Şiir Defteri

GÜZEL ARABESKLER DE VAR (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
02.04.2018 / 07:08
1189 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bu yazıyı yazmayı; hem bölük pörçük ayrıştırılmaya çalışılan Türkiye Ulusu'nu, Türkiye toplumunu hem de özellikle bilinçsiz, yoz, kaba solcularca, devrimcilerce, komünistlerce büyük bir haksızlık yapıldığı bilimsel olarak ortada, açık olan arabeske hakkını vermek için tarihsel, bilimsel ve toplumsal bir görev bildim. Düşmanıma haksızlık yapmayı da yapılmasını da istemem, sevmem çünkü. Bilimsel biri olarak, ön yargılı, yanlı, yanlış bir karar vermemek için bir yıl boyunca sürekli arabesk dinledim hergün ve tüm gün. Temel ilkelerimden biri de en aptalca konularda bile karar verebilmek için yıllarca araştırma yapmaktır; ?Karar vermeden önce kırk kez düşün, ' ilkesinin biraz abartılmış biçimi de olsa bu, özellikle insanlığı ilgilendiren ve bilimsel konularda çok zorunludur ki ilaçlar bile ancak yıllarca denendikten sonra satışa sunulabilir bu yüzden; ne de olsa ?Kırk kez'deki ?kez'in süresi belirtilmemiştir! Buna Amerika'yı yeniden keşfetmek diyebilirsiniz ama bazan da Amerika'yı yeniden keşfetmekte yarar vardır ki bence, insanlık yeni tarihini ?Amerika'yı yeniden keşifler'e(aramalara) borçlu olacaktır... Çıkardığım sonuçlardan biri de ne genelde sanatın ne de özel de müziğin yalnızca duygusal bir olay ele alınmaması gerektiği. Yani bireysel alanda, bireysel ilişkilerimizde, bireysel yaşamımızda duygularımıza yenilmemeyi, mantıklı da olmayı nasıl kendimize kesin bir kural olarak koyuyorsak; aynı biçimde, bunu ulusal, toplumsal alanda da yapmak zorundayız. Bu yazımda hem arabeske yapılan yanlışlığı örnekleriyle vereceğim hem de bu yanlışlığın neden ısrarla ve kimlerce yapılmakta olduğunu anlatacağım. Arabeski dürüstçe, yansızca, içtenlikle, bilimselce, arabesk gönüllüsü gibi, bir yıl boyunca dinledim, inceledim, öyle ki kontörlü Gsm zamanında, bir arabesk dinlemek için altı kontör verip bir istek de istedim, bir radyodan! Masa başına oturup atıp tutmayı, yazıp çizmeyi, karar vermeyi sevmem ben; öncelikle uzun, geniş kapsamlı, bilimsel, yansız araştırmalar, incelemeler yaparım, süresi ne olursa olsun çünkü hiçbir yanlış karar, hiçbir adaletsizlik süreden, zamandan daha değerli değildir. Değerli olana değer vermek gerekir. ?Benden adam geçer, top geçmez', dedikleri gibi, benden de zarar, ziyan geçer ama adaletsizlik, yanlışlık, kötülük geçmez. Bunları açıklamak zorundayım çünkü araştırmalarda ve yazılarda yöntem kadar niyet de önemlidir. Bilim tek başına, insanı yanlışlardan, kötülüklerden korumaya yetmez çünkü. Kuşkusuz ki; ?Yaşın küçük bile olsa/ Karşıma bir ordu çıksa/Vermezlerse kaçırırım.'; ? Kınamayın bizi dostlar/ Evliler de sevebilir.'; ? Senin uğruna beş yetmişlik bitirdim.'' gibi yoz, çirkin, insanlıkdışı, ilkelce arabeskleri güzel, doğru, iyi, insanca sayamam, sayamayız ama benzeri sözlerin, bazı türkülerde de, bazı şarkılarda da olduğunu görmezlikten gelemeyiz. Yozlaşma yalnızca arabeske ait bir durum değil yani gerçekte. Bu konuda da dürüst olmak, bilimsellik ve ahlak görevidir. Arabesk , sözlüklere göre, ?Arap toplumlarının biçeminde, yönteminde olan şey', demekmiş. Yani bir şarkıyı, türküyü Arap toplumları gibi söylersek bir tür arabesk yapmış oluruz. Ama öte yandan; türküler, şarkıları ve konuşmalarımızı Amerikalılar, Fıransızlar(Fransızlar), İtalyanlar, Almanlar gibi söylersek, bunu, arabeski küçümsediğimiz, dışladığımız biçimde küçümseme sorumluluğunu, insanlığını, bilimselliğini ve dürüstlüğünü de göstermeyiz. Arabeski küçümseriz ama öte yandan da Türkler gibi ? Vay!' demeyi küçümser ve kibirimize uşaklık edip Amerikalılar gibi ?Wow !' demeye bayılırız. Gerçek şu ki bu toplumda, ulusal olanı küçümseme, dışlama olduğu gibi Batılı olmayanı da küçümseme, dışlama, aşağılama saplantısı, ön yargısı vardır. Elde ettiğim sonuç şu ki arabesk sevmeyenler genelde; kadına, insana; sevdaya, evliliğe, aileye, bağlılığa;onurluluğa olağan üstü, çok duyarlı, çok istekli, içtenlikli bir önem, değer vermeyenler. Sanılmasın ki arabeski sevmeyenler yalnızca solcular, devrimciler, komünistlerdir, yoo hayır, ilginç ki Arap toplumlarının her şeyini sevip de arabesk sevmeyen Müslümanlar da var, önemli sayıda. Bu da onların ayrılma, ayrışma, batıya kayma noktaları, zayıf noktaları işte. Yabancı müzik hayranı çok Müslüman var; arabesk, şarkı, türkü yerine. Onlar Abd'nin, içimize soktuğu yerli malı bıçaklar gibidirler de bilmezler; ?şeytan' onların da gözlerine böyle bir ?perde' indirmiştir; ?şeytanın perdesi' çoktur; kimisi de Atatürk'e ve Muhammed'e mahkeme kararıyla yasaklanmış You Tube'a girer ve bunu topluma övüne övüne açıklar. ?Şeytan perdesi' çoktur. ?Şeytan', İslamiyet'in tekelinde değil çünkü. Müslümanlar ?Şeytanın hileleri'ne bir de yabancı müzik hayranlığını eklemeliler bence. Hem de ne yabancı müzikler, ne yabancı sanatçılar? O müziklerin ve sanatçıların yanında, beğenmedikleri dinsizler melek kalır? Çok kötü, çok çirkin arabeskler de var ama bunlar her şeyde var. Güzel arabeskler de var; bunları gecegündüz, yalnızca arabesk çalan bir radyodan derledim. Örnekler: 1-?Ayağıma pırangalar vurdular/Gözlerimi dağladılar, yaktılar/İki koldan, bir alnımdan çaktılar/Çarmıha gerdiler sensiz iki gün'? ( Söyleyen: Hakan Taşıyan ); 2-?Beni sevdiğimden ayıran eller/Bana bu sevgiyi çok mu gördünüz/Ömrümde bir defa yüzüm gülmüştü/Bana bir defa sevmeyi çok mu gördünüz.'?( Söyleyen: Ebru Gündeş); 3-?Ah babam sağ olsaydı/Köşede otursaydı/Bir karlı dağ gibi/Arkamızda dursaydı.'?( Söyleyen: Ankara'lı Namık ); 4-?Aramızda sıradağlar/Aramızda denizler/Her günüm bir cehennem/Yüreğimde depremler/Taşıyamıyorum dizlerimi/Bu acılar, gözyaşlarım ne zaman biter.'?( Söyleyen: Selahattin Özdemir); 5-?Dışarda yağmur var aldırmıyorum/Masamda resmin var kaldırmıyorum/Sevdiğin şarkıyı çaldırmıyorum/Duyacaksın diye ödüm kopuyor.'?( Söyleyen: Güllü); 6-?Bir bakışın yeter, yanarım inan/Ateşler içinde yanarım her an/Sen sevmesen bile severim her an/Elindeyim işte oyuncak gibi?( Söyleyen: Güllü ); 7-?Uykusuz gecelerin sabahını bana sor/Yarım kalan aşkımın acısını bana sor/Bana sor yalnızlığı, ayrılığı bana sor/Mutluluğu bilirsin, mutsuzluğu bana sor.'?( Söyleyen. Ferdi Tayfur; 8-?Sen yokluğumun en acı baharı/Gel de tatlandır öbür yarımı/Gel gözlerimden al şu canımı/Gel çalma artık uykularımı/Gökyüzüm sen ol bir tanem/Güneş, teninde batsın/Bırakıp gidersem seni/Yağmurlar alsın canımı .'?( Söyleyen: İntizar); 9- ?Aramızda dağlar, denizler mi var/Aşılması çok zor engeller mi var/Seni benden fazla seven mi var/Söyle bana dönmen neden imkansız/Sanki şimdi bensiz mutlu musun/Ben böyle ağlarken huzurlu musun.'?( Söyleyen:Gökhan Güney); 10-?Ben miyim yürüyen daracık sokaklarda/Gözümde sitem, yüreğim darda/İnsana kıymet yok bu garip handa/İnsanca yaşamak zor bu zamanda/ Ekmeği kazanmak zor bu zamanda.'?( Söyleyen: Cansever); 11-?Dört bir yandan kuşatılmış şehir gibiyim/Hiç tadım yok gene zehir gibiyim/Öyle doluyum ki nehir gibiyim/Çok zor durumdayım iyi değilim.'?( Söyleyen: Azer Bülbül); 12-?Öyle bir anda, öyle bir noktada gel ki bana/Vazgeçmem mümkün olmasın/Öyle bir aşkla gel ki bana/Vazgeçmem mümkün olmasın.'?( Fantazi arabesk: Söyleyen: Arif Susam); 13-?Şu dağlarda kar olaydım/Bir asi rüzgar olsaydım/Arar bulur muydun beni/Sahipsiz mezar olsaydım.'?( Söyleyen: Müslüm Gürses; 14-'Maksadın öldürmekse öldür de kurtar/Nazlanıp yalvartmak mı, dizine kapanayım/Harabeye döndürdün garip gönlümü.'...( Müslüm Gürses) Ne var bu sözlerde sevmeyecek; insanlıkdışı, yanlış, kötü, zararlı, çirkin? Bu sözleri sevmemek hem de düşman saymak için insanın ancak büyük bir insan sorumsuzluğu, duyarsızlığı; duygusal küntlüğü taşıması ile olanaklıdır. Arabeske genelde solcular, devrimciler, komünistler karşı sanılır ama ilginç ki arabesk sevmeyen Müslüman da çoktur ve yine ilginç ki arabesk sevmeyenlerin içinde, türbanlı gençler de büyük yer tutar ama gerçekte bu hiç de iyi bir durum değildir çünkü arabesk sevmeyen genç türbanlıların önemli bir bölümü de yoz, ahlaksız, kişiliksiz, kötü alışkanlıkları olan, çıplaklıkla ve zinayla özdeşleşmiş Batı, pop sanatçılarını ve müziklerini sever, dinler. Solculara, devrimcilere, komünistlere gelince. Bu garip ve tutarsız kitle herşeyde olduğu gibi genelde sanat, özelde müzikte de gariplikler ve tutarsızlıklar içindedir. ?Sanat, sanat için değil halk, toplum içindir', diyen bu garip ve tutarsız kitle, öte yandan da örnek, doruk, üstün müzik olarak; üretiminde piyano, org, obua, saksafon gibi köken olarak Türkiye'ye ve doğu dünyasına ait olmayıp Batı dünyasına ait olan bu araçlar kullanılıyor ve notalarla üretiliyor diye Beethoven; Bach, Mozart, vb. gibilerin müzik yapıtlarını gösterirlerken ?Sanat halk, toplum için değil sanat içindir', anlayışını da doğruladıklarını ve benimsediklerini ve gerçekte içlerinde halk, toplum, insan sevgisi değil de gizli ve gizemli bir halk, toplum, insan ve bilimsellik düşmanlığı ve salt kibir taşıdıklarını, kibirden başka özellik ve amaçlarının anlamıyorlar. İşin nota yönünde olmadıkları kesin çünkü onlar, hiç nota bilmeyen Aşık Veysel'i, Dadaloğlu'nu, Pir Sultan Abdal'ı da severler. Demek ki onların yaşam ve sanat ilkesi; düşmanlarından yana olmamaktır en azından ama burada yine bir tutarsızlık sergilerler çünkü Mozart, Beethoven, Bach işçi sınıfından yana değil aristokratlardan yani toprak ve köle ağalarından yanaydılar en azından. Bence bu garip ve tutarsız kitleyi; siyasetten sanata kadar tüm alanlarda; bilimsel, mantıklı, yansız oluncaya kadar uzak tutmak zorunludur. Hiçbir sanat aracı, hiçbir nota; içten, doğal, haklı, mazlum, onurlu insan siteminden, sevdasından, çığlığından, başkaldırısından daha üstün, daha güzel, daha onurlu, daha sanat değildir. Tahtayla, telle, metalle , mürekkeple sanat olmaz; sanat her şeyden önce duyguyla, onurla, sevgiyle, toplumsallıkla, insanlıkla, yalınlıkla, kişiliklilikle, gözyaşıyla, acıyla olur. Hayır efendiler hayır; içkili, fildişi kulelerde, kendilerine soylu diyenlerin içki masalarına sunulan şeye; ister piyanoyla, orgla ister davulla, zurnayla, ister en zor bestelerle ister doğaçlama olsun, bana, sanat dedirtemezsiniz. Satılmışlığın, yozluğun, ahlaksızlığın, ihanetin, sömürünün, pisikopatlığın, sosyopatlığın sanatı olsa da ben ona sanat diyemem. Bence kötü, yanlış, çirkin, zararlı, insanlıkdışı olan şey arabeske ya da dinleyicileri değil sanatçılarıdır; sanatçılarının kişilikleri ve özel yaşamlarıdır ama bunu çözümlemek de diktatörlükle suçlanacaktır. Arabesk adını değiştirmek gerekir. Arabeske; ağdalı müzik, ağdalı türkü, yapışkan müzik, yapışkan türkü, çok çalgılı türkü, baygın türkü, vb. denilebilir. Buna bir çözüm bulmak zorunlu. Sonuç şu ki öncelikle içten ve güvenilir olmayan; insan da olamaz, ilerici de, bilimsel de, toplumsal da, sanat da. O gerçekte, hiçbir şeydir, bir hiçtir de bilmez. İnsan olmak, ahlakla başlar, sanatla değil. Sanat da sanat olmak için, ahlakla başlamalıdır. Arabesk sevmek mantık ve duygu sağlığını göstermez ama arabesk de dinlememek bence mantık ve duygu sağlığında sorun olduğunu gösterir. Necdet Gürçiftçi 2010-haziran tarihinde internette yayınlandı.
Düzenleme: 02.04.2018 / 07:13
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir