Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / TÜRKİYE'Yİ ÖDÜLLERLE VURMAK (DENEME)

Yazardan en yeniler

Dünyada ödül konusunda da bir tuhaflık var bence. Devletler ve kurumlar, kuruluşlar ödüller veriyorlar. Ödül nedir? Hediyedir. Hediye nasıl verilir? Hediye verilecek kişinin ayağına gidip mi verilir yoksa hediye verilecek kişiyi ayağına getirtilip de mi verilir? Türkiye'ye, Türkiye'deki ünlü kişilere, ve öyle ki devlet makamındaki kişilere yabancı devletler, yabancı kuruluşlar sözümona ödül veriyorlar; ve ödülü vermek için de ayaklarına çağırıyorlar. Yani bu hal biryandan ödül verir gibi görünmek biryandan da ödülle aşağılamaktır, küçümsemektir, küçük düşürmektir bence. Düşünelim ki Atatürk'e Abd bir ödül verecek; ve Atatürk'ü Abd'ye davet ediyor yani çağırıyor; Atatürk gider miydi, gitmezdi; ödül için Atatürk ayağa gitmezdi, Atatürk'ün ayağına gelinirdi çünkü devletlik de, büyüklük de hediye kültürü de bunu gerektirir. Örnek ki Atatürk bir türkücünün sesini duyar; yaveri 'gidip susturayım mı?' der, Atatürk 'Böyle güzel bir ses susturulmaz' der; yaveri bu kez 'Gidip getireyim mi?' der, Atatürk 'Böyle bir ses ayağa getirtilmez, ayağına gidilir' der ve türkücünün yanına gider ve onu dinlemeye devam eder; o türkücü Diyarbakırlı türkücü Celal Güzelses'tir; işte Türkiye Atatürk kültüründen uzaklaştırıldığı için bugün Türkiye düşmanı ülkelerin bile ayaklarına gidilmektedir ödül almak için. Yani açık ki birini ödül, hediye vermek için ayağa çağırmak o kişiyi ya küçümsemektir ya da böyle bir durum yaratır. Yani düşünün ki kim annesine, babasına hediye vermek için onları ayağına çağırır? Yabancı açısından durum böyle de yurt içi açısından da durum farklı değil; örnek ki bir siyasi parti bana ödül verdiğini ve almam için partiye gitmemi söylese gitmem; eğer o siyasi parti felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne aykırı ise ayağıma gelip ödülü verse de almam; ancak örnek ki Kızılay verse giderim; ancak yurt dışında Kızılhaç verse gitmem çünkü siyasi bir durum oluşabilir oysa Kızılay siyasi bir durum oluşturmaz, Kızılay ancak öteki ülkeler, öteki ülke vatandaşıları için siyasi bir durum oluşturabilir Türkiye hakkında eğer doğru, iyi düşünmüyorlarsa. Yani örnek ki bir siyasi parti başkanı olduğunu söyleyen cumhurbaşkanından ödül almak ile Kızılay'dan ödül almak arasında büyük ve önemli bir fark vardır. Yabancı ülkelerin, yabancı devletlerin, yabancı kurumların, yabancı kuruluşların, ayaklarına çağırıp, ayaklarına getirtip ödül vermeleri gerçekte ödül verir gibi yapıp Türkiye'yi ve Türkiye'lileri aşağılamak hem de kendi siyasi amaçları için kullanmak olabilir ki bunu önlemenin tek yolu hediyelerini getirip Türkiye'de vermeleridir, ayaklarına çağırıp değil. Bence birini ayağa çağırıp ödül, hediye vermek farkında olunmasa da, böyle bir amaç, böyle bir kasıt olmasa da aşağılamak, küçüksemek, hor görmek durumu, hali demektir. Yani örnek ki bana Nobel ödülü verilse, ve Abd'de ya da Türkiye düşmanı bir ülkede ya da vahşi, barbar, ahlakdışı bir ülkede verilse gidip almam; yani ödül demek ne herşey demektir ne herşeyden üstün demektir ne masum demektir. Obama'yı zenci diye Müslüman sanıp baklava, kebap göndermişlerin olduğu ülke de işte bu kadar oluyor demek. Unutmayın misafirlerinizi bile ayağınıza çağırıyorsunuz, misafirlerinizin bile ayağına gidiyorsunuz. Kendinizi düşünmüyorsanız, bari Türkiye'yi düşünün. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 12.9.18/09.58
Düzenleme: 12.09.2018 / 10:06

TÜRKİYE'Yİ ÖDÜLLERLE VURMAK (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler