Bu şehirde yağmurlar yağsa da ıslanmam ben;
Kapatmışım kalbimi bu şehrin insanlarına.
Bu şehirde yangınlar çıksa da umursamam ben;
Çoktandır yanmışım bu vicdansız dünyada.
Ben susayım, siz söyleyin dost bildiklerim: Günahım nedir?
...
Evim de yanmıştı, sönmeyen bir yangında; cehennem gibi.
Nasıl ki kuş, yaşamak için çabalarken bir fırtınaya tutuşuyorsa,
Beni de fırtınalar savuruyor yapraklar gibi.
Nasıl ki bu dünyanın fırtınaları kanatlarını kırıyorsa kuşun,
Benim de yaşamak için bir bir sebeplerim yok oluyor gibi...
Ben ama yaşamaktan hâlâ vazgeçemedim; kanadı kırık kuşlar gibi.
Uğruna savaştığım her şeyim sizin olsun, dost bildiklerim.
Söyleyin:
Ne için yaşayacak bu ruhsuz can?
Ruhum gitmişken, neylesin bu güçsüz can?
Dünyaya gelmekte ne vardı ki, dünyadan gitmekte olsun?
Ey yaşayan ruhlar, söyleyin: Yaşamak nedir?
Arzu Kureyşi