Şiir Defteri

Sana " Mucize/m " Diyemedim / Üzgünüm

Yazan: red_romans_33
18.10.2007 / 11:20
1655 kez görüntülendi
3 yorum yapıldı
" Mucize' ye en yakın gerçektin sen lakin sana “ mucize “ diyemedim / üzgünüm " Ey gözlerindeki hayat sağnağı ile beni mutlu eden “ mutluluk; Musalla soğuğu ellerimden tut. Mesken bildiğim yüreğinden beni kovmalarına izin verme. Sakın bırakma beni. Avuçlarından salma beni uçurumlara. Hiçim diye bir de dipsizliğe mahkum olmayayım. Adını baş harfine sığınmış gövdemi yakmalarına göz yumma. Aydınlığı senin gözlerin olan gökyüzümü kapama karanlığa. Tut gözlerimden. Çengelle yüreğimi yüreğine.Hayatın sınırlarına kurduğum çizginin ölüme taşmasına izin verme. Kanbur sırtımla sınır ihlalinde bulunan yüzümü doğrulara çevir. Kalabalıkların arasındaki azınlık halimi isminle kalabalıklaştır.Köklerime sarıl çünkü üşüyorum. Korkularıma cesaretinle güç ver. Ezikliğime inat sen gökyüzüne götür Bana reva görülen acılara inat sen beni mutlulukla adlandır. Sonra da kanatlandır tüm gurbet kuşlarımı. Biliyorum sana anlatacak o kadar çok cümlem var ki. Anlatamıyorum çünki bir mucizeyi sözcüklere sığdırmaktır nankörlüktür. Evet anlatmaya çalıştım. Sana sözcükler aradım durdum ama bulamadım. Seni cümlelerle anlatamadım / üzgünüm. En sonunda sustum çünkü sen mucize' ye en yakın gerçektin. Sana “ mucize'm “ diyemedim / özür dilerim. Güzelliğe en fazla yakıştırdığım, adıma adına yanaştırdığım; Küçük sevinçler getir bana. Sevdamızla büyütelim sonra. Umuda kanat çırpsın kanatlarımız. Mutsuzluktan mutluluklar doğuralım. Çirkin gördüklerimizde bile güzellikler bulalım. Unutulmuşluğa ait ne varsa hatırlayalım. Sen biraz ben ol, ben de sen...Mutluluk için kaçak şehirler besleyen nehirlere yataklık edelim. Sonsuzluğa göç edelim. Bir Mayıs sabahına düşsün aşktan çaldıklarımız. Bir masala benzetilse de biriktirdiklerimiz, sevdanın en halindedir gülüşmelerimiz.Öyküsüzlüğümüze düşülen dipnotlara aldırmadan büyüyecek sevdamız. Aştan çalıp sevdaya mayaladığımız ne varsa gülümsesin artık. Özenle istiflediğimiz tebessümler cicek versin. Sığlığıma dua genişliği veren kadın, Gözlerimizde büyütüğümüz kaçak kentlere aldırma sen. Yasaklanmış, sorgulanmış yarınlarımıza dön yüzünü. Adresimiz yok bu dünyada. İzimiz de. Ama sakın korkma hüviyetimiz yeter bu sevdayı dünya'ya ispat etmek için. Duraksı, çatısız düşlerimizden düşürülsek de yılmak yok. Sağır olsa da bu dünya bize, sesli harflerimizle yaşayalım sevdamızı. Sen; umudum.. Sen; sonsuzluğum.. Sen, umut bulduğum.. Sen, mutlulukla dolduğum.. Ve ben, Sana ait bir cümle. Her harfi kitap olan... Sen ve ben, Yani biz; Hangi tanıma sığarız biz ? Hiç miyiz ya da düş müyüz ? Yok yok... Sus pus muyuz yoksa yok muyuz ? Hayır hayır.. Biz sevdanın mucizeye en yakın haliyiz.. Unutma sevgili; Gün gelir kahraman'lar da ölür.. Gün gelir masal da biter.. Ama biz bitmeyiz.. Biz birer masal kahramanı değiliz. Biz mucizeye en yakın gerçeğiz.. Sen ve ben BİZ'İZ.. Sen yaşarken ben ÖLEMEM.. Ben ölsem de sen beni “ bende “ YAŞATIRSIN.. Şimdi içimden sana “ mucize “ demek geçti.. Lakin di-ye-mi-yorum.. Neden diyemediğimi sen bilirsin sevgili.. Üzgünüm.. Sana “ mucize/m “ diyemedim.. Sığlığıma dua genişliği katan kadın, “ Seni seviyorum... “ 16.10.2007 12.20 İsmail Sarıgene

ayşe


18.10.2007 / 12:27
uzundu ama okumaya değerdi güzel yazılmış bir makale sevgiyi iyi anlatmışsınız umarım gerçekleşen bir mucizen olsun {s:026}{s:026}

bilgisayarım


18.10.2007 / 22:14
SEVGİLİ İSMAİL ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM YÜREĞİNDE SEVGİ TOMURCUKLARI HEP AÇSIN SEVGİLERİMLE{s:015}{s:027}{s:029}{s:030}

Fıratın-Hüznü


18.10.2007 / 22:30
Diyememekse diyebilmek, denmiş sayılır, inan ki. Dünya durur. Zaman eskir. Yüreğine iner zamansız kışlar. Sevgiliyedir yürekten son haykırışlar. Gel çöz amansız kışları, kov zemherileri buzları diyedir. Bir ada tutunur, mecalsiz intibalar, sessiz intibahlar. Akşam, dermansız bir yara gibi sızlar. Yar uzak, diyar uzak, sıla sisli. Haydi son bir kez ayakta dur, onurla, beyaz duruşunla. Sevinçler sinmiş pusuda. Acılar dörtnala. Hani derler ya: “Düşman kavi, dost zebun, talih kara. “diye. Sebepler sukut edince, hepten kararır ufuk. Yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi, belirir. Bazen bütün aranır bulunamaz. Adı konamaz. Küçük parçalar alsak ellerimize, sabırla sevgiyle işlesek. Eder miyiz diye elde, bir mutluluk tablosu. Öyküsüzlük, duruyor bir gönül masalının önsözünde. Öyküsüzlük, evet olabilir. Dil de kalem de almamış olsa payını. Sağlamdır kökü sevdanın, yoktur köksüzlük. Son tahlilde. Hüzün. Silik izlerden coğrafyalara remil atılmış bir yazı. Düşerken, ayakta oluşunu sayıklamak. Kulaç atmak en derinlerine samimiyetin. Sarsıcı, ruh sarartıcı, kirli bir karanlıktan geçerken ıslık çalmaya, türkü söylemeye… Kalemimden bunlar koptu sevgili İsmail SARIGENE. Selamla... . . .
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Kalbinizinsesi
  • YarugCalabi
  • Ahmed-i
  • omerfaruksirin
  • ademtok
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir