Şiir Defteri

HAYALET

Yazan: guwen
15.02.2017 / 14:59
1474 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İLK TEMAS Ağustos ya da temmuzdu tam hatırlamıyorum. Hava olabileceği kadar sıcaktı. Evimin salonunun duvarına bilinmeyenleri çok fazla bir denklemi yazıyordum. Aynı zamanda bilgisayarda şarkı çalıyordu. Soru çözerken müzik dinlemeyi seviyorum. Notalar melodiler ezgiler bana ruhsal matematik olarak geliyor. Evet doğru bir tabir değil mi? Ruhsal matematik. Duyguların matematiği. Saat 3.30 falandı. Soruyu duvara yazdıktan sonra duvarın karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Ev dağınıktı benim gibi. Bir yandan müzik çalıyordu sezan aksu şarkısıydı galiba yavaş ve hüzünlü, gözlerim sorudaydı nasıl bir yöntemle çözeceğimi düşünüyordum. Koltuğun dibinde yerden 50, 55 cm yükseklikte boyutları hatırı sayılır ahşap bir sehpa vardı bir ayağı bir sinir krizinde savruk bir tekmeyle kırılmış ve sonra sarı koli bandıyla tutturulmuştu nostaljik bir hava katmıştı. Sehpanın ufak bir köşesinde bira şişesi yanında küllük. Evet bu kadar benim için önemli olan her şey vardı. Matematik müzik bira sigara ve tekli koltuğum. Böyle şeylerle mutlu olmak garip değil mi? Evet zaten normal biri olsan her üniversite öğrencisi gibi okula giderim, dersler girerim, kızlarla gezerim,yada her akşam barlarda adımı unutana kadar içer deliler gibi dans eder ve gecenin sonunda bir kız düşürüp tahminen bu saatlerde onunla sevişiyor olurdum. Ama ne yazık ki normal biri değilim. Bu anormalliğin farında olmak insana neler katıyor bilemezsin. Soruya iyice odaklanmıştım ama zor bir soruydu bir iki günümü alacağını düşünüyordum. Bundan önceki soru bir hafta kadar kalmıştı duvarda. Biradan bir yudum alıp ayağa kalktım kalemi aldım ve soruyu çözmeye başladım. Yavaştım çünkü hata yapmak istemiyordum. Yanlış yapınca boyaması zor oluyordu. 40 dakika falan dikildim x ler y ler havada uçuşuyordu. Telefon çaldı birden tuğba arıyordu açtım konuştum. Salona geri döndüğümde koltuğa oturdum ve bir sigara yaktım sehpadan birayı aldım bir yudum içtim. bira elimdeydi sehpaya bırakmadım tekrar eğilip almamak için duvara bakıyordum. Yanlış yaptığımı fark ettim çok aptalca bir yanlıştı hatta yanlış bile değildi resmen aptallıktı. Birden sinirlendim ve bira şişesini duvara fırlattım o saliseler de atış açımı ve şiddetinin sonucunda şişe yüzde seksen parçalanacaktı ve barçaların bir kısmı geri bana gere dönecekti yüzde yirmilik kısım da olabilirdi şişe parçalanmaz ve direk şişenin kendisi temas yerine göre duvardan sekip odanın çok farklı yerlerine veya yüzde yirmi onaltılık bir ihtimalle vücuduma geri dönecekti olasılıklar bütün olasılıklar şişe havada uçarken aklımda da olasılıklar uçuşuyordu ani bir karar oldu ama kafamı sağa doğru çevirmeye karar verdim. Şişe parçalandı camlar duvardan geri sekti büyük bir parçası bilgisayara geldi. Bir kaç ufak parça sehpanın üzerinde kaldı Küçük bir parça yüzüme sol gözümün iki santim kadar altına geldi. Ufak bir çizik oldu. Ufak bir yara. Bilgisayara gelen parçadan sonra müzik durdu. Birkaç saniye sessizlik ve duvardan akan biranın kokusu sardı bütün odayı. Bilgisayarda bir şarkı çalmaya başladı gitar sesi odanın içinde ki gerginliği azalttı ben o arada koltuğa oturdum sol elim yaranın üzerindeyken diğer elimle sigara paketini açıp bir sigara çıkarıyordum. Sigarayı dudaklarımın arasına bıraktım ve sehpanın üzerindeki çakmağa uzandım. Tam çakmağın aleviyle sigaranın ucunu buluşturduğum zaman şarkıyı söylemeye başladı. Elim birden düştü yüzümden ses daha önce hiç yaşamadığım bir huzurla doldurdu yüreğimi. Sigaranın dumanı çıkarken dudaklarım dan ayağa kalkıp bilgisayarın karşısına geçtim ekrana ilk baktığımda adı dikkatimi çekti Deniz Tekin klip yoktu sadece bir fotoğraf vardı ben ne olduğunu anlamamıştım saçları kısaydı kulaklarının biraz altıda deniz kenarında kayaların üzerinde oturan yüzünün sadece yarısı gözüken ayakların da parmak arası terlik olan sarı tişörtlü kısa pantolonlu kıza baka kaldım. Denize. Yüzünün sadece yarısı gözüküyordu ama o bile yetti çok güzeldi anlatamayacağım kadar güzel. Şarkı bitine kadar sadece yüzüne baktım sesi mükemmeldi aralarda yaptığı ezgiler sanki şarkıyı karşımda oturmuş ve sadece bana söylüyormuş gibi geldi. Şarkı bitti. Elimdeki sigarayı unutmuşum külü koltuğa düşmüş ve bitmişti. Sigarayı masanın kenarına bıraktım ve internetten Deniz Tekin’i araştırmaya başladım. 22 yaşında İstanbul da yaşıyor değişik barlarda sahneye çıkıyor. Ben onu araştırdıkça gördüğüm her fotoğrafına da dakikalarca baka kalıyordum. Birkaç müzik sitesinde toplam 30 kadar falan şarkı kaydedip paylaşmıştı bazılarında canlı söylüyordu. Bütün videolarına tek tek baktım bütün şarkılarını tek tek dinledim. Ne olduğunu bilmiyordum bu duygu çok farklıydı. Küçük bir çocuk gibi sadece onu merak ediyordum. Güldüğü resimlerde bende gülüyordum. Sebepsizdi. Aşk mı? Bilmiyorum dedim kendi kendime sorup belirsizlikle cevaplayarak. Yaşamadığım bir duyguyu nasıl bilebilirim. Gözlerim ekranın köşesindeki saate takıldı. Saat 7.30 olmuştu. Başımı pencereye doğru çevirdim gün aydınlanmıştı uyumam lazımdı yarınki derse gitmek zorundaydım. Deniz hakkında her şeyi öğrenmiştim zaten. Laptopu yatağımın yanına getirdim Denizin söylediği şarkılarından biri açıp gözlerimi kapattım. Denizi dinleyerek gözlerim kapalı gülüşünü düşünerek uyuya kaldım.
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena

Bağlı Üyeler

  • aliucaralp02:01
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir