*Şiddete HAYIR!
Herkes bilir,bir ot vardır.
Kar erir,toprak canlanır,
O ot hemen pıtırdanır.
Kırda,bayırda,an’larda,
Kendiliğinden palazlanır.
Hatta toplanır,yemek yapılır,
Lezzetlidir bayağı da...
Yenir dedim ya!
Zehirli falan da değildir.
Birazdan aklıma gelir,
Biliyorum adını da...
Tırtıklıdır,geçmez beş parmağı,
Öyle sever öyle sever ki,
Yapışır,öper yaprağı,toprağı...
Ne yazık ki,tekdir dalı...
Çiçeğinin rengi sarı,
Yani,papatyalar gibi,aşılı
Tam da bir koca(!) kafalı...
Aman,herkes bilir canım!
Şu bakımlı bahçelerle,
Süslü ve paralı-parklarda,
Çimler içinde çıktığı için,
Arsız bile sayılabilir.
Eminim,mutlak gördünüz,
Taş dibinde toprak bulur,
Çıkıverir çatlak betondan.
Hani çiçeği solunca,
Beyaz,tüyden bir top olur.
Pek güzeldir çiçekceğiz...
Pek narindir o topcağız...
Yani rüzgar sert esmese,
Dokunmasa/koparmasa,
-Arsız bir çocukçağız-,
Güzel güzel bakışacağız.
Lale,gül,karanfil gibi,
Kimden ilgi istiyor ki?
Dağılınca pamukcuklar,
Dal bir işe yaramaz ki?
Şimdi,benim demem o ki;
Aha,o ot ben’im işte!
Aynen,tariflediğim gibi,
Yoluk/soluk bu(!) kızcağız...
Bana bir şey vermediniz,
Zaten hiç istemedim ki...
Ömür kısa hey,öleceğiz!
Elinizle ve de dilinizle,
Yeter,ezmeyin/üzmeyin!
İnsan gibi yaşamak için,
Hep biz mi zorlanacağız?
Lütfen,artık,rahat bırakın!
Saçsız/taçsız ve çiçeksiz,
Peki,nasıl yaşayacağız?
Ortalıkta-kelimizle-
Çıplacık mı kalacağız?
Huriye (Özbey) A_____z
23 Kasım 2006
Bursa