Şiir Defteri

BİR KARANLIK ADAM, AHMET HAŞİM

Yazan: nesligül
04.06.2011 / 10:52
3939 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
1884 yılında Bağdat'ta (Irak) doğan Cumhuriyet Döneminin en önemli modern şairlerinden Ahmet Haşim, 4 haziran 1933 te yani 78 yıl önce bugün İstanbul'da öldü. Şiirde sembolizm akımının ülkemizdeki en büyük temsilcisidir. Sembolizm akımı şiirdeki gerçekçiliğe (parnasizm) tepki olarak 1880′li yıllarda Fransa’da doğmuştur. 1885 ve 1902 yılları arasında da en verimli dönemini yaşamıştır. Hareket, toplumsal ve sanatsal alanda başkaldırıyı, yerleşik beğenileri değiştirmeyi, karamsarlığa, hayal ve duyarlığa yer vermeyi amaçlar. Bu anlayışa sahip sanatçılar, sonradan sembolizm (simgecilik) akımı için de yer almışlardır. Okuduğu Galatasaray Lisesinde kendisiyle Arap Haşim diye çok dalga geçildiği söylenir. Şair kendine fiziksel olarak çirkin bulmaktadır. Hatta bu yüzden geceyi, dolayısıyla karanlığı çok sevdiği söylenir. Benim lisede okuduğum yıllarda edebiyat ders kitabımızda okuma parçası olarak yer alan "Ay" isimli yazısında da anafikir, Ay ışığının, gün ışığının ortaya döktüğü çirkinlikleri nasıl örttüğü ve romantik güzellikler haline dönüştürdüğüdür. Çirkin, bunalımlı, derin melankolik, karanlık bir adamdır Ahmet Haşim. Şiirleri çok güzel, sade, hatta ölümcül bir romantizm taşırlar. Bir kez intihara teşebbüs ettiği, şakağına sıktığı kurşunun beyninde kaldığı ve yaşamını o şekilde sürdürdüğü söylenir. Anlamı için şiiri deşmenin, eti için bülbülü öldürmek olduğunu söyler. Şiirlerini aruz vezniyle yazmıştır. Aşağıda birkaç örnek verdiğim birbirinden güzel şiirlerini Göl Saatleri ve Piyale isimli iki kitabında toplamıştır. Akşam Yine Toplandı Derinde Canan gülüyor eski yerinde Canan ki gündüzleri gelmez Akşam görünür havuz üzerinde, Mehtab, kemer taze belinde Üstünde sema, gizli bir örtü Yıldızlar, onun gülüdür elinde... Bülbül Bir gamlı hazânın seherinde, Isrâra ne hâcet yine bülbül? Bil, kalbimizin bahçelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül. Savrulmada gül şimdi ha Gün doğmada bir başka ziyâda. Karanfil Yarin dudağından getirilmiş Bir katre alevdir bu karanfil, Ruhum acısından bunu bildi. Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer Kızgın kokusundan kelebekler, Gönlüm ona pervane kesildi. Merdiven Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Cerenbicer
  • Kalbinizinsesi
  • YarugCalabi
  • Ahmed-i
  • omerfaruksirin
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir