Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / KADIN ZİRVESİ İMİŞ (DENEME)

Yazardan en yeniler

30 kasım-1 aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul'da Kadın zirvesi adında birşey yapılmış. Kadınlığı ya da bayanlığı ya da hatunluğu ya da dişiliği nedense felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri yani doğru şeyler değil de cehalete ve nefs esirler yani yozluk ele geçiriyor, yönetiyor, yönlendiriyor ki bu da hem bayanlık hem de insanlık için çok yanlış ve çok kötü birşeydir. Kuşkusuz ki cehaletin ve nefsim de kanatları vardır ancak onlar felsefel, bilimsel, ahlaksal, gerçekçilik, doğruluk açılarından doğru, iyi yerlere değil yanlış, kötü yerlere uçururlar. Sanki insanlığın, felsefenin, bilimin, Din hadisileri'ne dayalı gerçek, doğru dinin önderleri olmuşlar gibi bu sözde kadın zirvesine kimler katılmış kimler. Katılanlar; adına bikini, mayo denilen sütyen-külotla, tatil diye, turizım(turizm) diye ortalıkta dolaşanlar ve din diye Cehennem adlı vahşet, işkence dünyasını savunanlar ve bunları savunanlar. Bu zirvecilere göre bu zirveye kimler katılmalı imiş? Diyorlar ki 'Bu zirveye inan hakları, hukuk ve cinsiyet eşitliği konularında düşünen, üreten, dünyadaki eşitsizlikleri ve adaletsizlikler sorgulayan, demokrasi talep eden herkes katılmalı'. Bu zirveciler diyorlar ki 'Eşitlik olmadan adalet olmaz, evrensel haklarımızında hukukta ne kadar geriye gittik' falan filan. Eşitlik olmadan adalet gerçekten olmaz mı ya da eşitlik olunca adalet mi olur? Felsefe ve felsefeciler dışlanırsa ya da var oluş nefs üzerine kurulursa saçmalıkların oluşması kaçınılmazdır. Örneğin ordularda eşitlik yoktur ancak adalet vardır ve istenirse dünyanın en doğru adaleti de ordularda bile kurulabilir ancak herkesin eşit olduğu bir toplumda gerçek adalet olmayabilir bile. Yani gerçek adalet eşitlik üzerine değil bilimsellik üzerine olmak koşulu arar. Eşitlik nicelik ve somutluktur, adalet ise nitelik ve soyutluk yani bayların(kadınların, yetişkin insan dişisilerinin) baylarla(erkeklerle) aynı haklara ve olanaklara sahip oldukları bir toplumda adaletin a'sı bile olmayabilir; tam tersi bir durumda da gerçek adalet olabilir. Yani bu tür zirve düzenleyenlerin önce felsefe ve sözcüklerin doğru anlamlarını öğrenmeleri gerekir. Yani zina baylara yasak değil de bayanlara yasak diye bayanlara da zina serbestliği getirmek; baylar ortalıkta mayo ile dolaşabiliyor diye bayanlara da ortalıkta bikini, mayo ile dolaşmak hakkı verilmesi eşitliktir ancakk adalet yani doğruluk değildir; yine baylar askerlik yapıyor diye bayanları da asker yapmak eşitliktir ancak doğru değildir çünkü bayan ruhunu yok etmek hem bayanlara hem insanlığa kötülüktür ve yanlıştır. Peki hukuk 'Evrensel haklar'dan da ahlak, edeb, akıl, mantık, bilimsellik, utanmak, ar; ve fuhuşsuz, zinasız, çıplaksız ve cinsel sömürüsüz bir dünya da 'Evrensel haklar'dan değil mi? Bu zirveyi düzenleyen örgütün 'Lezbiyen ve gaylari de 'Evrensel haklar' içine aldığına bakılırsa bu tür şeyler bu örgüte göre demek ki 'Evrensel haklar'dan değil. Yani hem ahlakı hem de akılı mantığı dışlamış bir kafa yapısı adaletten ne kadar söz edebilir ve adaletten neyi anlayıp söz edebilir? Anlaşılan ki bu tuhaf zirvenin de bu tuhaf zirveyi düzenleyen tuhaf örgütün de 'Eşitlik ve adalet' kavramları yalnızca beden ile, kütle ile, nefs ile ilgili. Bu durumun yansıması da bu zirvenin katılımcılarından ya da düzenleyicilerinden birinin, bu zirveye katılan, ayakabısından boğazındaki kıravata kadar bedeni kapalı, örtülü Chp başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısında bacakları ve göğüsü gösteren bir hal ile katılmış durumda olması. Anlaşılan ki bu zirve de bu zirveyi düzenleyen örgüt de eşitliği, adaleti, bayanı ve insanlığın dünyasını cinselliğe eşitlemek ya da indirgemek isteyen bir içeriğe, yozluğa sahip. Yani düşünün 'Kadın zirvesi' var denildiğinde zirveye ilimle, alimlikle katılmak yerine seksi giyinip katılmak eşitlikten, adaletten, bayandan ve insan olmaktan ne kadar anlamak olur? Gerçek ki dünyanın, insanlığın tek bir zirvesi vardır ve o da felsefe-bilim-Din hadisileri üçlüsünün oluşturduğu zirvedir. Bu zirveye yönelmeyen hiçbirşey asla zirveye gidemez, yalnızca çöküşe gider. Chp ve Kılıçdaroğlu da böyle bir örgütün zirvesine katılmakla ne kadar yanlış, kötü, akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı bir dünya yönelimi içinde olduklarını göstermiş oldular. Doğru insan herşeye sahiplenmez, yalnızca doğru şeylere sahiplenir ve doğrunun ölçütü de felsefe-bilim-Din hadisileri üçlüsüdür. Gerçek ki felsefe-bilim-Din hadisleri üçlüsü olmadıktan sonra; sağ da olsa sol da olsa siyaset yanlıştır, kötüdür ve asla doğru, iyi, çözüm, umut değildir. Gerçeği, doğruyu, gerçek eşitliği ve gerçek adaleti istiyorsanız felsefe-bilim-Din hadisileri üçlüsünü isteyiniz ve bu üçlüye aykırı yerlerde bulunmayınız. Kadın zirvesi imiş, 'Güçlenen kadın' imiş. Anlaşılıyor ki böyle zirvelerle ve böyle güçlenmelerle ancak bayanda, toplumlarda ve insanlıkta cinsellik egemenliği yozlaşması gerçekleşir çünkü insanı güçlendiren, zirveleştiren tek şey felsefe-bilim-Din hadisleri üçlüsüdür; belden aşağısı ya da bacak arası değil; bunlar ilkel, nicel, geri şeylerdir ve insanı da insanlığı da ilerletmez, geri götürür, çökertir; cinsellikten kimseye hayr(hayır) gelmez; gelseydi, cinsellikte sınır tanımayan hayvanlar yönetirdi dünyayı. Çıplaklığın ve cinsel esirliğin yani nefsin ağızıyla dünya, insanlık ilerlemez, geriler ve çöker. Bedeni, cinselliği teşhir etmek güçlenmek ise yere batsın böyle güçlenmek ki felsefe, bilimde ve Din hadisileri'nde buna güçlenmek değil çökmek denir zaten. Vücudunuzu gösterip, sergileyip mi güçleneceksiniz? İnsaf yani. Eğer baylar bayanlardan yüksekte ise bakın baylar boğazlarına kadar giyinik, kapalı, örtülü; ve baylarla eşitlik isteyen bayanlara bakın bir de. Yazıktır, ayıptır. Din hadisileri'nin de dediği gibi 'Utanmak olmayan yerde ne din olur ne bilim ne akıl mantık ne doğru eşitlik'. Eğer bayanlar eşitliği ve adaleti çıplaklık, cinsel sorumsuzluk, cinsel teşhir sanıyorlarsa gitsinler önce eşitlik ve adalet kavramlarının doğru anlamlarını öğrensinler çünkü bunların doğrusu başkaları ne yaparsa onları yapmak demek değildir, ancak ve ancak akıl ve ahlak olarak doğru, iyi şeyleri yapmaktır. Sanırım onlara göre tam bayan eşitliği ve adalet çırılçıplak dolaşmak olur. Bu tür zirveler 'Bayanları çıplaklaştırmak, ahlakdışılığa çağırı ve utanmazlık' zirvesi olur ancak. Bu tür zirveler felsefe-bilim-Din hadisileri üçlüsünün ayakları altındadır ancak. Soyunmakla, çıplaklıkla, cinsel teşhirle, dikatleri cinselliğe çekmekle, nefse esir olmakla ne eşitlik olur ne adalet ne özgürlük ne zirve. Bayanları ve bayları seks simgesi yapmak ne eşitliktir ne özgürlük ne adalet ne medenilik ne ilerleme ne çağdaşlık. Bilinmeli ki felsefe-bilim-Din hadisileri'ne aykırı herşey ilerleme değil geriliktir; aydınlık değil karanlıktır. Dünyayı bacaklarınızla, memelerinizle, cinselliğinizle, cinsiyetinizle değil felsefeyle, bilimle ve dini tanımlayan Din hadisileri ile aydınlatın çünkü insanlığın en büyük güneşi yalnızca bu üçlüdür ve dünya, insanlık böyle aydınlanır ancak. Bir de bu siyasetten, bu siyasetçilerden, bu siyasi partilerden, bu eğitimden, bu medyadan hayır bekle. Bacakları, memeleri açıp felsefe de, bilim de, din de, demokrasi de, özgürlük de, medenilik de, çağdaşlık da, adalet de konuşulmaz; akıl modada, cinsellikte, nefste iken gerçekler, doğrular konuşulmaz. Bayan(Kadın, hatun, yetişkin insan dişisi) zirvesi bayanları düşünürlüğe(filozofluğa), alimeliğe, bilgeliğe eşitlemek ise buna evet; çıplaklığa, cinsel nesneliğe, utanmazlığa, yozluğa, cinsel esirliğe, cinsel nefse, kütleye, niceliğe eşitlemek; seks nesnesi ve kapitalist üretim nesnesi yapmak ise buna hayır; bayan zirvesi bayanları baylarla çıplaklıkta, utanmazlıkta, cinselliğe kölelikte, cinsel nefste, cinsel yozlukta değil düşünürlükte, alimlikte, bilgelikte eşitlemek ise buna evet. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 22.2.18/12.09
Düzenleme: 23.02.2018 / 07:57

KADIN ZİRVESİ İMİŞ (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler