Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / İSTANBUL YA DA FETİH SURESİ İLE ALDATMAK (DENEME)

Yazardan en yeniler

Osmanlı ve Osmanlıcılar İstanbul'un Osmanlı tarafından alınmasını kendilerine zafer ilan etmekteler. Kuşkusuz ki onlar dini tanımlayan din hadisileri'ni bilmeyenler ve hayatlarından da anlaşılacağı gibi üstelik de Din hadisileri'ne zıtlık içinde olanlar ve dünyayı kendilerine amaç, zafer edinmiş olanlardır. Bir hadis diyor ki 'Sultanlarla düşüp kalkan alimler de hırsızdır'. Bu hadisten de anlaşılıyor ki İslamiyet hükümdarlığa karşıdır. Bu yüzden ki İslamiyet'in dinderi(peygamberi) kendisine ne sultan, padişah, hükümdar, kıral(kral), emir gibi şeyler demiştir ne de dedirtmiştir. Hükümdarlık kavramı İslamiyet dini inançında yoktur ancak Hıristiyanlık(Hristiyanlık) ve Yahudilik dini inançlarında vardır. Ve bir hadis de 'Hıristiyanlara ve Yahudilere benzemeyin' yani benzememek için elinizden geleni yapın demiştir. Bu durumda Osmanlı ve Osmanlıcılar bu hadise aykırı olarak Hıristiyanlara ve Yahudilere özenti içindedirler, ne yazık onlara. Bir hadis de diyor ki 'İstanbul'un fethi kıyamet alametidir'. Yani İslamiyet'in dinderi İstanbul'un fetihini övmüyor, kötülüyor yani Bizans'ın Müslüman yapılmasına karşı değil, Bizans'ın işgal edilmesine karşı ki bunlar farklı şeyler. Neden böyle yapıyor? Çünkü İslamiyet Yahudilik gibi başkalarının vatanlarını ya da dünyayı işgal etmek amaçı değil İslamiyet'i insanlığa, dünyaya yayma amaçı taşır. Osmanlıcılar diyorlar ki 'Osmanlı fetihlediği ülkelerde dini inançları serbest bıraktı' ve böyle övünüyorlar oysa bu övündükleri şey bile onların İslamiyet'i hiç anlamadıklarının kanıtıdır çünkü İslamiyet'in amaçı dünyayı ele geçirmek değil tüm milletleri Müslüman yapmaktır yani eğer İslamiyet'in dinderine değil İstanbul'u 'Dünyayı sana vereceğiz ancak Müslüman olmayacak' denilseydi kabul etmezdi oysa bunlar 'İstanbul'u aldık ve halkına dini inançına dokunmadık' diye övünüyorlar! Onlar adına ne acı! Gerçek ki 'İstanbul'un fetihi kıyamet alametidir' hadisi gerçek olmuştur çünkü İstanbul'un fetihi ile Osmanlı hanedanlığı'nde padişahlar kendi canlarını kurtarmak için kundaklarındaki bebek kardeşlerini, çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, eşlerini bile öldürtmek zorunda kalmışlardır ki bu durum açık ki İslamiyet için kıyamettir çünkü İslamiyet'in kendi insanlarınca yani Müslümanlarca kötülenmesidir, insanlık önünde zor duruma düşürülmesidir; onlara sor: 'Peygamberiniz hiç bebek, çocuk öldürttü mü; peygamberiniz kendi annesini, kendi babasını öldürttü mü, hayır; öyleyse peygamberinizin bile yapmadığı ve yapmak istemeyeceği şeyleri yapanları sırf başkalarının vatanlarını işgal edip nefsinizi pohpohladılar diye niye baştaçı ediyorsunuz? Kuşkusuz ki onlar dini tanımlayan Din hadisileri'ni bilmeyenler ve din diye kendi cehaletlerini ve kendi nefslerini bilenlerdir. İstanbul'u Müslüman yapmak yerine fetih adı altında işgal etmek bakın nelere yol açtı 'İstanbul'un fetihi kıyamet alametidir' hadisine uygun olarak: Babalar çocuklarını, çocuklar babalarını; anneler çocuklarını, çocuklar annelerini, kardeşler birbirlerini öldürtmeye başladılar; padişahlar çocuk yaşta, cariye adı altında yüzlerce kapatmadan oluşan cinsellik nefsine ve sofralarında bir tek kuş sütü eksik yemekiçmek nefsine battılar; İstanbul'un günümüzdeki haline bakın: Bikini, mayo denilen sütyen-külot yani İslamiyet'e göre çıplak insanlarlı pılajları(plajları), genelevi, mafyası, kumarhaneleri, ahlaka aykırı büyük bir kitlesi, eşcinselleri ile sanki dev bir Sodom, Gomora gibi değil mi? İstanbul'da bugün ne kadar fahişe, eşcinsel, fuhuş, zina, çıplak, sütyen-külot ortada dolaşan bayan, meyhane, pavyon, gece kulübü, bar, sıtriptiz(striptiz) var insan var biliyor musunuz; peki bunlar İslamiyet'e aykırı değil mi? 'İstanbul'un fetihi kıyamet alametidir' hadisine uygun olarak İstanbul'un fetihi İslamiyet adına zafer değil hezimet olmuştur anlamıyor musunuz? 'Fetih, fetih' diye dolaşıyorlar ortalıkta. Neden? Çünkü akıllarınca Kuran'daki Fetih suresi'ni gösteriyorlar. Oysa Fetih suresi 'Dünyayı fetih et'mekle değil yalnızca Mekke'yi almakla sınırlı yani İslam dinderinin kendi vatanını geri almakla ve o da Mekke halkını Müslüman yapmak amaçlıdır. O surenin adı da 'Fetih suresi' değil 'Fetah suresi'dir çünkü içinde 'Fetih' değil 'Fetah' diyor. Kutsal kitaplar sözcükleri(kelimeleri) değiştirmekle de değiştirilebilirler. İslamiyet'in fetih değil tebliğ olduğu Kuran'da da hadislerde de belirtilir ancak belli ki Din hadisileri'ni bilmeyen cehalet ve nefs esiri bir kitle İslamiyet'i tıpkı Yahudilik gibi dünyayı ele geçirme işi olarak anlamakta ve anlatmaktadır. Bir yere göz dikmek, bir yeri sahiplenmeye göz dikmek, bir yeri ele geçirmeye göz dikmek dünya hevesidir, dünya malı tutkusudur yani cehalet ve nefstir yani hem İslamiyet dini inançına aykırıdır hem dine ancak görülen ki Din hadisileri ile, öğrenmekle, okumakla, kitapla, felsefeyle, bilimsellikle ilgi yerine para, mal, servet, mülk, nefs ile ilgisi olanlar İslamiyet dini inançını ve dini dünyalık elde etmek olarak anlamakta ve anlamaktadırlar. İstanbul'u fetih ya da işgal etmiş kitlenin haline bakın: Mondros anlaşması ile vatanı işgal edildi, halkı her türlü zulüme, vahşete uğradı; İstanbul'u fetih ya da işgal etmiş halin günümüzdeki haline bakın: Demokrasi, adalet, bilimsellik, medenilik, vicdan, ahlak bile mumla aranılır hale gelmiş; ortalık çıplak dolmuş; insanlar siyaset diye birbirine düşman edilmiş; özelleştirme diye vatanın milletin serveti patronlara satılmış; medyaya bile adalet değil yandaşlık egemen olmuş; dinden imandan, Osmanlı'dan söz eden iktidar yolsuzlukla, adaletsizlikle yani Din hadisileri'ne aykırı şeyleri yapmakla suçlanmakta. Bunlar İslamiyet açısından zafer mi hezimet mi acaba? Eğer Müslümanlar Din hadisileri'ne sarılsalar ve dünyaya dünyayı ele geçirmek için değil Din hadisileri'ni yaymak için yayılsalardı bugün hem İslam dünyası hem de tüm dünya barış, huzur, bilim, ahlak, vicdan, insancalık içinde olurdu ancak ticaret ve siyaset yani dünya hevesi Din hadisileri'ne ihanet etti ve bugün hem İslam dünyası hem de dünya Din hadisileri açısından acınacak ve utanılacak bir haldedir. İslamiyet İstanbul'un ya da dünyanın fetihini değil Din hadisileri'nin dünyaya egemen olmasını, dünyanın Din hadisileri ile yönetilmesini istiyor ki insanlık için en doğrusu da tek doğrusu da budur yani ya dünya Din hadisleri ile yönetilecek ya da dünya ya insanca olmaktan çıkacak ya da yok olacak. Müslüman insan da dinli de fetih ile değil; malla mülkle, parayla servetle, yüzölçümü ile yani nicelik ile yani beden(vücut) ile değil Din hadisileri ile yani nitelik yani ruh ile anılır. Yani kim ki İstanbul'un fetihi ile övünürse Din hadisileri'ne yani hem İslamiyet dini inançına hem de dine aykırıdır ve onların anılacakları tek şey ya zalimlik ya ahlakdışılık olur. Görülüyor ki Kuran'ı değiştiremeyen kafa yapısı yorumları ve uygulamaları değiştirip Müslümanları ve İslamiyet'i değiştirmeye çalışmakta ki İstanbul'un fetihindeki İslamiyet'e aykırılıkları görmemek ya da görmezden gelmek ve bir de bebekleri çocukları bile öldürten padişahlarla utanmak yerine övünmek buna kanıttır. Din hadisileri'ni anlamayanlar İslamiyet'in dinderini(peygamberini) de anlayamazlar; İslamiyet'in dinderini anlamayanlar da İslamiyet dini inançını ve dini de anlayamazlar ve işte böyle Din hadisileri ile övünmek yerine başkalarının vatanlarını işgal etmekle övünürler. Fetih suresi'nde ise yer başkalarının vatanı değil İslamiyet dinderinin kendi vatanı idi tıpkı İslamiyet'in ilk savaşının da Müslümanların mallarını, değerli eşyalarını zapt edenlerden geri almak için olması gibi. İslamiyet'in amaçı dünyayı ele geçirmek değil Din hadisileri'ni dünyaya egemen yapmaktır ki bunu Din hadisileri'ni öğrenenler anlar; anlamayanlar ise İslamiyet'i ya da dini Yahudiler gibi dünyayı ele geçirmek sanırlar. Onlar cehaletlerini ve nefslerini ilah; helaklarını zafer edinenlerdendir. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 30.5.18/09.19

İSTANBUL YA DA FETİH SURESİ İLE ALDATMAK (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler