Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / RAMAZAN HOŞ MU GELİR (DENEME)

Yazardan en yeniler

Televizyonda Ramazan boyunca 'Hoşgeldin Ramazan' yazısılarına(yazılarına) tanık olduk ki bu dini ve oruçu anlamamak; dini ilim, oruçu nefsten inziva olarak görmemek; eğlence, bayram, nefs olarak görme kültürünün, sanısının, yanılsamasının bir sonuçudur(sonucudur). Ramazan'ı 'Hoş' olarak görmek için Ramazan ayını aç susuz kalmak ayı, iftar yemeği, sahur yemeği ve Ramazan bayramı olarak yani nefs yani cehalet olarak görmek gerekir yani dinin ve Ramazan'ın, oruçun özünü, gerçek anlamını bilmemek gerekir ki iftar ve sahur sofrasıları da ve Ramazan bayramı'na 'Şeker bayramı' da denilmesi de bunu kanıtlamaktadır. Yani Ramazan hoş geliyorsa bu hoş geliş mideye, nefsedir. Gerçekte Ramazan yani oruç neden hoş gelmez? Çünkü Ramazan yani oruç herşeyden önce nefse karşı savaşımdır, nefse karşı inzivadır yani kişinin henüz nefsini yenememiş olduğunun itirafıdır çünkü nefssiz insanın oruça da gereksinimi olmaz çünkü oruç nefssizlik içindir yani biryere doktor ya da cankurtaran hastaya gider yani biryere doktor ya da cankurtaran gidiyorsa hasta var demektir yani bir yere oruç gidiyorsa orada nefs var demektir yani dinin, Ramazan'ın, oruçun başdüşmanı. Yani öncelikle bu açıdan Ramazan dinden anlayan insanlar için bir utançtır çünkü bu durumda Ramazan nefse, nefsli insanlara karşı savaşa gelmiş bir kılıç gibidir yani bunun hoş, mutlu, sevinçli bir yanı yoktur, dinden anlayan için. Sonra; nefsli olup da nefsten kurtulmak, arınmak isteyen insan için de Ramazan, oruç bir utançtır çünkü kişideki nefsin itirafıdır yani Ramazan'da oruçlu olan kişi gerçekte 'Ben nefsliyim, ben nefse yeniğim, ben nefsin esiriyim' de demektedir. Ramazan yani oruç nefsten arınma yani inziva olduğundan acı da demektir çünkü nefsten arınmak büyük bir acı da verir. Tüm bunların ışığında Ramazan'ın yani oruçun(orucun) bir utanma, özeleştiri, arınma, inziva olayı, kültürü, kurumu olarak anlarız ve Ramazan geldi diye düğün bayram değil nefsli olduğumuzu itiraf ettiğimiz ya da nefsli olduğumuz için utanmamız, acı duymamız, hüzünlenmemiz gerekir. Yani bir de düşünün ki her yıl oruç tutan insanları yani bu demektir ki yıllardır, on yıllardır, nefslerini yenememişler; ne büyük bir utanç, ne büyük bir acı, ne büyük bir hüzün, ne büyük bir beceriksizlik, ne büyük bir başarısızlık ey din! Yani felsefede de, bilimde de, dinde de, oruçta da 'Benim çocuğum bina okur, döner döner bir daha okur' durumuna düşmemek, ilerlemek, evrimleşmek, nitelleşmek gerekir yoksa din boşinanç, eğlence, düğün bayram ya da savaş, terör, zulüm, vahşet olur. Yani Ramazan'ın yani oruç ayının gelmesi 'Yahu, içimizde yine nefsini yenememişler var' demektir işte bu yüzden ki Cennet'te Ramazan, oruç yoktur çünkü nefsini yenememiş insanların öyle yerde yeri yoktur yani İslamiyet'in zirvesinde. Yani gören de sanır ki nefsten kurtulmak istiyorlar da kurtulamıyorlar ve Ramazan'ı, oruçu bu konuda büyük bir kurtarıcı görüyorlar ancak sahur ve iftar sofrasıları(sofraları) ve Ramazan'da medyadaki durum da bunun tam tersini söylüyor. Yani herkes nefsini yense de Ramazan gelmese ki Ramazan'ın amaçı da zaten gelmek değil nefsi yok ettirmek yani laf olsun ya da eğlence ya da düğün bayram olsun diye gelmiyor. Ramazan nefsten inziva, nefsten kaçışı öğrenmek, özeleştiri, utanma ayıdır çünkü hadise göre din utanmaktır da yani hadis 'Din utanmaktır' diyor ancak benim medyadan gördüğüm kadarıyla ortada bir utanma durumu yok yani ye iç, eğlen, keyifine bak, yemek tarifi öğren, yiyin için tıkının ve baldırbacak, dekolte, bikini, mayo, deniz, otel, havuz durumu var sanırım Ramazan ayı ile Kurban bayramı'nı karıştırıyorlar. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 15.7.15/09.52
Düzenleme: 18.04.2022 / 23:08

RAMAZAN HOŞ MU GELİR (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler