Şiir Defteri

MUTLAK YA DA SALT VE GÖRECELİ YA DA GÖRELİ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
06.01.2019 / 06:51
567 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Einstein ne halt yemiş bilmem de Einstein'ı felsefe ya da felsefeyi Einstein sananlar olmalı çünkü Einstein'ın Görecelik/Görelilik kuramı'nı mutlaklık(saltlık) sananlar var çünkü 'İyilik görecelidir' gibi saçmasapan şeyler söyleyenler ya da sözler var. Einstein işin yalnızca görelilik yanına takılmışsa bu onun yanlışı ancak herşeyin bir mutlak yanı vardır. Yani evren yalnızca göreliliklerden oluşmaz, mutlaklıklar da vardır; bu açıdan olasılık ki Einstein'ın Görelilik kuramı'na sarılanlar dini inançların 'Mutlak ilah' kavramına yani 'Evrende rastlantı yoktur' inançına karşı olanlar olmalıdır; ancak bilmeliler ki 'Rastlantı yok' diyenler nekadar(ne kadar) yanlışsa 'Herşey görelidir' diyenler de en az o kadar yanlıştır. Örnek ki ağızına(ağzına) kadar su dolu bir bardak mutlak olarak doludur yani göreli olarak dolu değildir; ancak yarısına kadar su dolu bir bardak mutlak olarak değil, göreli olarak doludur. Bu nedenle; hiçbir sağlık sorunu olmayan bir insan mutlak olarak iyidir yani sağlıklıdır ancak mutlak olarak sağlıklı olmayan bir insan da göreli olarak sağlıklıdır ancak 'Göreli olarak sağlıksız' değildir çünkü insanda amaç yani 'mutlak' olan sağlıksız olmak değil sağlıklı olmaktır yani görelilikler de 'mutlak'a göre değerlendirilmelidir yani görelilik doğru olana göre değerlendirilmelidir, yorumlanmalıdır. Yani örnek ki atmosfer dışında, uzayda insanın yaşaması için doğal bir ortamın var olmadığı bir mutlaklıktır ancak bu durum doğru bir mutlaklık değildir çünkü insan heryerde yaşayabilmeli, doğru mutlak budur yani var olan mutlak demek doğru mutlak demek değildir ki bu da herşeyin insana göre, insan için yaratılmasına ya da değiştirilmesine olanak verir yani doğru akıl var olan mutlak durum insana göre yanlış ise ona boyuneğmemeyi, onu değiştirmeye yönelik olan akıldır ki örnek ki bir savaş alanında mutlak olan şey savaştır, barış değil ancak olması gereken, doğru mutlak olan şey barıştır, insanca bir hayattır yani savaşa karşı da olmaktır yani eğer ilahlar var olsaydılar bile bu durum ilahların anlatılan hallerine bakılırsa insanlık açısından doğru olmayacağı için doğru bir mutlak değil yanlış bir mutlak olarak görülürdü ve bu yanlış mutlaka karşı savaşılırdı yani bomboş bir bardakın(bardağın) hali de mutlaklıktır ancak insan açısından yanlış bir mutlaklıktır yani doğru olan mutlaklık bardakın hep dolu olmasıdır yani hep dolu bir bardak hep boş kalacak bir bardak halinden üstündür yani insanlık uzayın oksijensiz haline bir mutlaklık olarak boyuneğmek yerine uzayı oksijenle doldurmanın yolunu aramak zorundadır bu asla gerçekleşmeyecek olsa da çünkü oksijenli bir uzay insanlık için daha insanidir yani gerçekler ve bilim de insanlığın çıkarlarından ayrı tutulamaz ki bunu da en doğru ve en iyi sağlayacak olan şey dini tanımlayan Din hadisileri'dir yani felsefe ve bilim insanlığa aykırı olan herşeye karşı da savaşmak zorundadır, boyuneğmek yerine ki bu durum bilimde de, insanlıkta da ilerlemeyi sağlayan şeydir. Yani cehalet ya da nefs içindeki kişiler görelilike(göreliliğe) sarılmayı çok severler çünkü görelilik keyfi davranmaya, keyfi yaşamaya, bencilliğe, sorumsuzluğa, yozluğa olanak verir. Ancak bir 'mutlaklık' olarak ilaha inananların yani dini inançlıların da göreliliğe sarılmaları da çok tuhaftır ki bu durum da büyük olasılıkla nefsin onlar arasında da egemen olmasından kaynaklanmaktadır ki din nefse karşı olmasına karşın nefs içermeyen bir dini inançın var olmaması da bu nedenledir yani insanca insanlığa aykırı olan şeylere asla izin verilmemelidir ki bunun ölçütü de felsefe, bilim, ve Din hadisileri'dir yani felsefeye, bilime, ve Din hadisileri'ne aykırı şeylere asla izin vermemelidir insanlık eğer doğru mutlaka, doğru var oluşa, insanca var oluşa gitmek istiyorsa ki örnek ki felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne aykırı diktatörlükler ya da düzenler mutlak ta olsalar yok edilmek zorundadırlar, bu nedenle yoksa insanlar ya da insanlık yanlış mutlaka boyuneğmiş olurlar. Üstün olan şey görelilik değil mutlaklıktır yani göreliye uymak yanında bir de mutlaka(mutlağa) uymak gerekir ki doğru yön, doğru yol, doğru çizgi şaşılmasın ya da unutulmasın. Yani hiçkimseye göre değişmeyen felsefel, bilimsel mutlak gerçekler ve mutlak doğrular herkese göre değişen göreli gerçeklerden ve göreli doğrulardan üstündür, değerlidir ki felsefe, bilim ve din de hiçkimseye göre değişmeyen gerçekler ve hiçkimseye göre değişmeyen doğrulardır.. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 6.1.19/06.46
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir