Şiir Defteri

TIP EĞİTİMİNDE KLİNİK SAPLANTISI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
26.06.2020 / 04:53
522 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Savım ki bilim herzaman en kötüyü, en olanaksızı düşünmek zorunda. Salgın hastalıklarda da tıp herzaman en kötüyü, en olanaksızı düşünmek zorunda. Televizyonda korona(corona) salgınının Türkiye'deki ayağının başlagıçı(başlangıcı) aşamasında da gördük, örnek ki Habertürk Tv'nin konu ile ilgili bir yayınında Doç(Doçent) Oytun ile Bilim kurulu üyesi bir bayın konu ile ilgili tartışmasında Bilim kurulu üyesi Pırof(Prof) kişi Doç Oytun'un bir savına karşılık 'Kıliniğine(Kliniğine) yansımış böyle bir vaka yok' diye karşı çıktı; benzeri durumlar coronanın havadan yayılıp yayılmadığı konusunda da, herkesin maske takıp takmaması konusunda da, korona sineklerle yayılır mı konusunda da ortaya çıktı; ve yanıt hep 'Kıliniğe yansımış, kılinik olarak saptanmış böyle bir vaka(olay) yok' oldu. Açık ki akademisyenlik tıp bilimini kıliniğe ve laboratuvara hapis etmeklik içinde olmalı yani kuramsallığa sırtdönmüş olmalı. Ben tıp fakültesi mezunu değilim ancak en başından beri yani tıp akademisyenleri ve Dünya sağlık örgütü 'Korona havadan yayılmaz, yalnızca hastalar maske takmalı, ev hayvanından korona bulaşmaz' derken ben internette hep tersini yazdım çünkü tıp üzerine birkaç bilgim var, ve felsefe bilimi de 'Tüm olasılıkları ortaya koymak' bilimidir. Şimdi de 'Korona somon balığından da yayılıyor' savına karşılık 'Kıliniğe yansımış, saptanmış böyle bir vaka yok' denilmekte. Kıliniğe, laboratuvara ya da duyulara ya da olaylara yansımış birşey olmayabilir ancak 'olasılık' denilen birşey vardır yani korona neden somondan da yayılmasın, yasak mı var yoksa somon balığı insanlara saygı gösteren terbiyeli bir balık mı? Ülkemizde; tıp akademisyenlerinin genelde yapmakta oldukları şey görülmekte ki Amerikan tıp yayınılarından, Dünya sağlık örgütü yayınılarından öğrendiklerini televizyon anlatmak; büyük olasılık ki hiçbirinin evinde bir mikroskop, bir tıpsal araştırma laboratuvarı odası bile yok oysa ülkemizde onlarca tıp akademisyeni var, ve büyük olasılıkla da çok paraları var yani bunlar neden bir araya gelip bir tıp araştırma laboratuvarı ve ilaç, aşı icat etme ve üretme fabrikası kurmazlar; bilim yalnızca laklak etmek değil ki toplumun, insanlığın, ülkelerin, insanlığın, dünyanın sorunlarına çözüm aramak da. Bence her tıp fakültesi öğrencisinin bir mikroskopu olması zorunlu olmalı. Yani ne demek, örnek ki öğrenci astronomi fakültesine gidiyor ancak evinde teleskop yok; bilim yalnızca öğrenmek değil merak etmektir de yani merak özelliği olmayan kişilerin üniversitelerde öğrenci olarak da, akademisyen olarak da bulunmaya hakları yok. Düşünün ki belki onlarca tıp fakültesinin, ve yüzlerce tıp akademisyeninin bulunduğu ülkemizde örnek ki kanser ilaçları ithal edilmekte; peki bu üniversiteler ve akademisyenler ne yapıyorlar? Bence; tıp fakültesilerine de, öteki fakültelere de, yüksek okullara da felsefe dersi zorunlu olmalı; tıp fakültesilerinde Kuramsal tıp dersi de olmalı. Bilim yalnızca algılamak değil düşünmektir de. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 26.6.20/04.53
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir