Şiir Defteri

KEMAL SUNAL'I SEVMEK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
15.08.2018 / 09:25
770 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Toplumların altlarındaki demokrasi yalnızca siyaset ve özel sektör ile değil sıpor(spor), moda ve sanat gibi şeylerle de alınabilir. Nasrettin hoca'dan beri güldürülüyorsunuz, ne geçti elinize? 'Gülmek şöyledir, gülmek böyledir' diye öve öve bir kaldınız oysa insandaki, toplumlardaki ve insanlıktaki zirve gülmek değil felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri'dir. İnsan ağlayıp düşünebilir ancak kahkahalarla gülüp düşünemez yani gülmeciliğin insanı, toplumları ve insanlığı götüreceği yer felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne göre yani niteliğe göre insanca bir dünya olmaz; yani filımlarda bile gördünüz kahkahalarla işkence yapan işkencecileri, peki hiç ağlayıp işkence yapan işkenceci gördünüz mü? Gülün dikeni adlı romanı okudunuz ancak boşa, Gülün dikeni adlı filımı(filmi) izlediniz ancak boşa; içi lav, kor dolu, üstü insanlıkdışılık dolu bu dünyada; içi bağırsak bok dolu ağlanacak halinize gülmektesiniz. Yani güldürmek demek düşündürmemek demektir de; gülmek demek düşünmemek de demektir yani düşünün ki kahkahalarla verilmekte olan bir din dersini ya da Ulusal kurtuluş savaşı'nı ya da kahkahalarla yapılan bir cenaze törenini; insana deli derler değil mi; ancak mutluluk halinde ağlayan 'Mutluluktan ağlıyorum' diyebilir. Ağlanacak halinize gülmektesiniz de farkında değilsiniz. Roma arenasılarında(arenalarında) insanları aslanlara parçalatırken Neron da kahkahalarla gülüyordu; ancak ağlamıyordu. Kazıklı Voyvoda insanları kazıklara geçirtirken de kahkahalarla gülüyordu; ancak ağlamıyordu. Jesus(İsa) çarmıha girilirken de Romalılar kahkahalarla gülüyorlardı; ancak ağlamıyorlardı. Düşman askerleri Anadolu'yu işgal ederlerken de kahkahalarla gülüyorlardı; ancak ağlamıyorlardı. Bence gülmekten çok ağlamaya gereksinimiz var da farkında değilsiniz. Öncelikle şunu söylemeliyim ki Kemal Sunal filımları Türkiye'nin en iyi, en başarılı, en usta, en uzman, en karmaşık senaryolarına sahiptir bence. Hemen hemen hepimiz ilk Kemal Sunal filımlarında(filmlerinde) güldük, eğlendik; bir hayranlık şaşkınlığına uğradık. Ancak 15 yıl kadar önce birşeyi fark ettim: Biz o filımlarda gerçekte salak, aptal, gerizekalı, şapşal, zihinsel sorunlu bir tiplemeye acımak, vicdan, merhametle yaklaşmak yerine bakıp gülüyor eğleniyorduk; o günden beri Kemal Sunal filımlarını izlemiyorum. Kemal Sunal filımlarını özellikle çocuklar, ve özellikle kanser hastası çocuklar için yararlı olduğunu söyleyenler oldu, var; yani demek ki onlar Kemal Sunal filımlarında ne topluma ne insanlığa ne çocuklara zararlı şeyler görememişler, anlayamamışlar, belki de kahkahalarla katıla katıla gülmektendir ki gülmeye karşı olmamanın bir nedeni de bu; bence insanlar gülmek yerine yalnızca gülümsemeli yani gülmek bir evrim olsa da gülümsemek gülmekten daha medeniliktir, daha ileriliktir bence k bu anlamdan olarak Gülün dikeni adlı filmdeki gülmeye karşı olan kesimi anlamak hiç de zor olmaz. 12.2.2017 tarihinde internette yayınladığım 'Mazlum oyuncak ayıyı bir de mağdur etmek' adlı yazımda Kemal Sunal filımlarını genelde toplum, özelde çocuklar için yararlı bulan bir bayan pısikologun bu yaklaşımını eleştirmiştim, ve Kemal Sunal'ı genelde topluma, özelde ise çocuklara zararsız bulan yaklaşıma bazı eleştirilerimi yazmıştım; örnek ki kaç Kemal Sunal filımında argo, küfür, kabalık, hakaret, kabadayılık, silah, şiddet, pavyon, 'Bip' yok acaba, yani bunlar mı genelde topluma, özelde çocuklara yararlı, iyi, hoş? Bir uç örnek daha vereyim: Bir Kemal Sunal filımında Kemal Sunal kötü adamları külotlarına kadar soyup, kış günü bellerine kadar denizin soğuk suyularına sokuyor, kötü adamlar 'Abi acı bize, bu soğukta zatürre oluruz!' diyor, Kemal Sunal 'Sabaha kadar bu suyun içinde duracaksınız!' diyor yani onlara adeta 'Geberirseniz geberin!' diyor yani bu bir işkencedir, bu mu genelde topluma, özelde çocuklara yararlı, hoş, zevkli? Örnek ki sorarım herkese: 'Kim çocuğunun ya da bay kardeşinin ya da erkek çocuğunun Salako ya da Gerzek Şaban ya da Davaro gibi olmasını ister; kim çocuğuna ya da kocasına ya da kardeşine Salako, Gerzek, Davaro denilmesini ister; kim ad ya da soyadı olarak Salako, Gerzek, Davaro olsun ister; demek ki 'Kendin için istemediğin şeyi toplum için de isteme' demeyi öğrenmeli sanat, sanatçılık ve sanatçı, yoksa deliye de ölüye de gülen bir toplum olunur, 'Deliye hergün bayram' toplumu olunur. Kemal Sunal filımları doğru, iyi, güzel şeyler yapmaya çalışıyor ancak birkaç filım dışında bunu salak ya da aptal bir insanı ve insanlığa aykırı şeyleri kullanıp yapmaya çalışıyor ki bir filımının adı bile Salako. Kemal Sunal filımlarının(filmlerinin) felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne ya da bunları arayan insanlara, toplumlara, insanlığa ne katkısı vardır? İngilizlerin de adeta embesi bir Mr(Bay) Bean'leri(Fasülye'leri) var, bu tipe de bakıp gülmek ne mizahtır ne sanat ne insanlık. Mizah mı yapmak istiyorsunuz; örnek ki Nasrettin hoca'yı örnek alın; yani mizahı acınacak bir insana güldürmekle yapmayın ki bu hal yere düşmüş birini kaldırmak yerine ona gülmeye benzer, bu mu mizah, bu mu sanat, bu mu gülmek? Yani Kemal Sunal filımlarında Kemal Sunal ile bir sorun yok; yaptığı tiplemelerle ilgili bir sorun var. Yani Kemal Sunal filımlarına tepkimiz Kemal Sunal'a da, sanatçılığına da değil, tiplemelerine. Peki Kemal Sunal'ın kişiliğiyle ilgili bir sorunumuz yok mu? Ne yazık ki var çünkü 'Beni isterseniz öldürün ancak bırakın istediğim gibi gülebileyim' demiş; yani gülmeyi tabu, hayatın anlamı, hayatın amaçı, kişilik, dokunulmazlık haline getirmek de çok yanlış, çok kötü ve çok zararlı; insan felsefeyi, bilimi ve dini tanımlayan Din hadisileri'ni hayatının özü, temeli, anlamı, amaçı yapmalı. Mizah hem güldürüp hem düşündürmemeli; güldürmeden önce düşünmeli yoksa sanat, sanatçılık ve sanatçı akıl, ahlak ve insanlık için bir kötülük, yanlış, barbarlık, ilkellik, canavar, zararlı haline gelir. Sanat, sanatçılık ve sanatçı akıl yanında ahlakı da öğrenmeli ki bunu ancak Felsefe-Bilim-Din hadisileri üçlüsü sağlar, on üniversite diploması bile değil. Genelde Türkiye'nin, özelde Türkiye'deki sanatın, daha özelde Türkiye'de mizahın temel sorunu Yabancı hayranlığı'dır bence. Türkiye, Türkiye'deki sanat, Türkiye'deki mizah bunu aşmalı; ve bu da ancak felsefe, bilim, Din hadisileri ve Türkçeye sarılmak ile olur. Açık ki Batının Laurel ile Hardy, 'Yavru ile Katip' gibi mizah filımları Türkiye için yanlış, kötü, zararlı örnekler olmuştur çünkü bunlar mizahta da Türkiye'yi dışa bağımlı hale getirmiştir; yerel, özel, bilimsel ve evrensel bir Türkiye mizah kültürü geliştirmek yerine ki bu hataya Recep İvedik de düşmüş durumda. Batıya sırtınızı dönün ki Batıya bakacak yüzünüz olsun; Doğuya da sırtınızı dönün ki Doğuya bakacak yüzünüz olsun; yüzünüz yalnızca felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, Atatürk'e ve Türkçeye baksın. Bal bulursanız dünya size üşüşür; bal bulamazsınız dünyanın sirkesi size bal gelir. Yani mizah bir salaka(salağa) ya da bir deliye bakıp gülmeyi ve güldürmeyi bırakmalı; felsefe, bilim, Din hadisileri ile insanca bir dünya yaratmalı artık. Gerçek ki sanat için soyunanlar ne ise mizah için salaklara, aptallara, delilere baktırıp gülmek, güldürmek de odur. Size önerim: Kemal Sunal'ın insanca çizgi filımlarını yapın; bakın çocuklar Mr Bean salağını izliyor çizgi filım diye, mizah diye. Türkiye tüm dünyayı, tüm insanlığı felsefe, bilim ve Din hadisileri ile ayağakaldırmak(ayağa kaldırmak) çabası içine girdiğinde ayağakalkar ancak. Bir salaka, bir deliye neden gülelim; yakışır mı bize, yakışır mı insanlığa, yakışır mı sanata? Kuşkusuz ki felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne yakışmayan şey bize de, sanata da, insanlığa da yakışmaz. Gülmeyin gülümseyin; güldürmeyin, gülümsetin. Güller kahkaha atmazlar, gülümserler. İçi lav, kor dolu üzerinde; içi bağırsak bok kahkahalar atmak ancak deliliğe sığar. Mizah tedavi ise bir doktorun size gülmesi doğru mu olur? Peki sormak gerekir: Kemal Sunal'ın kendi çocuğu Salako, Davaro filımlarında babasının yerine oynamak ister mi; milyar Tl verseler ben oynamam. Kendine ya da birilerine güldürmek mizah ya da sanat değildir; Nasrettin hoca'ya bakın, ne kendine güldürür ne birilerine, yalnızca laflarına güldürür, işte gerçek ya da doğru mizah budur, böyle olur. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 15.8.18/09.19
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena

Bağlı Üyeler

  • dalim22:42
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir