Şiir Defteri

OLGU NEDİR SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
07.06.2019 / 02:16
721 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Açık ki genel olarak dünyada; insanlar ezbere, dayanaksız, kanıtsız, mantıksız, tutarsız bir hayat yaşamak, ve açıklamalar yapmak eğilimi içindeler. Bu konuya felsefel, bilimsel, dinsel alanlar da dahil. Ve açık ki henüz sözcük, kavram ve terim arasındaki farklardan bile habersiz insanlar, kitleler, toplumlar var. Hukukta da bu durum var; örnek ki cinayete olgu diyenler var hukukta; oysa cinayet olgu değil olaydır yani bu durumda olan şeylerden biri de 'olgu' terimidir. Bir de anlamı doğru, iyi bilinmeyen 'somut' ve 'soyut' var çünkü görüyorum ki somut soyuttan üstün, değerli tutuluyor, öyle ki mahkemede bile 'soyut' savlar geçersiz oluyor. Oysa felsefe, bilim, din, demokrasi, medenilik(insanca hayat/yaşam/ömür) ve insanca dünya somutu değil soyutu amaçlar, somut üzerine değil soyut üzerine kuruludur. Olgunun ne olduğu konusunda Vikipedi'deki bir yanlışı düzeltmişdim(dülzetmiştim); ve bu düzeltimim felsefel bir internet sitesinde yer almış, dün gördüm ve oradaki tarihe göre ben o düzeltmeyi 2010 şubatında yapmışım. Ben 'olgu'yu tanımlarken kuşkusuz ki kafamagöre(kafama göre) davranmadım, hiçbir felsefel, bilimsel, toplumsal ve dinsel konuda da kafamagöre davranmadığım gibi. Ben o tanımı yaparken üniversite zamanımdaki genel kültürüme dayanıp, ve 2010 şubatında da, olgu üzerine yazımı yazmadan önce Türk dil kurumu sözlüğüne bakıp yapdım(yaptım). Ne diyor Tdk(Türk dil kurumu) sözlüğü, 'olgu' için? ' Varlığı deneyle kanıtlanmış şey' diyor. Deney nedir? Genelde madde, özelde doğa üzerine yapılan şey. Yani bu durumda 'olgu'nun insanla yani özne ile yani irade ile yani seçim ile değil en azından doğa ile ilgili olması gerekir. Yani bu durumda açık ki 'Hukuksal olgu', 'Toplumsal olgu' gibi şeyler olmaz; bunlar ancak 'olay'olur çünkü insanların keyfi olarak olarak yaptıkları şeylerdir oysa doğa keyfi olarak davranmaz yani açık ki 'olgu'da 'keyfilik' yoktur, olmaz yani keyfi olan şeyler olgu olmaz, olay olur ancak. Yani Tdk açıklamasına, tanımına göre örnek ki 'Depremler sonrası görülen göçlerin tümü'ne de, tüm evlilik olaylarını kapsayan, içeren birşey olan 'evlenme'ye de 'olgu' denilemez; yani 'olgu'nun temel özelliği sanıldığı gibi 'Genel, tüm, çok, yaygın olan' değil, 'İnsana ya da toplumlara ya da insanlığa ya da düşünmeye ya da iradeye ya da keyfiliğe bağlı olmayan nesnel şey'dir yani suyun farklı bölgelerde farklı derecelerde kaynaması bir keyfilik değil nesnel bir durumdur yani bu durumda 'Suyun kaynaması' olgu, 'Suyu bir tane de olsa, milyar tane de olsa insanların kaynatması' ise olgu değildir, olaydır; su içmek olgudur ancak suyun içilmesi olaydır çünkü su içmek zorunluluktur oysa suyu içmek eylemdir. Bunun bir nedeni de Türkçenin doğru, iyi bilinmemesi; gerçekte ise doğru Türkçenin henüz yaratılamamış olmasıdır, Türkçe denilen dilin gerçekte Türkçe değil de Türkçe varsayılan bir dil olmasıdır çünkü Türkçede '-gı/-gu' gibi ekler nesneyi, nesnelliği tanımlar, içerir örnek ki 'kargı', 'duygu' gibi. Yani felsefe yapmadan önce, Türkçeyi doğru ve iyi öğrenmek gerekir ki bu da ancak dil felsefesi, dil bilimi, dil mantığı ve dil matematiği bilmekle olur yani 'Özne, tümleç, sıfat, yüklem, zamir' gibi şeyleri öğretmekle, öğrenmekle değil. Yani fillerin acıkmaları olgudur ancak milyon tane filin yemesi olgu değil olaydır çünkü filler doyduklarında bu durum ortadan kalkar ancak acıkmak, açlık herzaman(her zaman) olacaktır. Yani olgu demek 'herzaman olan' şey de demektir; olay ise herzaman olmayan şeydir yani örnek ki hiçbir insan her saniye evlenmez ancak yerçekimi her saniye var. Yani demek ki olgu demek 'Nesnellik ve süreklilik' demektir özetle, kısaca; yani bu tanımdan 'nesnellik' asla çıkarılamaz. Demek ki felsefe yapmadan ya da felsefe öğrenmeden önce; önce sözcükleri ve tanımları bilmek, öğrenmek gerekir. Deneyi insanlar yaparlar; deney yapılan şey ise nesnedir yani olgu 'nesne, nesnel' olmak zorunda Tdk'nin 'olgu' tanımına göre. Yani olgu konusunda Tdk sözlüğünden, tanımından çıkan anlam bu. Yani ben kafamdan uydurmuyorum, kanıtlara, tanımlara bakıp ileri sürüyorum. Yani bu durumda; ne 'Falanın evlenmesi' olgudur, ne 'On milyon insanın evlenmesi' olgudur, ne de 'evlenmek, evlilik' olgudur. İnsanlar ya da toplumlar ya da bir toplum birgün 'Evlilik yasak, isteyen istediği gibi yaşasın' diye karar alabilir, yasa yapabilir, hukuk yapabilir ancak dünyanın tüm insanları bir araya gelseler 'Yerçekimini yasakladık' diyemezler, Tdk sözlüğündeki tanımdan çıkan anlama göre olgu işe budur. 'Olgu tanımı ve sosyal olgunun özellikleri' diye birşeyler yazılmış internette. O özellikler de şunlarmış: 1- Olgu aynı alanda gerçekleşen birçok toplumsal olayın genel adıdır. 2- Tek bir topluma yada kişiye özgü değil , bütün toplumlara yada kişilere özgüdür. 3- Genel ve soyuttur. 4- Genellikle başlangıç ve bitiş zamanı belirsizdir. 5- Nerede başlayıp nerede bitebileceği kesin olarak tespit edilemez. 6- Tek tek meydana gelen olayların genel bir ifade tarzıdır.'. Oysa bir kişi de yapsa, bin kişi de yapsa; bir günlük de olsa, bin günlük te(de) olsa göç olaydır yani 'göç olayı'dır, 'göç olgusu' değil çünkü göçü insanlar yapar ancak hayvanların sürekli yinelenen göçleri olgudur örnek ki göçmen kuşların sürekli yinelenen göçleri olgudur çünkü irade dışı ve nesneldir yani doğalarından gelir; devrim de olgu değil olaydır çünkü devrimi de insanlar yaparlar ve yapmayabilirler; genel seçim de olgu değildir çünkü insanlar karar vermiştir yani vermeyebilirler; üşümek olgudur çünkü insanlar soğukta ve bazı hastalıklarda istemeseler de üşürler ancak giyinmek olgu değildir; yani açık ki Tdk'nin 'olgu' tanımına göre bile saçmasapan br tanım çünkü en başta, Tdk'nin de belirttiği, 'olgu'nun temel tanımına yani 'deney' yani 'nesnellik' ilkesine aykırı bir tanım. Yani bu tanım olguyu 'Çalgıcı çalar, dansöz oynar' durumuna getirmiş. Ve olgu soyut değil somuttur çünkü nesneldir yani örnek ki suyun kaynama derecesi de, yerçekimi de soyut şeyler değildir. Ve olgu insan isteği ile ne başlar ne biter çünkü olgu insandan bağımsız olarak hep vardır yani yanardağın patlaması bitti diye 'Olgu bitdi/bitti' denilemez. Ve olgunun nerede, nasıl olduğu bilimle hep bilinir yani olgu doğaüstü, akıldışı, rastlantısal, keyfi, mantıksız, bilimin anlayamayacağı birşey değildir. Ve olgu olayların toplamı ya da geneli ya da özeti ya da ortak özelliği değildir yani olgu olaylardan ortaya çıkmaz, evrenden ve doğadan yani nesneden meydana çıkar yani olguyu insana yani özneye bağlamak olguyu da, felsefeyi de, bilimi de hiç anlamamaktır. 'Hukukta böyle, toplum biliminde şöyle, ruh biliminde(pısikolojide/psikolojide) öyle' olmaz; herşey Türkçeye ve felsefeye göre tanımlanmalıdır yoksa karmaşa, çelişki, mantıksızlık ve tutarsızlık olur. Yani felsefenin 'ak' dediği şeye hiçkimse, hiçbirşey 'kara' diyemez, dememelidir de çünkü felsefe hem bilimlerin sonuçlarından ortayaçıkar(ortaya çıkar) hem tüm bilimlere yolgösterir(yol gösterir) hem de tüm olasılıklara ulaşmaya çalışır yani felsefe em bilimdir hem de bilimlerin bilimidir yani efendisidir; bu nedenle sakın, asla felsefesiz iş yapmaya, felsefesiz düşünmeye kalkmayın, bilimci bile olsanız, akademisyen bile olsanız, siyasetçi bile olsanız, hukukçu bile olsanız, sanatçı bile olsanız, ünlü bile olsanız, hükümdar bile olsanız, devlet başkanı bile olsanız. Yani bilimler 'Biz bu sözcüğü ya da kavramı böyle anlıyoruz, böyle yorumlayacağız' diyemezler; felsefe nasıl yorumlarsa öyle yorumlamak zorundadırlar çünkü felsefe her olasılığa ve her ayrıntıya dikkat etmek bilimidir oysa bilimler yalnızca kendilerine dikkat ederler yani bilimlerin felsefe ile tutarsızlık yaratmaya hakları yoktur yoksa mantıklı olmazlar, yoksa herkes kendi kafasına göre yorum yapar sonra. Toplumsal olgu, hukuksal olgu diye verilen olgu örneklerinden de zaten ortalıkta bir mantıksızlık, tutarsızlık, çelişki olduğu açıktır örnek ki evlilik insanda yani insanlıktan önce başlamadı, insanlıkla başladı, ve insanlık isterse de sona erer. Yani 'toplumsal olgu' demek felsefede kırmızı olan renge örnek ki mavi demek gibi birşeydir oysa felsefe saçmasapan ya da geyik, eğlence, olmasa da olur birşey değil; yani verilen örnekler mantıklı, tutarlı olsalar yani verilen örneklerde mantıklılık olsa yine neyse ancak değiller yani düşünün ki hukuk ya da bazı hukukçular cinayete 'olgu' diyor, bu saçmasapan birşeydir, bilimdışılıktır ki zaten hukuk bilim değildir çünkü siyasi iktidarların yaptıkları keyfi birşeydir oysa bilim kimsenin keyifine bağlı değildir. Yani 'toplumsal olgu', 'tarihsel olgu', hukuksal olgu' diye birşey olmaz. Bu bakımdan, ilah da, dini inançlar da olgu değildir çünkü doğada, evrende hem ilah yoktur yani ilah bilimsel olarak kanıtlanamayan birşeydir oysa var olan herşey öyle ya da böyle bilimsel olarak kanıtlanır hem de ilaha, istemeyen inanmaz. Yani açık ki Türkiye'de önce felsefe öğretilmeli ancak felsefe diye öğretilmekte olan felsefe tarihi, felsefe mazisi, felsefe magazini, felsefe geyiği değil, felsefe bilimi; ve açık ki bir de sözcüklerde, kavramlarda birlik sağlanmalıdır ki bu da Türkçeyi doğru bilmekten geçer ancak günümüzde bile dünyanın hiçbiryerinde gerçek, doğru Türkçe yok, Türkçe varsayılan bir dil var, düşünün ki Türkçe yabancı sözcükler ile konuşulmaktadır, yazılmaktadır öyle ki devlet, okullar bile 'misyon, vizyon, etki, aktivite, performans, aksiyon, plasman' gibi yabancı sözcüklerle doldu. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 7.6.19/02.16
Düzenleme: 07.06.2019 / 02:49
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir