Gülümsemek için çok geçti artık sonbahar gibiydi yüzü
Yüzünde yer bulmuştu koca dünyanın tüm hüznü
Şimdilerde aynalara çok takılır olmuştu gözü
Neydi hayatın sakladığı sırrı özü
Alışmak olamazdı yaşamak
Hiç düşmeyecek gibi boşluğa atlamak
Sonunda yorgun yere çakılmak
İsterdi bu mutsuz sonunu anlatmak
Kalem konuştu kağıt dinledi
Hayaller dondu zaman gülümsedi
Geçmiş girdi odadan üstündeki yaralara bakmadan
Ve yenilendi tüm eskiler yaşlı ellerde tekrar dikildiler
Canlandı eskimiş bir gözbebeğinde gökkuşağı
Unutulmuş bir şemsiyeye yağmurlar yağdı
Ağladı küçük bir çocuk annesinin ebedi ruhunda
İlk defa baktı bir genç sevdiğinin kirpiklerinin ucuna
Ve son defa baktı yaşlı bir adam hayatının ikinci yarısına
Kalem yoruldu kağıt uyudu geçmiş geçmedi odasından birdaha
Fatihtan
04.09.2013 / 10:42
Gülümsemek için çok geçti. Aslında tabularımız bize bunun geç olduğunu söylemiyor mu. Geç kalmışlık hissi bize bunu yaşatıyor öyle değil mi?
Fatihtan
04.09.2013 / 10:42