Şiir Defteri

İŞÇİCİLİĞİN SONU SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
19.09.2018 / 07:34
726 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Genelde sol, özelde komünist kesimin bir 'işçicilik, emekçicilik' hali vardır; öyle ki zina, fuhuşun fahişelik kanatı(kanadı), çıplaklık, moda, eşcinsellik gibi şeyler bile 'özgürlük, demokrasi' falan filan denilip adeta kutsanır bu kesimde çünkü bu kesim kendisini en gerçekçi, en doğrucu, en aydın, en bilgili, en kültürlü, en özgür, en dürüst, en ileri, en insani, en medeni, en akıllı, en zeki, en mantıklı, en toplumsal, en felsefel, en bilimsel olarak görse ve göstermeye çalışsa da gerçekte 'gerici' dediği kesim kadar gericidir felsefe önünde çünkü bu kesim ne kadar bilgili, ne kadar eğitimli, ne kadar kültürlü, ne kadar ileri olursa olsun dünyanın en büyük cehaletine ve dünyanın en büyük kötülüğüne bir sarmaşık bitkisi gibi sarılıktır: Nefse. Bu kesim hernekadar felsefeyi bildiğini sansa da gerçekte bildiği şey felsefe yani felsefe bilimi değil felsefe tarihi, felsefe mazisi, felsefeyegeyiği(felsefe geyiği), felsefe edebiyatıdır. Bu kesim hernekadar insanı, toplumu, insanlığı ve dünyayı bildiğini söylese, sansa da gerçekte bildiği şey nefstir yani dünyanın en büyük cehaleti ve her kötülüğün ana nedeni. Aman bunların sigarasına, içkisine, bikinisine, mayosuna, mini etekine(eteğine), mini şortuna, açıksaçık giyimine, daracık giyimine yani nefsine dokunmayın; siz de ilerici, siz de aydın oluverirsiniz hemen. Bu kesim işçici, emekçici, emekçi olmayı, üretmeyi, üretimi en büyük amaç, en büyük değer olarak bilir, tanır, sanır. Oysa nefsten dolayı anlamadıkları birşey vardır: Emek ekonomi açısından gerçekte bir hastalıktır, geriliktir; yani emekçiciliği, emeği savunmak gerçekte bir gericilik türüdür ancak bu kesim bunu kendisi yaptığı için bunu ilericilik sanır yani bu kesimin bu mantığına göre son hızla koşmakta olan bir aslanın üzerindeki bir ağaç yaprağı da son hızla koşmaktadır. Durum neden böyle? Biliniyor ki ekonomide makineleşme(makinalaşma), robot, otomasyon gibi şeyler çok sayıda işçi gerektirmediği gibi, çalışmakta olan yani işi olan işçilerin de işsiz kalmasına neden olurlar. Bu durumda bu kesim 'İşçiler işsiz kalıyor' diye üretimde makineleşmeye, robotlaşmaya, otomasyona karşı olmak zorundadırlar; bu kesim bu duruma karşı 'Makineleri, robotları da işçiler üretiyor' deyip kendilerince bir avuntu bulmaya çalışmışlardı ancak unuttukları şey bu durumda ekonomideki işçi sayısının giderek azalmasının mutlaklığı, kaçınılmaz olduğudur. 'Makineleri de, robotları da işçiler yapıyor; işsiz kalan işçiler makine, robot yapımında çalışırlar' dediler ancak göremedikleri birşey daha oldu: Makine yapan makineler, robot yapan robotlar. Emek yani işçiler mi zorunludur yoksa makineler, robotlar mı? Düz insai mantık açısından kuşkusuz ki işçiler 'zorunlu olmalı'dır çünkü yoksa işsiz, aç kalırlar; oysa felsefe, bilim, medenilik, insanlık ve üretim açısından makineler, robotlar ve otomasyon yani işçisizlik zorunludur, gereklidir, doğrudur, iyidir, başarıdır, üstünlüktür çünkü düşünün ki eğer bir arabayı yalnızca işçiler ile yapmaya kalkarsanız bir arabanın üretimi çok uzun sürer yani çok zaman alır oysa makineler ve robotlar aynı arabayı işçilerden daha kısa zamanda, daha hızlı ve daha ucuza yaparlar yani hani nerede kaldı 'üretimcilik'? Yani üretimden yana olmak emekten yani işçilerden yani emekçicilikten yana olmamayı gerektiriyor, zorunlu yapıyor. Ya da düşünün ki binalarda bilgisayarlar yok; tüm müşteri hizmetileri memurlarla, memurelerle yapılıyor; ne olur; birzamanlar ki emekli kuyrukuları gibi uzun kuyruklar oluşur ki bu da hem zaman hem emek hem de vatandaşın hayat kayıbıdır. Yani işçisiz üretim, işçisiz ekonomi yani emeksiz üretim, emeksiz ekonomi korkulacak, yanlış, kötü, zararlı, geri, ilkel birşey değildir, ileri bir aşamadır. Burada temel sorun 'İşçilerin işsiz kalması' değil bu hıza uygun yani bu duruma uygun bir gelir, hayat düzeninin, biçiminin de getirilmesidir. Yani insanlar çalışmıyorlarsa nasıl para kazanacaklar, nasıl geçinecekler, nasıl yaşayacaklar; gerçekte sorulan bu sorular yanlış sorular olacaktır artık çünkü hayatın anlamı para kazanmak da, başkasılarının yani patronların yanında köle gibi çalışmak da değildir. Bu yeni durumda geçim, hayat hakkı şöyle sağlanabilir: Her vatandaş vatanının yani vatanının toprağının, doğal kaynakılarının, madenlerinin ve benzeri şeylerinin ortağıdır da yani geçim hakkı, hayat hakkı vatanın ortağı olmak ile ve oluşan üretimin miktarı ile çözümlenebilir yani düşünün ki Türkiye Türkiye'deki hiçkimse çalışmasa da bir üretim, ekonomi değerine sahiptir yani örnek ki bir tarla sahibi tarafından işlenmek yerine kiraya verilse, sahibine aylık ya da yıllık bir geliri yine getirir yani tarla sahibinin gerçekte çalışmaya gereksinimi yoktur ancak nefsi yüksekse yani daha çok kazanmak istiyorsa kendisi tarlasını işleyebilir ancak 'Bana ayda şu kadar kira geliri yetiyor' deyip tarlasında çalışmak yerine zamanını kitap okumak, kültür, gezmek, toplumsal ilişki gibi şeylere ayırabilir k olması gereken, doğru, gerçek ekonomi de, ülke de, vatanda budur gerçekte yani artık Romalılar çağında değil dünya; sabahtan akşama kadar, ömür boyu kendi işine ya da başkasının işinde çalışmak zorunda kalsın. Yani üretim, ekonomi, ülkeler emek üzerine değil hız üzerine kurulu olmak zorundadırlar ki bir de nüfusun sürekli ve olağanüstü miktarlarda arttığını düşünmek gerekir. Yani üretimde, ekonomide hız artışı toplumda, ülkede, ekonomide yeni bir gelir dağılımı, gelir dağılışı dünyasını da zorunlu yapar ki bu da emeklilik yaşının yükseltilmesini değil olabildiğince düşürülmesini zorunlu yapar çünkü insan dünyaya ne köle gibi çalışmaya gelir ne de köle gibi çalıştırılmaya ki bunu topluma, millete de uygulamak gerekir yani gerçekte kapitalistler herkes için olması gereken bir dünyayı yaşamaktadırlar yani avuçlarındaki tuttukları şey yalnızca vatan, ekonomi, üretim araçıları(araçları), üretim kaynakıları(kaynakları) değil işçilerin hayatılarıdır(hayatlarıdır), ve toplumun da hayatıdır da. Yani nicel açıdan açık ki emekçiliğin yerini hız alacaktır. Ve dolayısıyla da emekçicilik hem üretim hem de tarih önünde gerici bir duruma düşecektir, gercilik olacaktır. Peki dünya, insanlık, hayat emekçicilik yani beden yani kas yani nicelik yerine ne ile dolacaktır? Felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri yani beyin ile, ruh ile; ve insanlar, toplum bedene değil felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, kültüre, edebiyata, sanata, kitaplara, düşünmeye, dostluğa, sevgiye, insanca yaşamaya yönelecektir. Yani bu yeni dünyada insan ile hayat arasında, insan ile dünya arasında özel sektör, kapitalistler, üretim araçıları, fabrikalar, üretim binasıları, devlet binasıları değil felsefe, bilim, Din hadisileri, insancalık, insanlık, sevgi ve insan yüzü olacaktır yalnızca. Yani insanlık özgürlük için biryandan doğaya karşı, ve felsefe, bilim, Din hadisileri için çalışırken işçi de özgürlük için felsefe, bilim ve Din hadisileri ile yalnızca sömürü düzenine karşı değil, kendine karşı da savaşmak zorundadır ki örnek ki esnafı 'özgürlük' adı altında, küçücük işyerilerinde, sabahtan akşama kadar, ömür boyu, köle gibi otururken ya da çalışırken görmekteyiz; yani ne işçiler dünyaya kapitalistler için çalışmaya, kapitalistleri zengin etmeye, kendileri köleler gibi yaşarlarken kapitalistleri hükümdarlar gibi yaşatmaya gelmiştir ne de esnafın hayatı hayattır yani yeni dünya herkes için doğru, iyi, güzel, insanca olacaktır, ve ülke yönetimi de, devlet de, eğitim de, hayat da buna göre düzenlenecektir; ve kendilerini adeta 'Küçük ilahlar ve küçük ilaheler' ya da kendilerini adeta 'İmparator, imparatoriçe' gören kapitalistler de, siyasetçiler de tarihin mazisine gideceklerdir. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 19.9.18/10.25
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Tormentor
  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir