bin olması gereken bir sevgidir O'na duyulan sevgi… "Sevgi, insanın lezzet aldığı şeye, meyletmesidir. Aşk, bu meylin her geçen gün artarak devam etmesidir. Aşk, insanı maşuk uğrunda her şeyini gözünü kırpmadan feda edecek hâle getirir." Bir insanın Rabbisini, ilk tanıdığı ve bildiği vakitten sonra, O'nun için nefes almaya, O'nun rıza–i ilâhîsine ulaşma çabalarına mâna katan ne sanırsınız? Elbette ki, O'nu ilk bildiği gün ile, aradan geçen zaman içinde yüce bir sevginin oluşmasıdır. Çünkü O'na yönelen ve O'nu zikreden kalp ve dillerin, alınan her bir nefesin bir anlamı vardır. Tüm bunlar kişiye haz vermektedir. Öyle sıradan bir hâl değildir bu… Abdest almadan önceki hâlimizle; abdest aldıktan sonraki hâlimizin bir olmayışı gibi. Ya bir de namazı kıldıktan sonraki hâlimiz!... Hele bir de incelen bir kalp ile, tüm ruhumuzla, O'na yönelip açtıysak elimizi, şükrümüzü, sevgi ve saygımızı sunduysak Rabbimize!.. O insan ne hâle gelir… Ki artık o öyle bir hâle gelmiştir ki, bu dünyada değildir ve ne yerde, ne de göktedir. Ateşler, seller alsa da onu, hissetmez, duymaz; umurunda değildir. Çünkü o Rabbisinin huzurundadır. Yalnız ve yalnız O'nu duymakta, O'na seslenmektedir

Fıratın-Hüznü


06.03.2006 / 19:28
Sevgili “NAZLICAN” kardeşim…Bence de aşkla sevgi aynı şey değil…Hatta ikisinde bence ortak yön de hiç yok …Aşık olursun gider bir nehir kıyısında ağlarsın, için kızgın bir ocak gibi yanar, sularda yitip gitmeyi, serinlemeyi ve bu acıdan kurtulmayı istersiniz. Kavuşmanız nasıl olsa imkansızdır. Her şey ama her şey “zamansız” dır…Aklınız durur, mantığınız durur. Umudunuz kalmayınca; bu dünyadan sizi alıp götürecek her şeyi hoş karşılarsınız. Geriye anlamsız geçecek yıllarınız kalır. Bir sabah uykudan “aşkınızı” unutmuş olarak kalkmayı çok istersiniz ama o da olmaz. Sonra vücudunuz, ruhunuz tepkiler vermeye başlar. Bir gün doktorunuz karaciğer fonksiyonlarınızın bozulduğunu ve bu derin üzüntüden kurtulmanız gerektiğini önerir. Sizi bir insana duyduğunuz hislerden ilaç yardımıyla uzak tutmaya çalışırlar “tedavi” diyerek adına... Biliyorum aşk yıkıcı, kırıcı ve olumsuzdur. Ama, elden ne gelir? Sofrada etrafını saran çocuklarına bir varoş gecekondusunun solgun ışığı altında güler yüzle sade suya tirit bir çorbayı paylaştıran bir anne için uzun uzun ağladım, zehirlerimi ancak başkaları için gözyaşı dökünce atabiliyorum. “Seven” sevgi duyar, gülümser, ağlamaz, ağlatmaz. Yuva kurma hayallerinin baş köşesine sevdiğini oturtur. O’na saygı duyar. Kırmamak için titiz davranır. Onunla evlenirse mutlu olur. Ben, elbette sevdiğim birini severse, bir gün evlenirse mutlu olmasını isterim. O’na benim aşkımın verebileceği hiçbir şey yok acıdan başka… Son çare olarak O’nu unutturacak biri çıksa karşıma hislerim yön değiştirse diye kendimle derin çelişki anlamına gelen, hatta kendimi inkar anlamına gelen düşünceler üşüşüyor beynime. O'nun varlığı dünyanın en güzel şeyi fakat bu varlık benim de Onun da hayatına çok ağır geliyor. İsterse O adına “ihanet” desin. Küfür etsin, lanet etsin. Bu büyük acıdan kurtulmak için isterdim doğrusu. Çünkü gerçekten dayanılır gibi değil ve bu acıları çeken benim. Onun sevgisini kaybetmeme gibi bir şey artık benim için lüks bir istek. Nedense kaybedersem belki de iyileşeceğimi düşünüyorum. Selametle, kendinize iyi bakın…

Düzenleme:06.03.2006 / 19:55

nazlıcan


07.03.2006 / 10:00
fıratın-hüznü" yazdıklarına aynen katılıyorum.. insan çaresiz kalınca ne edeceğini bilemiyor.. ulu orta terketilmişsin sanki.. teke tek ... koskoca dünyada seni anlayan bir ALLAH ın kulu yok ne acı ..işte seninde dediğin üzere hani anlatamadıkların oluyor ya o anlarda koskoca bir okyanüsün ortasında batmadan durup doya doya ağlamayı.. istiyor insan.. yada başkalarının üzüntülerine ağlayıp kendin yaralarınıda bi debzede olsa dökmüş unutmuş gibi hissetmek istiyorsun... eee hayat işte.. yaşıyorsak sabretmek görevimiz.. kimse zorla tutmuyor senii ister çık isyan et istersen oturda sabret.. bence sabretmek en hayırlısı en azından diğer alemde sabrımızın mükafatını görebileceğiz.. sabretmeyip isyana yönelirsek ne geçecekki elimize dimi? hem bu dünyamız berbat geçecek hemde diğer aleme henüz gitmeden cehennemde yerimizi ayırtmış olacağız.. fıratın-hüznü kardeşim yaramı deştin bu konu uzayıp gider... neyse uzatmaya gerek yok bence.. konuştukça dahada artar unutmak istediklerimizin sancısı... neyse seninde başını ağırttım ... kal sağlıcakla...
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • SiirDiyari61
  • Dilara58
  • Sedatyasar
  • imbat12
  • Cerenbicer
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir