Şiir Defteri

GÜLMEK VE GERİ ZEKALILIK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
23.09.2018 / 02:15
795 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Gülmek üzerine, hem ruh sağlığı açıdan hem de beden sağlığı açısından, gülmeyi övücü, gülmeyi onurlandırıcı, gülmeyi amaçlandırıcı sayısız söz söylenildi, yazı yazıldı. Acaba gülmek gerçekten doğru, iyi, üstün, onurlandırıcı, nitel birşey mi? Gülmeyi onurlandıranlar acaba hayvanlar gülemedikleri için mi yoksa gülmek hoşlarına gittiği için mi gülmeyi onurlandırıyorlar, ödüllendiriyorlar? Acaba gülmek gerçekte ilkel, insanlıkdışı, zavallı birşey mi? Konulara tüme varım ile sonuç sağlanamıyorsa tümden gelim yapılmalıdır, tüme varım ile tümden gelimin ortalaması alınmalıdır gerçek gerçeğe, gerçek doğruya ulaşabilmek ya da daha çok yaklaşabilmek için. Yani doğru yöne ulaşabilmek için doğru yönü içine alan bir genel yön belirlenmelidir önce; eğer doğru yöne doğrudan ulaştıracak araçlar yoksa ki akılyürütme(akıl yürütme) doğru sonuça doğrudan ulaşmanın olanaksızlığında doğruya yönlü olasılıklı, doğruya olasılık içeren bir araçtır. Konulara kısa ve öz yaklaşmak kısa ve öz şeylerle olur; kısa ve öz soru sormak, ve örnek(mesel, misal) vermek gibi. Bence gülmek, hele kahkahalarla gülmek ileri zekalılık değil geri zekalılık içerir çünkü örnek ki güldürü(komedi) sanatına bakıldığında görülen ki gülünen hep aptal, salak, geri zekalı, gariban acınacak tiplemelerdir, ve aptal, salak, geri zekalı, acınacak hallerdir ki 'Acınacak halimize gülüyoruz' sözü de bu duruma destektir. Yani gülünen şeylere bakılıp yani tümden gelim yapılmakla bile gülmenin ileri bir zeka değil geri bir zeka içerdiği ve gerektirdiği görülür yani insanlık, insanlar sanki normal insanlara gülmek istemiyorlar, gülmek için anormal insanlar arıyorlar gibidir yani görülen ki insanlar ya aptal kişilere ya aptal hallere ya aptallıklara gülmektedirler, bu aptallık oranı arttıkça gülmek de hem kahkahalara dönüşmekte hem derinlik ve yoğunluk olarak artmakta hem de süre olarak uzamaktadır. Gülümsemek ise böyle değildir. Gülümsemek gülünecek birşey saptadığı, bulduğu ancak gülmeyi önlediği için ileri bir zeka içerir. Yani düşünün ki tarihte de günümüzde de insanlara hem zulüm, eziyet, işkence yapıp hem de kahkahalarla gülen insanlar vardır ancak insanlara hem zevkle, hazla zulüm, eziyet, işkence edip hem de ağlayan, üzülen insan yoktur. Yine düşünün ki dolandırıcılar dolandırmalarını kahkahalarla kutlamaktadırlar, dolandırdıkları kimselerden kahkahalarla söz etmektedirler. Faşistin bir özelliği de yaptığı zulüme, vahşete kahkahalar atmasıdır; yaptığı zulüme, vahşete gözyaşı döken faşist var mıdır? Bir de şu var: İnsan kahkahalarla gülerken düşünemez ancak ağlarken yazabilir. Zaten bir tuhaflık da şudur: Bilimdışı ve ahlakdışı ülkeler insanları hem yoksul ve mantıksız bırakmaktalar hem de onların kahkahalarla gülmesini istemektedirler. Görülen ki gülmek erdem değildir, gülmemek erdemdir; ve insanın tek erdemli gülmesi ancak kendisine gülmesidir ki bu tür ülkelerde güldürü sinemasının ve güldürü televizyon dizilerinin, yayınlarının bir anlamı da budur. Ağlamak erdem iken gülmek erdem değildir; yani ağlamak insan olmak iken gülmek insan olmaktan çıkmaktır. İnsanlar vardır; hayvanlara hem eziyet, işkence eden hem de gülen. Hayvanlara hem eziyet eden hem ağlayan insan göremezsiniz. Sokaklarda insanlar görürsünüz; delilerle alayeden(alay eden), delileri hem taciz eden hem de kahkahalarla gülen. Aptal, salak, geri zekalı, gariban kimselere gülmek, kahkahalar atmak hem geri zekalılık hem insanlıkdışılık değil mi? Öyle ise güldürü filımları, güldürü sineması denilen şey insanlara, insanlığa gerçekte geri zekalı olmayı ve insanlıktan çıkmayı öğretiyor değil mi? Neden güldürü sinemasında; gülünen kişiler ya hep geri zekalı ya da gariban kişiler? Gariban bir halkın garibanlara gülmesi gerçekte kendine gülmesi, ve kendini gariban yapan düzene, sisteme yandaşlık sergilemesi, kendisini gariban yapan düzene hoşgörü göstermesi, kendisini gariban yapan sistemle bir olup kendisine gülmesi değil mi; ve bu da geri zekalılık, aptallık, salaklık yani ağlanacak haline gülmek değil mi? Yani bakın; deli ya da gariban kimselerin sözlerine gülmek başka şeydir, kendilerine gülmek başka şeydir; yani bir delinin ya da garibanın sözüne gülmek, normal bir insanın sözüne gülmek gibidir ancak haline gülmek hiç de insani birşey değildir, ve bir hayvana işkence edip gülmeye benzer; yani karşısınıza bir deli ya da gariban kimse koyup bol bol, kahkalarla gülüyorsanız bu sanat değil insanlıkdışılıktır, ve zekaca da geriliktir, ilkelliktir, adiliktir. Açık ki dünyaya, insanlığa; gülme özelliği olan değil üzülme, ağlama özelliği olan bir insanlık gerek. Bir diktatörlük insanları güldürebildiği ölçüde ve sürece egemenleşir ve olağanlaşır zaten. İnsanlığın güldürü filımlarına(filmlerine), güldürmenlere(komedyenlere) değil; dıram(dram) filımlarına(filmlerine), ağlatan filımlara gereksinimi var; ağlamak insan olmakken gülmek insan olmaktan çıkmak çünkü. İnsan gülen hayvan değil, insan ağlayan hayvandır ancak; ancak başkaları için de, insanlık için de ağlayabilen. Doğru, insanca güldürü sineması ya da sanatı yaratılamaz mı; yaratılabilir; ancak normal kişilerle ve normal hallerle, zeka ile, akıl ile, mantık ile, evrensellik ile, insancalık ile ki Nasrettin hoca buna iyi bir örnektir; yani insanlığın Mr(Bay) Bean(Fasülye) gibilere değil, Nasrettin hoca gibilere gereksinimi var, eğer doğru, insanca gülmek istiyorsa ki onda bile aşırıya kaçılmamalıdır; yani şu an ki hali ile güldürü sanatı, güldürü sineması dünyada insanlıkdışı, geri zekalı ve utanç bir haldedir; öyle ki Pırof'larla(Proflarla) bile alay eder hale gelmiştir güldürü sanatı, güldürü sineması, yazıktır, ayıptır yani demek ki yazıkı, ayıpı yani ahlakı dışlayan bir sanat da yanlış ve kötü yoldadır çünkü ahlak zekanın, akılın, mantığın, bilinçin, beyinin, ruhun, felsefenin, bilimin ve dinin en yüksek aşamasıdır, en zirve halidir. Yani insanlar kendi çocuklarına gülünmesini istemezler ancak çocuklarının zekasına gülerler; güldürü sanatı, güldürü sineması işte böyle birşey olmalıdır olursa; yani kendine yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasına yapmayacaksın; yani sen kendi çocuğuna yüksek zeka yerine düşük zeka hali ile gülünmesini istiyor musun da başkalarının düşük zekalı insanlarına gülüyorsun, üstelik de sanat diye, sinema diye, başarı diye, zafer diye? Var olan güldürü sanatı, güldürü sineması ile; gülünen tipler, gülünen kitle zarar, kötülük görmektedir çünkü aşağılanmaktadır oysa Nasrettin hoca'nın fıkrasıları ile kimse zarar görmez çünkü Nasrettin hoca'nın mizah anlayışı birilerini aşağılamak üzerine değil yüksek zeka üzerine kuruludur yani Nasrettin hoca'da kişilere değil, Nasrettin hoca'ya da değil olağandışı ve olağanüstü zekaya gülünür ancak hayranlıktan gülünür; yani güldürü sanatı, güldürü sineması hem düşündürtmeli yani hayran etmeli hem güldürmeli, doğru iş yapacaksa; yoksa faşizımın(faşizımın), faşistliğin, zorbalığın mekanında yerini alır. Genelde insanlık, özelde Türkiye halkı hem hayran eden hem de güldüren güldürü sanatını, sinemasını yaratmayı başarmalıdır, becermelidir; olurolmaz(olur olmaz) herşeye gülmemelidir, hele ki geri zekalı, aptal, salak, gariban, zavallı kişilere ve hallere asla gülmemelidir. Belki unutulmuş olabilir ancak bu ülke Mr Bean ülkesi değil Yunus Emre ülkesidir, ve asla Mr Bean ülkesi olmamalıdır yoksa kaybeder çünkü bugün zavallılara gülenlerin kendilerine gülünür birgün. Fıkralar somut bir tipleme ortaya koymadıkları için güldürü sinemasından daha ileridirler masumluk, insanilik, zeka olarak çünkü kimse fıkrada gülünen kimsenin halini, görünümünü bilmez; 'Adamın biri'dir o, 'Delinin biridir' o, 'Sarhoşun biridir' o hep yalnızca; yani yazılı mizahı sinemaya uyarlamak ya da görünür, somut hale getirmek herzaman da, her koşulda da doğru, iyi olmaz yani bazı şeyler yazılı kalmalıdır, yani herşeyi sinema yapmak, görünür yapmak doğru, iyi olmaz. Güldürü sanatında, güldürü sinemasında bile Türkiye halkına, Türkiye'ye Mr Bean'lik değil; Yunus Emre'lik ve Nasrettin hoca'lık layık ve önder olmalıdır. Ahmet: 'Bugün çok güldüm yav!' Mehmet: 'Neden?' Ahmet: 'Senin çocuğu öldüresiye dövdüler!' türü olmamalıdır güldürü sanatı, güldürü sineması, gülmek. Evet gülmek de, güldürü sineması da, güldürü sanatı da şimdilik üstelik açık ve açıkça bir geri zekalılık içinde; ancak, dediğim gibi olursa birgün ileri zekalılık haline gelebilir; ancak insanların bikini, mayo, moda diye sütyen-külot ortalıkta gezdikleri yani utanmadıkları bir çağda bu oldukça zor görünüyor çünkü bunun olması için de önce utanmak, utanmak özelliği gereklidir; utanması olmayan, utanması kalmamış insana neyi anlatacaksın? Ortalıkta sütyen-külot gezen sözde, yoz sanatçıları evliya, derviş, erdem, fazilet, hikmet filımlarında nasıl oynatacaksın ki Amerikan sineması işte bu nedenle çizgi filımlara yöneldi çünkü utanması olan sanatçı bulamıyor artık, oysa Abd'de saatte bir porno filım çekiliyor ki utanması olmayan insanlar da, utanması olmayan sanatçılar da ancak buna yarar sonuçta er ya da geç; yani Batı türü kapitalizım(kapitalizm) insanlığı, güldüre güldüre, moda diye diye, demokrasi diye diye, laiklik diye diye, özgürlük diye diye, insan hakları diye diye, sanat diye diye, bireysel tercih diye diye, mutluluk diye diye, medenilik diye diye, dini inanç diye diye, özel sektör diye diye, siyaset diye diye, seçmen iradesi diye diye, ekonomi diye diye, ekmek parası diye diye, küresellik diye diye, barış diye diye, sevgi diye diye, eğlence diye diye porno dünyasına götürüyor gerçekte. Çözüm ne? Çözüm yalnızca felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulu düzen, dünya, insanlık, devlet, eğitim, halk. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 22.9.18/09.47
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal

Bağlı Üyeler

  • Celal18:38
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir