Şiir Defteri

BOZAŞK

Yazan: by_duygusal
29.10.2014 / 00:10
1285 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Şimdi Sarayburnu'ndayım. Nerden mi geldim? En son yağmurun başladığını hatırlıyorum. Elimde şemsiye koşuşturuyordum. Sonra bir kedi yavrusunun üstüne bıraktım elimdeki şemsiye ağırlığını. Tek takım elbisem de sırılsıklam oldu. Olsun. Sultanahmet Camii'nin ezan sesiyle yürüyorum ya Gülhane'de, hissiyatı yeter. Çok değişmiş burası. Hayvanat bahçesini kaldırıp çiçekler dikmişler her bir grubu bambaşka çiçekler. Buradaki çiçeklerin bakımıyla açlıktan ölen İstanbul insanlarını düşünerek yürüyorum, bir devlet memuru olarak kendimden nefret ederek belki de günah çıkarmak amaçlı cebimdekileri de sizlerin dilenci diye nitelendirdiklerine veriyorum. Gülhane'nin sonunda denize karşı çay keyfinde insanlar. Bir demlik çaya en gizli sırlarını anlatıyorlar. Oradan Kumkapı'ya geçiyorum. Boş bir masaya oturup beş kuruşsuz ben de demlenmeye başlıyorum. Tek farkla, aslan sütüne veriyorum kendimi. Anlatıyorum sonra. ''Benden'' diyor yan masadaki adam. Ben de ''seninki de benden'' diyorum diğer yanımdaki masaya. Sonra yanımdaki kadın ''hadi gidelim artık'' diyor, daha ''nereye'' demeden yürümeye başlıyorum. Ne kadar, nasıl yürüdük o soğukta, o yağışta bilmiyorum, derken Sarayburnu'ndaki surları görüyorum. Ben sarhoş, yanımdaki kadın benden sarhoş. Köhne bir evdeyiz. İçerisi kadınlı erkekli bir kominist evi besbelli. Daha komünist bile yazamazken katılıyorum muhabbete. Konuştukları değil de gençlerin yaşları ve bakışları bambaşka. İnanmışlıklarını seviyorum sadece, hem de hiç bir şeye inanamazken. Bir iki yudum daha, derken gözümü açıyorum, saat gecenin bir vakti. Herkes uykuda, henüz adını dahi bilmediğim bir kadın var yanımda. Kumkapı hesabını da ödeyen o kadın. Elimde bir tavşan niyeti, yıllar sonra saklanmasına şaşıracağım ve nerde ne zaman çektiğimi hatırlamadığım. Bir de pamuk şeker ve kağıt helva kalıntısı o kadının yanında. Hemen kendimi dışarı atıyorum. Kapkaranlık gece. Sahile varıyorum sonunda. Elimdeki kimliğimi en son taksiciye verip veresiye gitmeyi planlarken evime, ''bozaaaaa'' diye sesleniyor bir adam. İçim ürperiyor, korkuyorum birden. Hemen geri kaçıyor, az önce çıkıp da şimdi zor bulduğum o eve geri giriyorum korkudan. Uykum da yok ve herkes uykuda. Duvardaki Nazım şiirini defalarca okuyarak uyumaya çalışıyorum. Hani şu ''Berkley''. Tabiat derin, tabiat uçsuz bucaksız. biz ise işin kolayına kaçtık. Belki de iki kilometrekarede yaşadık, AŞK'ı anlatmaya çalıştık. Boza ve AŞK. Herhalde AŞK'ın her şeyle bir alakası var..
Düzenleme: 29.10.2014 / 00:14
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • VEJETARYEN1978
  • Serdar150
  • yunuskivanc
  • Adıyaman
  • Şiirlik
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir