Şiir Defteri

CHERRY (KİRAZ) DOMATESLER.

Yazan: nesligül
01.03.2009 / 10:14
1392 kez görüntülendi
2 yorum yapıldı
TV dünyasında, yemek konulu yapımların öne çıktığı bu dönemde,çok moda olan bir sebze var, cherry domatesler. Yarışmacıların hepsi, market tezgahlarında harıl, harıl cherry domates arıyorlar. Bu bir ceviz büyüklüğünde, kırmızı, sevimli domatesler, salataları ve yemekleri süslemede kullanılıyor. Eskiden cherry domates mi vardı.? Salata ve yemeklerde, tarlalarda yalnızca, yaz mevsiminde yetişen, kocaman, kıpkırmızı, çok düzgün şekilli olmayan, sarı çekirdekli, çabuk yumuşayıp, bozulan, ama, tadına doyulmayan, konduğu yemeğe rengini veren, yerli ırk domatesler kullanılırdı. Hele sıcak yaz günlerinde, enine ortadan kesip, biraz da tuzladınız mı, yemeğe doyamazdınız. Bendeniz, cherry domateslerle tanışma fırsatını işte bu dönemde, yaz tatillerinde, çiftçilik yapan büyük halamlara, gittiğimde bulmuştum. Benim yaşıma yakın, iki kız torunu olan maviş gözlü rahmetli halamı çok severdim. Baskın karekterli, çalışkan, otoriter bir kadındı. Büyük arazilerinin, küçük bir kısmında, sadece İtalya pazarına ihraç etmek için cherry domates ekerlerdi. Köylüler ingilizce adını bilmedikleri, o zaman ki ülkemiz yemek kültüründe yer almayan, bu domates cinsine, fındık domates adını takmışlardı. Görüntüsü hoş geldiğinden, bu domateslerden yesek de, damağımızda güzel tadına alıştığımız yerli domateslerin yerini tutamazlardı. Yıllar geçti, şimdi artık şifalı, hormonsuz yerli ırklar kayboldu, yerlerini, genleriyle oynanmış, verimliliği ve dayanıklılığı arttırılarak, pazara elverişli hale getirilmiş, bir kerelik hibrit(melez) tohumlardan üretilen, kanserojen, tatsız, tuzsuz, hormonlu, hepsi bir boyda, sebze ve meyveler aldı. Bu zararlı tohumları bize kakalayan, gelişmiş ülkeler, şimdi ülkemizde onlar için yetiştirilen organik meyve ve sebzeleri satın alıyorlar. Gümrük kapılarında kotrolden geçirip, zararlı buldukları ürünleri geri gönderiyorlar. Bu ürünlerse, yeterli denetimin olmayan ülkemizde, ucuz fiyata manavlarda ve pazarlarda satılarak, ne yazık ki bize yediriliyor. Tıpkı, yıllar önce Çernobil faciasından sonra, toprağa gömülmesi gereken radyasyonlu çayları içirip, fındıkları yedirdikleri gibi. Kanser olayları başta, Karadeniz Bölgemiz olmak üzere, her bölgemizde hızla artıyor. Bu da, gelişmiş ülkelerin işine yarıyor. Çünkü, hepsi çok pahalı kanser ilaçlarını, yine onlardan ithal ediyoruz. Yani ,bir taşla birçok kuş vurma hikayesi. Devletimiz bu işe bir el atmalı, bu önemli konuyu, oy peşinde koşmaktan başka işleri olmayan siyasi iktidarlara bırakmayıp, kaybolan yerli ırklar üzerinde çalışmalar yaptırıp, bizi bu hibrit tohumlardan kurtarmalı, organik tarım desteklenmeli, yeni ve güvenli tarım politikaları üretmeleri için, iktidarlara baskı yapmalıdır. Yoksa bu yolun sonu, hepimiz için kötü görünüyor.{s:019}

ayşe


01.03.2009 / 11:57
çok doğru konuya değinmişsin ne yersek hatta içtiğimiz su soluduğumuz hava hepsi ilaçlardan nasibini almış sonumuz ise karanlık güzeldi yazın eline sağlık saygılarımla{s:026}

nesligül


01.03.2009 / 17:33
Kanser vakaları, grip gibi oldu, çok fazla, Allah hepimizi korusun. Çok kötü.{s:014}
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Cerenbicer
  • Kalbinizinsesi
  • YarugCalabi
  • Ahmed-i
  • omerfaruksirin
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir