Bağlılık..
Yüceltme..
Taçlandırma...
Sorumluluk duyma..
Yürekten algılama..
Bakışlarla anlaşma..
Ses tonuyla destek verme..
Kesintisiz ilişki..
Kayıp olmaz, yitmez.
Yoktan var olmaz bir duygu.
Bunların hepsi biraraya gelip, zaman içinde gıdım gıdım birikerek
dostluğun
çimentosunu oluşturuyor.
Gazetelerde okuyoruz. TV'lerde seyrediyoruz. Sağda solda konuşmalarda adı
geçiyor: Güzel yemek yeme dostu... Edebiyat dostu... Türk Sanat Müziği
dostu... Çocukların dostu... Halkın dostu...
Dostluklar nasıl oluşuyor?
Unuttuk..
Bu hızlı kent hayatı dostluk duygusunu aklımızdan aldı... Yüreğimizden
çaldı.İnsan biriktiren varlık...
Şan şöhret biriktiriyor...
Süper zenginse boğazda villa biriktiriyor. Tablo biriktiriyor.
Repoda para kasalarda naftalin kokulu döviz, antika biriktiriyor. Gençse
plak, kaset, cd biriktiriyor. Yorgun bir ihtiyarsa namaz niyaz
biriktiriyor.
Bazıları da Kuledibi'nde Çukurcuma'ya, Üsküdar'da Eskiciler Çarşısı'na,
Unkapanı'nda Horhor'a gidip; antika lambalar, cam şişeler, eski
koltuklar,
tesbihler, tombaklar biriktiriyor.
Alimse kitap biriktiriyor.
Cahilse kin biriktiriyor...
Dost biriktirmeyi içimizde kaç kişi deniyor?
Evet kabul ediyorum, insan birçok kişiyle beraber mükemmel dost olamaz,
tıpkı aynı zamanda birçok kişiye aşık olamayacağı gibi...Fakat cinnete düştük.
Dost biriktirmeyi unuttuk...