Şiir Defteri

EZAN VE TÜRKÇE (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
16.11.2018 / 09:35
704 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ülkemizde; hadisileri ya bilmeyen ya anlamayan ya dışlayan ancak kendisine dinli diyen bir kitle var. Kafasına göre davranıp, kafasına göre yaşıyor bu kitle. Bu nedenle de kendi inançı içinde de, din içinde de mantıksızlık ve tutarsızlık içinde. Ne yazık ki kendisini bir de en iyi Müslüman, en iyi dinli sayıyor ya da sanıyor. Bu kitle gerçekte İslamiyet dini inançından da, dini tanımlayan Din hadisileri'nden de öylesine uzak ki 'Dinler arası diyalog', 'Kültürler arası diyalog', 'İslamiyet'i güncelleştirmek' gibi Batı tuzaklarının avlanma bölgesi oluyor. Örnekler ki: 1- Bu kitle Osmanlıcı yani Osmanlı hanedanlığı'cı yani sultancı; yani taht nefsi için kendi bebek, çocuk kardeşlerini; kendi özannelerini, kendi özbabalarını bile öldürtmüş Osmanlı hanedanlığı'nı, Osmanlı sultanları baştaçı ediyor; oysa hem böyle şeyler İslamiyet dini inançına da, dine de aykırıdır hem de 'Sultanlarla düşüpkalkan(düşüp kalkan) alimler de hırsızdır' hadisi sultanlığı dışlamaktadır ancak bu kitle nefssizlik ayı olan Ramazan ayı'na bile 'Sultan' demektedir. 2- Hadis 'Ezanı makamlı okumayın' der ve makamlı ezan okumayı kötüler; ancak bakıyoruz ki müezzinler ezanı makamlı okumak için adeta bir yarış halindeler ve 'Ezani güzel okuma yarışması'ları bile yapmakta; 'güzel' yani hadisin dediği gibi değil de makamlı güzel okumak yarışı. Ezan için makamsızlık yani sadelik yani nefssizlik isteyen bir dini inanç kuşkusuz ki kutsal kitabının okunması konusunda böyle daha büyük bir istek içindedir ancak yine görmekteyiz ki Kuran makamlı olarak okunmakta ve üstelik de 'Kuran'ı güzel okuma' yarışmasıları yapılmaktadır yani burada 'güzel' yine sadelik, yalınlık değil makam. 3- Kuran Arablara der ki 'Ben siz anlayasınız diye Arabçayım' ve bir de 'Ben tüm insanlık içinim' der yani açık ki Kuran tüm milletler yani herkes anlasın diyedir yani İslamiyet dini inançı için Arabça zorunlu, koşul, farz birşey değildir yani önemli olan 'anlamak'tır yani Kuran gerçekte demek istiyor ki 'Kuran yalnızca Arablar için Arabçadır, her millet kendi diline, kendi anlayacağı dile çevirsin' ki 'Din bilimdir/ilimdir, bilim olmayan yerde din de olmaz' hadisi de bunu doğruluyor çünkü bilim her milletin kendi dilinde olur yani bilim diyor mu ki 'Beni ille de İngilizce' ya da 'Fıransızca/Fransızca' ya da 'İtalyanca öğreneceksiniz' diye? Ancak bu kitle 'Ezan ille de Arabça okunacak' diye tutturmakta, sanki Din hadisileri'nden ya da İslamiyet dini inançının ya da dinin özünden, ruhundan, amaçından(amacından) anlıyormuş gibi; sonra da bakıyorsunuz siyasetçilerin, sultanların peşilerine(peşlerine) takılmış. Ezanı hem Arabça okutmak biçiminde İslamiyet dini inançına aykırılığa düşmekte bu kitle hem de ezanı makamsız değil makamlı okuyup yani ne yandan bakarsanız bakın İslamiyet'e aykırılıktan başka birşey değil bu kitle gerçekte. 4- Öteyandan(Öte yandan) bu kitlenin; çalar saatin her evde olduğu 21. yüzyılda Ramazan davulcusuluğuna(davulculuğuna) destek olması bile İslamiyet dinin inançının da, dinin de özünden, ruhundan, amaçından ne kadar çok uzakta olduğunu göstermektedir. Yani açık ki bu kitle İslamiyet'in özünün, ruhunun, amaçının yani Din hadisileri'nin yani dinin anlaşılmamasını istemekte ve işi şekilciliğe, tabulara, geleneklere, göreneklere, törelere, Arabçaya, Arab tarihine, Osmanlı tarihine, özel sektör yandaşılığına(yandaşlığına) ve Akp yandaşılığına eşitlemeye çalışmaktadır çünkü biliyor ki İslamiyet dinin inançının özü yani Din hadisileri yani din bu kitleye karşıdır. Yani kendini İslamiyet dini inançlı ya da dinli sanan ancak gerçekte İslamiyet dini inançına da, dine de aykırı bu kitle İslamiyet dini inançını yani ezanı 'Arabça mı Türkçe mi?' konusuna getirmişler oysa İslamiyet dinin inançının da, dinin de dışladığı sultanlığa, vahşete, zulüme sahipleniyor; ve ezanın makamsız okunması gerektiğini bile bilmiyor; İslamiyet dini inançına da, dine de aykırılığı zaten sütyen-külot çıplakların doluştuğu pılajlara(plajlara), ahlakdışı modaya, ahlakdışı ünlülere tepki göstermemesinden; ticaretle ve siyasetle yani cehaletle ve nefsle kol kola olmasından da bellidir. Yani açık ki ezanın Türkçe okunmasına karşı çıkacaklarına önce ezanın makamlı okunmasına karşı çıkılmalıdır. Türkçe ayıp, dine aykırı, ahlaka aykırı, utanç bir dil değildir; en az Arabça kadar onurlu, şerefli, evrensel bir dildir, ve üstelik de dünyadaki en ileri, en üstün, tüm dillerin merkezi bir dildir, öyle ki özgürlük sözcüğünün doğru anlamını Türkçeden başka dilde bulamazsınız. Yani İslamiyet dini inançına göre doğru olan şudur: Kuran da, ezan da her milletin kendi dilinde okunmalıdır, ve makamsız, sade, yalın, nefssiz okunmalıdır; Kuran'ı, ezanı makamlı okumak İslamiyet dini inançına öyle aykırıdır, zıttır ki Din hadisileri de zaten 'Kim insanların kalbini kazanmak için güzel konuşmayı öğrenirse Allah Kıyamet'te onun hiçbirşeyini kabul etmez'; öyle ise Kuran'ı ve ezanı makamlı, gazel gibi, müzik gibi yani insanları etkilemek için okumak niye? İşin tuhafı da Kuran'ın Türkçesini makamlı değil makamsız okuyorlar; yani belli ki sanıyorlar ki 'güzel okuma'yı şiir okumak güzelliği değil de müzik güzelliği, ses güzelliği gibi birşey sanıyorlar yani bu durumda sesi çirkin olan bir halkın Kuran ve ezan okumaması yani Müslümanlığı seçmemesi gerekiyor bu kitleye göre. Demek ki dini inançlıların da dinsizlerin de önce gidip dini tanımlayan Din hadisileri'ni öğrenmeleri; sonra din adına konuşmaları gerekir. Bir de şuna bakmak gerekir: Muhammed hayatında kaç minare yaptırmıştır, kaç kez ezan okutmuştur? Büyük olasılıkla O'nun dediği şey konuşma dili ile 'Haydi namaz kılmaya gidelim' demek olmuştur. Demin Trt belgesel adlı televizyonda bir Afrika ülkesinde okunan ezanı dinledim; ezan Türkiye'deki gibi makamlı değildi, adeta konuşur gibi bir davet idi namaza. Ezan sözcüğü kutsal, doğaüstü, ilahi bir sözcük değildir; ezber sözcüğünün kökeni olan 'ez'den gelir yani ezberden okunan yani ezberlemeden yani bir yerden öğrenilmeden söylemek anlamındadır ki ilk ezan da Bilal Habeşi'nin kendi isteği ile ve kendi hayal gücü ile oluşuktur yani Muhammed O'na 'Şöyle bir ezan oku' dememiştir yani ezanın sözleri kişiye aittir, İslamiyet dini inançına değil ki bu nedenle de Kuran'da geçtiğini düşünmüyorum. Ve zaten ezan da 'Hz Muhammed' demez, yalnızca 'Muhammed' der, ve ezana bir de 'Ezanı Muhammed' diyorlar yani 'Allah'ın ezanı' değil 'Muhammed'in ezanı' ki zaten yani İslamiyet dini inançına göre ezanı okumak zorunluluğu diye birşey yoktur, hele ki ezan okuyan çaar saatlerin, ezan saatlerini yaan takvimlerin bile olduğu bu çağda; yani ezan bir farz değil çalar saatin, takvimin olmadığı dönemde bir hatırlatmadır. Bilin ki Türkçe düşmanılığının(düşmanlığının) olduğu yerde İslamiyet dini inançının da, dinin de doğru anlaşılması yoktur. Yani düşünün ki İslamiyet dinin inançına göre Allah bile Muhammed'e 'Benim dilimde oku' değil 'Arabça yani kendi dilinde, kendi anladığın dilde oku' demiştir çünkü Tora(Tevrat) de, Bible(İncil) de Arabça değildi zaten. Yani bu durumda demek ki 'Kuran siz anlayasınız diye Arabçadır' ayetini ya 'İslamiyet yalnızca Arablar içindir' olarak ya da 'İslamiyet her dildedir' olarak anlamak gerekir ki bu durumda Kuran da, ezan da her milletin kendi anladığı dilde olmalıdır tıpkı bilim, felsefe, edebiyat, sanat gibi; bence doğrusu ikincisidir yani her milletin kendi anladığı dilde olması; peki Kuran, Muhammed Arablar tarafından bile İngilizceye 'Koran' ve 'Mohammed' olarak çevirilirken(çevrilirken) hiçkimsenin sesi çıkıyor mu; neden Türkçeye gelince bu düşmanlık tıpkı Atatürk'e düşmanlık gibi; nedir bu Türkiye, Türkçe, Atatürk düşmanılığı? Siz Türkçeye, Atatürk'e, Türklüğe düşman olacağınıza gidin önce bebekleri, çocuklarını, annelerini, babalarını bile öldürtmüş sultanlara düşman olun, ne yani Atatürk öldü diye ya da Chp %51 oy alamıyor diye Atatürk bitti mi sanıyorsunuz? Göğe bakın; gök ne zaman biterse Atatürk de o zaman biter; yere bakın, yer ne zaman biterse Atatürk de o zaman biter çünkü Atatürk amaç olan dini tanımlayan Din hadisleri ile aynıdır zaten yani bilim ve ahlak; ancak sultanlarınıza bakın, kundaklarındaki bebekleri bile öldürtmüş, annelerini babalarını bile öldürtmüş sultanlara bakın, onları baştaçı ettiğinizde başınızda taç diye olacak şey kandan başka şey olmaz. Yeter artık, bırakın bu yanlış kafaları; burası Türkiye, burası Türkçe. Din Türkçeye karşı değildir, Türkçe de dine çünkü din bilimdir. Utanmayın Türkçeden, Türkçeye sarılın, Türkçeye sarılmak birilerine aykırı olsa da dine de, bilime de, felsefeye de, insanlığa da aykırı değildir. Kardeş olmam seninle, topraktan geldik diye Kardeş olurum seninle ancak felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden gelirsen. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 16.11.18/09.23
Düzenleme: 16.11.2018 / 09:38
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir