Şiir Defteri

AKŞAMLARI NE YAPIYORSUNUZ?..

Yazan: nazlıcan
22.03.2006 / 10:39
1172 kez görüntülendi
2 yorum yapıldı
Dümdüz bir soru size: Akşamları evde ne yapıyorsunuz? Koltuğa uzanıp, hiç tanımadığınız Amerikalı dedektiflerle, hiç tanımadığınız Amerikalı haydutları mı kovalıyorsunuz? Yoksa yerli dizilere kaptırıp hiç bilmediğiniz konaklarda yaşanan hayatları mı seyrediyoruz? Dört saat televizyon seyretmenin sekiz saat çalışmak kadar beyni yorduğunu biliyor musunuz? İki türlü hayat var: 1. Yaşanan hayat, 2. Seyredilen hayat, Akşamlarınız televizyona kilitliyse, bilin ki, hayatı sadece seyrediyorsunuz ! Akşamları evde ne yapıyorsunuz? Akşamlarınızı nasıl geçiriyorsunuz? "Pek çoğu gibi biz de çekirdek çıtlatıp saatlerce televizyon izliyoruz" diyorsanız, durup bir düşünün lütfen; dünyaya birkaç kez daha geleceğinize mi inanıyorsunuz? Böyle bir şey olsaydı, şimdiki hayatımızın bir bölümünü ziyan etmek şimdiki kadar acı sonuçlar doğurmayabilirdi belki. Ne çare ki sadece bir hayatımız var. Bu da maalesef, çok kısa. Ortalama altmış yılın yirmi yılı uykuda geçiyor.Kalan kırk yılın yirmi yılı çocukluk, eğitim, vesaire... Son yirmi yılı da ziyan edersek, bize yaşanacak bir şey kalmaz. Akşamlarınızı sadece televizyona veriyorsanız, sayılı nefeslerinizden bir bölümünü çöpe atıyorsunuz demektir! Çünkü televizyon izleyen kişi hayatta değildir, zira hiçbir şey yapmamakta, hiçbir değer üretmemektedir; bu da bir anlamda yaşamamak sayılır. Ne mi yapmalı?.. 1. Ailece kitap okuyun, sohbet edin: Nasıl tanıştığınızı, ilk nerede görüştüğünüzü, sıkılıp sıkılmadığınızı, nerede nasıl evlendiğinizi, nikah şahitlerinizi, düğününüzü anlatın çocuklarınıza, onları hem dinleyin, hem de okumaya çalışın. 2. Gezin: Gezmek için ille de bir maksat olması gerekmez, en büyük maksat hayatı paylaşmaktır. Yakınsanız deniz kenarına inin, ayaklarınızı denize sokun e becerebiliyorsanız taş sektirme yarışına girin. Sonra da güneşin pembe gülücükler saçarak batmasını seyredin. (İnanın televizyon eyretmekten çok daha keyifli ve dinlendiricidir) Ormanda hep birlikte yürüyün, ağaçlara isim takın, yol boyu açan çiçekleri sevin ve çocuklarınıza bunlarla sevmeyi öğretin. (Ama bilin ki hayat öğrenmek ve öğretmekten ibaret değildir. Dinlenmek, eğlenmek gibi olgular da hayatın bir parçasıdır) Çocuklarınızla ilişkilerinizde asla öğretmen tavrı takınmayın. Onlarla arkadaşlık etmek dünyanın en keyifli işidir. 3. Akraba ve komşularla ilgi bağı kurun: Onlara ya gidin, ya da onları size davet edin. Sohbetiniz televizyonsuz olsun ki tadı çıksın. Birbirinizi gerçekten tanımaya çalışın. Bilirsiniz, "Komşu komşunun külüne muhtaçtır." 4. Kültürel ve sanatsal etkinliklere katılın. (Konferans, seminer, sergi, doğru sinema ve tiyatro) Hayatınızı biraz olsun renklendirecek başka şeyler de bulabilirsiniz. Yeter ki isteyin. Bir şeyi çok isterseniz, Allah (c.c)sebebini halk eder ve çok istediğiniz şeye ulaşırsınız. "Olmaz ki" diye düşünüp taleplerinizi ertelerseniz,hiçbir yere ulaşamazsınız. Aile bağlarının güçlenmesi, paylaşacak şeylerin çokluğuyla mümkündür. Ne kadar çok şey paylaşırsanız aileniz o kadar güçlenecek, o kadar diri duracak ve mutlu olacaktır. Hatıra defterine televizyon dizilerini yazamazsınız. Oraya ancak yaşadıklarınızı yazabilirsiniz. Her gün bir şeyler yaşamalı ve bunları deftere geçirerek geleceğe tarih düşürmelisiniz. Bugün öyle bir hayat yaşayın ki, yarına da kalsın. Torunlarınıza filan anlatacaklarınız olsun. Ayrıca unutmayın ki ; Hayatı biriktiremezsiniz; ya her anını yaşayacaksınız, ya da ziyan edeceksiniz. Artık cevap gelsin: Akşamları ne yapıyorsunuz?.. yaşıyor musunuz, yoksa seyrediyor musunuz?

Fıratın-Hüznü


22.03.2006 / 15:48
HER EVDE BAŞ KÖŞEDE DURAN TV DİR BU BİR GERÇEK...KÜLTÜREL ÇORAKLIK BİRAZ DA İÇİ BOŞ YAYINLARIN BİR SONUCU...AMA TV YAYINLARININ AİLEDEN, İNSANLIKTAN NELERİ ALIP GÖTÜRDÜĞÜNÜ CESURCA ÇIKIP KİMSE SÖYLEMİYOR. NEDEN? ÜLKEMİZDE DOKUNULMAZLAR ARASINDADIR TV DE ONDAN. YANİ BİR M. ALİ ERBİLİN PROGRAMINA BİLE İLİŞEMEZSİN MODERNİTE, LAİKLİK, VS...VS...TEHLİKEYE DÜŞER VE KENDİNİ Bİ ANDA "YOBAZ" DAMGASI YEMİŞ OLARAK ORTA YERDE BULURSUN.

nazlıcan


22.03.2006 / 16:11
"M. ALİ ERBİLİN PROGRAMINA BİLE İLİŞEMEZSİN MODERNİTE, LAİKLİK, VS...VS...TEHLİKEYE DÜŞER VE KENDİNİ Bİ ANDA "YOBAZ" DAMGASI YEMİŞ OLARAK ORTA YERDE BULURSUN" yazmışın ya aslında haklısın yazdıklarında.. yobazlık diye adlandırılıp yargılayan o kişiler zaten insanlığın dışına kayan kişiler olduğundan çok ta alınmam.. amam üzülürüm elbet.. hani etrafını saran çift camlı aşaayacağın camekanın ardından bakarsın karşıki bidanın penceresinden küçücük bir çoçuk düşecekmiş gibi olurda bişey yapamazsında kendini orda parçalarsın misali oluyorum işte... unutmayalım ki her koyun kendi bacağından asılır.. ve herşeyin hesabının sorulduğu mahşerde haksızlıklarında karşılığını verecektir şu evreni yaratan RAHİM.. ONDAN BİZLER ELİMİZDEN GELDİĞİNCE DIĞRULARIN PEŞİNDEN KOŞALIM YALNIŞLARIN ADRESİ BELLİ ALLAH MUHAFAZA İNAŞALLH
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Dilara58
  • Sedatyasar
  • imbat12
  • Cerenbicer
  • Kalbinizinsesi
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir