Şiir Defteri

KÖY ENSTİTÜSÜ'LERİ: TÜRKİYE'YE VURULAN 2. DARBE SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
17.04.2019 / 11:54
894 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Atatürk Türkiye'si ne ilginç ve acı ki kendisini çöküşe doğru götürtecek ilk öldürücü darbeleri içeriden; içten, dürüst ama bilinçsiz Atatürk'çülerden; Hasan Ali Yücel'den ve İnönü'den almıştır. İnönü ve Hasan Ali Yücel; Atatürk'çü Türkiye'nin ilk, en önemli, en büyük iki yanlışını yaptı, bana göre: Dünya kılasikleri (klasikleri) adı altında, puta tapıcı Eski Avrupa'nın ve sömürgeci Yeni Avrupa'nın düşünürlerinin, yazarlarının, şairlerinin kitaplarını o günkü Türkçe'ye harıl harıl çevirttiler. Bu birinci yanlıştı. İkinci büyük yanlış ise hala Atatürk'çülerin ve solun anlayamadığı, 'Köy enstitüsü'leri yanlışıydı. Batı kitapları; Türkiye'de o zamanlar zaten az olan aydın kişinin ve öğrencilerin, Batı kültürüne sevgi, saygı, ilgi, bağımlılık kazanmasına ve Yeni Türkiye'nin özgünlüğünden, özelliğinden, ruhundan, dünyada tekliğinin özelliklerinden kopulmasına ve yararlanılmamasına yol açtı. Pısikolojinin (Psikolojinin) basit gerçeklerinden biridir: 'Çocuğa ne verirsen, o olur'. O kılasikler okutulacağına Nasrettin Hoca, Keloğlan masalları, Anadolu destanları okutulsa bir kat daha iyiydi. Bu yabancı yapıtlar hem Türkiye'nin özgünlüğünü, özelliğini bozdu, hem bu özel özelliğin algılanmasını ve yaşanmasını önledi hem de toplumun aydın ve öğrenci kesimini ruhsal ve kültürel olarak Batıya bağladı, Türkiye'den kopardı. Ve öğrencilerin önüne konulan iki temel şey oldu: Batı kitapları ve mandolin. O zamanlar, köy enstitüsülerinde erkek öğrenciler saza merak salsalar da kız öğrenciler genelde mandoline merak sardılar. Gelelim Köy enstitüsü'lerine. Atatürkçüler ve sol bunlara toz kondurmazlar çünkü felsefe, mantık ve pısikoloji bilmezler pek; bilseler de uygulamasını bilmezler. Bilselerdi zaten Türkiye şimdi dünya devi ve önderi bir ülke olurdu. Abd'nin temel gücü ordusundan, ekonomisinden değil Cia'sinin, pısikolojiyi çok iyi bilmesinden gelir. O yüzden ki Abd, o zamanlar, kendisinden yardım isteyen İnönü'lü Türkiye'den önemsiz gibi görünen birşey istemiştir: Köy enstitüsü'lerini kapatmasını, ve ekonomide pılandan (plandan) vaz geçilmesini. Menderes gibi pısikoloji bilmeyenler hemen bu öneriye atılırlar 'Ya, ne olacak ki; dünyanın doları gelecek Abd'den, bunların sözü mü olur hiç' deyip Abd'nin bu 'basit' isteklerini anında karşılarlardı. Ama şu gerçek vardır: 'Abd asla basit şeyler istemez'. Bu isteklerin basit şeyler olmadıklarını, ülkemizin, yedi Batı devletini yenmiş, bağımsız ve özgür Atatürk Türkiyesi'nden bugün geldiği, Batıya bağımlı durumu açıklamaktadır. Abd bir bardak su bile istese, evini elinden almak içindir. Pısikoloji, felsefe, mantık, ulusal dil, yabancı dil ve bilimsellik bilmeden ülke yönetilemez ve temsil edilemez. Menderes, Amerikan Koleji'nde okumuştu, şakır şakır İngilizce bilirdi ama öteki şeyleri bilmiyordu. Bir lisan bir insansa, bir felsefe bin insandır, bir pısikoloji bilimi bin insandır, bir mantık bilimi bin insandır. Köy enstitüsüleri nasıl zarar verdi Türkiye'ye? Bunu anlamak için felsefe, mantık, pısikoloji bilmek gerekir. Bu okullar şöyle zarar verdi Türkiye'ye: Türkiye'de zaten o zamanlar pek de çok bulunmayan anlakı, usu, mantığı, yaratıcılığı, bilime ve kültüre düşkünlüğü yüksek Anadolu gençleri, seçilerek, felsefeye, bilime ve edebiyata yani düşünürlüğe, bilimciliğe, dahiliğe, mucitçiliğe ve yazarlığa yöneltilmek yerine köylerde tarıma, arıcılığa, kümes hayvancılığa, ahır hayvancılığına ve tarım araçları yapımına ve onarımına yönlendirildiler. Bu büyük yanlış; Cia'nin bile düşleyemediği biçimde bir büyük yanlıştı; arayıp ta bulamadığı büyüklükte can alıcı bir yanlıştı. Tarihte, eski Avrupa'da bir kavim de aynı yanlışı yapmıştı ve tarihten silinmişti, şu an adını anımsayamıyorum. O kavim de hasta, sakat doğan bebekleri, havaya atarak mızraklarıyla, eğlenceli biçimde öldürmüşler ve asker toplum yaratmak isterlerken düşünür, aydın, sanatçı, yazar oluşmasını önlemişlerdi, bilincinde olmadan. Yani insanları yanlış yöne yönlendirmişlerdi, tümünü asker yapmak isteyerek. Ne ilginç ki harıl harıl Eski Avrupa kitaplarını Türkçe'ye çevirtenler ya bu kitapları okuyacak zamana sahip olmamışlardı ya da okuduklarını anlayamamışlardı ki aynı yanlışı kırklı yıllarda Türkiye'de de yaptılar. İnsanlar yanlış yaptıkları sürece tarih yinelenmekten bıkmaz. Oysa; henüz yeni kurulmuş bir Türkiye'nin arıcılığa, tarımcılığa, inekçiliğe, koyunculuğa, tarım araçları yapımcılarına ve onarıcılığına değil düşünür, bilge, bilimci, kuramcı, araştırmacı, yazar, şair yetiştirilmesine ayırılmasına gereksinimi vardı anlakı (zekası), usu (akılı), mantığı, yaratıcılığı yüksek gençlerin. Öteki işleri her köylü yapabilirdi. Bu topraklarda bunlar bilinmeyen, yapılmayan şeyler değildi, bin yıldır. Menderes ise bu okulları tümden kapatarak Abd'ye çifte bayram yarattı. Menderes hep kapatdı zaten. O, Türkiye'nin açılmış şeylerini kapatma görevlisi, uzmanıydı. Gördüğü yerde ot bitmez, olayıydı yani. Köy enstitüsü'leri; düşünür, bilge, bilimci, kuramcı, yazar, şair, önde olabilecek gençleri araba tamircisinin, marangozun, demircinin, manavın yanına çırak vermeye benzer. Köy enstitüsüleri'ni o zamanki içeriğiyle savunmak ancak felsefe, mantık ve pısikoloji bilmeyenlerin yaklaşımıdır. Ama o okullara; anlakı, usu, mantığı, yaratıcılığı yüksek gençler yerine ötekilerden alınsaydı başka olurdu. Anlakı, usu, mantığı, yaratıcılığı yüksek gençler de düşünür, bilge, bilimci, kuramcı, mucit, yazar, şair, önder yetiştirmek için okutulmalıydı. Ülkelerin yürekleri işçileri, köylüleri ise beyini de düşünürler, bilgeler, yazarlar, şairlerdir. İşte o yüzden ki Hasan Ali Yücel ve İnönü hemen Batı kitaplarını Türkçe'ye çevirmeye koşmuşlardır çünkü bu ülkede bulunmayan tek şey öyle kitaplar yazabilecek düşünürlerin, bilgelerin, yazarların, şairlerin, bilimcilerin eksikliğiydi ama eksikliği içerinden tamamlamak yerine günümüz işbirlikçi kapitalistleri gibi işbirlikçi kültürcülüğün de temelini atmış oldular bilmeden. İşte bu iki büyük yanlış ki Türkiye'ye; sağ batıcılığı ile Sol Batıcılığı doldurdu. Birileri 'Abd, Abd' diye bağırırken birileri de 'Engels, Marx; Lenin, Sovyetler Birliği' diye bağırdı. Nerede şimdi o bağıranlar? 'Abd, Abd' diye bağıranlar egemen oldular, ötekiler ise yok oldular. Sıfıra sıfır, elde var sıfır. Şu ülkede; şu ülkeye ait, özel, özgün, ulusal, bağımsız bir kaç düşünür, bilge yetiştirseydiniz daha iyi olmaz mıydı 'Engels, Marx, Lenin, Sovyetler Birliği, Mao, Çin' diye bağırmak yerine? Öte yandan yine ilginç bir şey ki Türkiye'de Abd'nin istedikleri oldukça, yerine geldikçe, özel ve yabancı okullar çoğaldıkça, demokrasi sözde geliştikçe; çağdaşlık, uygarlık gelmesi, güçlenmesi yerine şeriatçılık, gericilik, ilkellik güçleniyor. Bu, şu demektir: Abd Türkiye'ye şeriat, gericilik, ilkellik gelmesini istiyor gerçekte. Çünkü gerçekte, Türkiye'yi yok etmek istiyor. O yüzden basbas bağırıyorum; Abd ve Ab düşmanlığı olmadıkça Türkiye geri kalır, ilerleyemez, güçlenemez, var olamaz. Gerçek şu ki Abd; Türkiye'de çağdaşlığı, uygarlığı, bilimselliği, aydınlanmayı değil gericiliği, barbarlığı, ilkelliği, terörü destekliyor. Ah işte bunların tüm nedeni, en başta yapılan o iki büyük yanlış. O yüzden; 'Ben Türk bilgesiyim' diye ortaya çıkmak yiğitliği ve onuru gösterenlere gülmek yerine, destek vermek gerekmektedir; düşünür, bilge olmaya çalışmak gerekmektedir. Yoksa son gülünenler, o gülenler olacaktır, ülkeleri ve onurları yok edildiğinde.. Bazan(Bazen) düşünmeden edemiyorum 'Hasan Ali Yücel bunları bilerek mi yaptı?' diye. Yeni kurulmuş bir ülkeye böyle büyük kötülük olur mu hiç. Üstelik felsefe okumuş üniversitede. Ee, felsefe diye Batı düşünürlerini ve Batı düşünürlerinin saçmalıklarını okursan olacağı bu işte. Şimdi bile okullarda felsefe diye Batı düşünürleri ve saçmalıkları; pısikoloji diye de Batı pısikologlarının(Psikologlarının) saçmalıkları okutulmakta. Açın bakın lise felsefe ve pısikoloji kitaplarını. Ağızını(Ağzını) Platon'suz, Voltaire'siz, Bacon'sız, Nietzsche'siz, Dostoyevski'siz, Engels'siz, Marx'sız, Lenin'siz, Mao'suz, Freud'suz açamayan; bunlarsız, bağımsız, özgür, özel, özgün iki laf edemeyen sözde aydınlar, sözde okumuşlar doldu ülke. Necdet Gürçiftçi Bir Türk bilgesi 2010-Kasım tarihinde internette yayınlandı.
Düzenleme: 25.04.2019 / 07:01
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir