Şiir Defteri

MAZİDE KALAN

Yazan: murattekin
10.04.2019 / 13:57
1401 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Çocukları onu huzurevine yerleştireli bir buçuk yıl olmuştu. Ama hâlâ alışamamıştı. Oysa çocukları ne kadar da övmüştü. Yaşıtlarıyla olup sosyalleşecekti. Sohbet, muhabbet vaktin nasıl geçtiğini anlayamayacaktı. En küçük torunu dedesinden ayrılmamak için nasıl da kıyameti koparmıştı. Orada bırakmamaları için anne ve babasına yalvarmıştı ama nafile... Odasının penceresinden dışarıya takıldı gözü. Bahar gelmişti. Ağaçlar gelinliklerini giymiş sallanıyor ve ellerini birbirine uzatıyorlardı. Kuru otlar canlanmış, yemyeşil olmuştu. Hafif esen rüzgârla beraber kuş haykırışları da kulakları dolduruyordu. Sandalyesini penceresinin önüne çekti oturdu. Derin bir nefes aldı. Baharın temiz havasını ciğerlerine doldurdu. Şöyle bir göz gezdirdi etrafına. Arılar o çiçekten öbür çiçeğe konup vızıldaşıyordu. Çocuklar yolun karşısındaki parkta şen şakrak oynuyorlardı. Birden kendi çocukluğu geldi aklına... Nasılda koşturuyordu kırlarda. Şurası babaannesi ve dedesi ile birlikte oturdukları tek katlı, bahçe içinde küçük şirin bir evdi. Bahçede elma, erik, kiraz ve kayısı ağaçları vardı. Dedesi ağaçları paylaştırılmıştı torunlarına, çıkan ilk meyveyi ağacın sahibi torun yiyecekti. Dört gözle beklerlerdi dalların meyveye durmasını. Bahçenin kenarına; babaannesi ile annesi birlikte domates, biber, salatalık, maydanoz, yeşil soğan vb. sebzeleri dikerlerdi. Yufka ekmeğin arasına bahçeden topladıkları soğanı, maydanozu sarıp yanında da domatesi ısırıp yemesi... Burnuna mis gibi süt Kokusu geldi bir yerden. Annesi ağıldaki koyunların erkenden sağılmış sütü ocağa koymuştu bile. Kaynayan süt mis gibi kokuyordu. Çok severdi sıcak süt içmeyi, annesi de kocaman bir tasla verirdi oğluna sütü? Babası da kazmayı, küreği alıp tarlaya gitmişti bile yapılacak işler çoktu çünkü. Arkadaşı seslendi birden: Ahmettt! Haydi okula! Kafasına dikti tasta kalan son sütü, koşarak çıktı, ayakkabılarını giydi. Annesi arkasından seslendi: ?Okul çıkışı oyalanmadan eve dön? diye. Babasına yemek götürecekti tarlaya. Okula patika bir yoldan geçerek giderlerdi. Yol kenarındaki böğürtlenlerin olgunlaşmasını sabırsızlıkla beklerlerdi. Yolculuklarını tat katardı çünkü. Aynı zamanda, yol boyunca her yer kır çiçekleriyle dolanmıştı. Tek tek, nakış nakış işlenmişti sanki kırlara? Severdi Ahmet köyünü hem de çok severdi. Okuldan eve döndüğünde, evlerinin önündeki kalabalığı gördü. Bütün köy oradaydı. Koşarak eve girmeye çalıştı. Kalabalığı yarıp içeriye girdiğinde dedesi yerde boylu boyunca yatıyordu. Kimse ne olduğunu anlayamadan bir anda yere yığılıp son nefesini vermişti konuşulanlara göre. Babaannesi dedesinin başucunda sessiz sessiz ağlıyordu. Elini avuçlarının içine almış sıvazlıyordu. Gitti canımın yarısı diyordu ağlarken bir taraftan da. Annesinin gözü yaşlı, babasının omuzları çökmüştü. Dünyanın bütün yükü sırtına binmişti sanki... Hep birlikte oturur, hep birlikte çalışır, hep birlikte yemek yerlerdi. Kış geceleri sobanın çıtırtısı eşliğinde dedesinin anlattığı hikayeleri dinlerlerdi. Ne annesi ne de babası dedesinden ve ninesinden bir gün olsun yüksünmemişlerdi. Ama şimdi, koca Ahmet sığamamıştı, oğluyla gelininin yaşadığı kocaman eve... Oysa kimseye yük olmuyordu ki, torunuyla da güzel vakit geçiriyorlardı ama... Göğsünde bir acı hissetti aniden. Eli göğsüne doğru gitti. Nefes almakta güçlük çekiyordu. Bağırmaya, yardım istemeye çalıştı ama sesi bir türlü çıkmıyordu. Önce eli düştü yana, sonra boynu büküldü. Çocukluğunu, gençliğini ve bugününü tüm anıları ile geride bıraktı. Odayı temizlemek için içeriye giren görevli donakaldı. Ahmet artık çok uzaklardaydı?
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir