Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / FİNLANDİYA EĞİTİMDE 1 NUMARA MI?

Yazardan en yeniler

Yabancı hayranlığı Orta Asya'dan beri Türklerin temel sorunlarından biridir. Öyle k Atatürk de bu sorunu anlamış, ve 'Ne mutlu Türküm diyene', 'Bir Türk dünyaya bedeldir' sözleri ile yok etmeye çalışmış ancak Atatürk'ü hiç anlamadığı açık olan, Atatürk sonrası ilk Milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'in 'kültür' diye Avrupa kılasikleri'ni(klasikleri'ni) harılharıl(harıl harıl) Türkçeye çevirtip Türkiye'ye boca etmesi ile Atatürk'ün bu çabası, yabancı hayranlığı cehaleti ve nefsi ile, farkında olmadan yok edilmiştir. Sonra da ülkenin başına, hepten yabancı hayranı Amerikancı Demokrat parti belası gelmiştir. Türkiye bağımsız, özgür, dünya örneği, dünya önderi bir ülke olmak istiyorsa; önce yabancı hayranlığı hastalığını yok etmelidir; sonra da felsefe bilimine, bilime ve dini bilimsel ve insani olarak tanımlayan Din hadisileri'nin tanımladığı din anlayışına sarılmalıdır. Çözüm ne Amerika'da, ne Avrupa'da, ne Osmanlı'da, ne Arabta, ne siyasette, ne özel sektörde, ne sanatta, ne demokraside, ne laiklikte, ne sevgidedir; çözüm Muhammed'in ve Atatürk'ün dediği gibi ilimde/bilimde ve ahlaktadır. Batı medeni görünen bir barbardır gerçekte; bu nedenle, sanılmasın ki yeni Hitler'ler yaratmayacak çünkü ahlakın olmadığı yerde mantık ta olmaz çünkü ahlak mantığın en yüksek aşamasıdır, ve mantıksızlık herşeyi yaptırabilir. Ülkemiz dünyaya göre eğitimde geri kalmış ise bunun temel nedeni Türkiye'nin felsefe, bilim, ve Din hadisileri üzerine kurulu olmaması; özel nedeni ise siyasettir. Eğitim demek öğrencilerin başarısı demek değildir; eğitim demek felsefenin, bilimin, ve dini tanımlayan Din hadisileri'nin yani özetle mantığın ve ahlakın yani insanca insan olmanın başarılı olması demektir. Keneviri 'Şöyle yararlıdır, böyle yararlıdır; şöyle iyidir, böyle iyidir; kenevirden şu yapılır, bu yapılır' diye siyasi iktidarı yanıltıp keneviri Türkiye'ye dayattılar; şimdi de 'Finlandiya eğitim sistemi dünyada 1 numara', 'Finlandiya eğitim sistemi herkesin gıpta ettiği eğitim sistemi' deyip, Finlandiya eğitim sistemini Türkiye'ye dayatmaya çalışıyor birileri. Onlar açık ki herşeyden önce 'eğitim' sözcüğünün anlamını bilmiyorlar. Eğitim sözcüğü 'eğ'mekten gelir; peki 'Öğrenciler, toplum kim tarafından ve kimin için eğilecek, eğdirilecek?'; önemli olan soru budur. Açık ki siyasi iktidar tarafından, siyasi iktidarın çıkarları için eğdirilecek Türkiye'de çünkü Türkiye henüz felsefe, bilim, ve dini bilimsel ve insani olarak tanımlayan Din hadisileri ile ya da mantık ve ahlak ile yönetilen bir ülke değil; bakın heryeri astroloji adı altında bilimdışılık sarmış, zina suç değil, eşcinsel evlilik bile serbest, sütyen-külotlu pılaj(plaj) denilen yerler ahlakdışılığın zirvesi olmuş. Eğitim değil; önce öğretim önemli. Yani ne öğretilecek, neyi öğreteceksiniz? Öğretilmesi gereken ilk şey Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi ilim/bilim ve ahlaktır; peki ülkenin haline bakın; zina serbest, eşcinsellik serbest, genelevler serbest, ahlakdışı pılajlar serbest yani ahlaka aykırı ya da dine aykırı ne varsa serbest; okullar, kamu yerleri bile cinsel sunumlu moda giyimlerle adeta pavyona dönmüşler gibi; öğrencilerde daracık giysiler, öğretmenlerde daracık giysiler, öğrencilerde pirsing ve dövme, öğretmenlerde pirsing ve dövme, öğrencilerde tuhaf saç biçimleri, öğretmenlerde tuhaf saç biçimleri. Yani önce öğretimi öğretmek gerekli ki bu da öğretimin felsefe, bilim, ve Din hadisileri üzerine kurulması ile olur. Sonra da eğitimi eğitmek gerekli ki bu da eğenin felsefe, bilim, ve Din hadisileri ile olması ile olur; eğilmenin felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne eğilmesi yani saygı ve sevgi göstermesi ile olur. Eğitime bir de özel sektör girmiş. Özel sektör bilimdışılık, ahlakdışılık, cehalet, nefs, sömürü ve barbarlık demektir. Yani eğitilmesi gereken özel sektörün eğitimci yapılması da büyük bir saçmalıktır. Siyaset de bilimdışılık, ahlakdışılık, cehalet, nefs, sömürü ve barbarlıktır çünkü ülkelerde her türlü ahlaka aykırılığa izin verenler de, savaşları çıkaranlar da siyasetçilerdir. Yani eğitilmesi gereken iki güç nasıl oluyor da eğitim veriyor? Çok bilmişlik diyor ki 'Finlandiya eğitimde dünyada birincidir'. Sanki Finlandiya'da öğretim ve eğitim felsefe, bilim, ve Din hadisileri yani özetle mantık ve ahlak üzerine kurulu. Ahlakı dışlamış bir öğretim ve eğitim doğru öğretim ve eğitim değildir; kölelik öğretimi ve eğitimidir çünkü ahlak demek zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, felsefenin, bilimin, insan olmanın, insanlığın en üst nitel aşamasıdır; yani ahlak yoksa mantık da yoktur, yalnızca ezberlemek vardır. Peki, Finlandiya ahlak üzerine mi kurulu; Finlandiya'da zina, fuhuş, eşcinsellik, çıplaklık, akıldışı-ahlakdışı moda yasak mı? Öğretimin ne olduğu da, eğitimin ne olduğu da, bir devletin ya da ülkenin ne olduğu da ahlakından belli olur; ahlak var oluş biçiminin özetidir. Finlandiya'da okullarda ödev ve sınav yokmuş. İyi halt sanki. Okumak isteyen bir öğrenci neden ödevden ve sınavdan korkar? Çünkü gerçekte okumak istememektedir. Bakın; sıpor yarışması, güzellik yarışması, moda yarışması olsa koşa koşa gidiyorlar. Neymiş; sınav yalnızca öğrencileri birbirleri ile kıyaslıyormuş ve merakı öldürüyormuş. Haydi canım sen de; Sınavı öğrencileri kıyaslamak için yapın' diyen mi var, sınav öğrencileri birbirleri ile kıyaslamak için değildir, sınav öğrencileri öğretilenler ile kıyaslamak içindir; ve sınavda başarılı olup olamayacağını merak etmek de merak değil mi? Finlandiya'da öğrencilerin sınıfta susturulmaları bile yasakmış. Oh ne güzel. Sanki okul öğrenme yeri değil de öğrencileri eğlendirme yeri. Finlandiya'da ders saati günlük 4 saatmiş. Yani günlük ders saatini dört saat yapmak için Finlandiyalı olmak ya da Finlandiya'dan patent mi almak gerekir? Sen de yap, ya da daha iyisini yap. Finlandiya'da teneffüs denilen şey 75 dakika imiş. Oh ne güzel; 4 saat ders, 75 dakika teneffüs. Finlandiya'nın alime, alimeye değil de modacıya, mankene ve özel sektör kölesine gereksinimi var anlaşılan. Finlandiya'da bu eğitim sistemi ile girişken, sorumluluk sahibi, ruhsal olarak sağlıklı bir nesil yetişiyormuş. Bakın; 'Bilimsel, mantıklı ve ahlaklı' denilmiyor, denilemiyor. Öğretmenler yüksek lisanslı imiş. Mantıklı ve ahlaklı olmadıktan sonra; moda kölesi olduktan sonra, nefs kölesi olduktan sonra, dünya uşağı olduktan sonra ordinaryus Pırof(Prof) olsa ne yazar? Hadis bile 'Sultanlarla düşüpkalkan(düşüp kalkan) alimler de hırsızdır' diyor. Finlandiya'da okullarda kalın kitaplar yokmuş. Dedim ya; onların amaçı(amacı) alim, alime yetiştirmek değil, insanlığa hizmet değil, özel sektöre ve yoz düzene robot yetiştirmek. Finlandiya'da okul sırası, yazı tahtası gibi şeyler yokmuş. Olmayabilir; olması da doğru ve iyi öğretime ve eğitime de engel değil. Unutmayın ki Muhammed de, Atatürk de Finlandiya'da yetişmedi. Öğrencilerin okula gitmeye değil; bilimsel ve ahlaklı olmaya merakları olmalı yoksa okullar lunapark yapılırsa herkes koşar. Finlandiya'da öğretmenlerin en büyük isteği mutluluk imiş. Bakın; düşünür(filozof), alim, alime, bilge, ahlaklı, bilimsel, mantıklı, evrensel, insanlığa yararlı olmak, dünyayı kurtarmak, insanlığı kurtarmak, insanlığa hizmet gibi şeyler değil. Yani moda ile, pılajlar ile, eğlence ile, seks ile, tüketim ile, medya ile laylaylom olacaklar. Öğretmenlerin amaçlarından biri de öğrencilerin mutlu olmalarını sağlamak imiş; bakın yine düşünür, alim, alime, bilge, ahlak, bilimsellik, mantık, insanlık gibi amaçlar yok. Finlandiyalılar mutluluk ile öğretimin, eğitimin doğru yolda olacağını savunuyorlarmış. Bakın yine düşünür, alim, alime, bilge, ahlak, bilimsellik, mantık, insanlık gibi amaçlar yok. Tek amaçları var: Mutlu olmak. Mutlu olmak nedir; cehalet ve nefstir çünkü içi lav, kor, ateş dolu dünya üzerinde içi bağırsak, bok, pis, iğrenç, tiksinç, mide bulandırıcı bedenle ile mutlu olmak ancak ya cehaletle ya delilikle olur yani mutluluk gerçekçi, bilimsel, insani bir durum değildir; duygu gerekli ancak zafer herzaman(her zaman) mantığın yani gerçekçiliğin olmalı. Savım ki Finlandiya öğretim ve eğitim sistemi nitel zeka, nitel akıl, nitel mantık, nitel beyin, nitel ruh, nitel kişilik üzerine değil; genetik yani nicel bellek(hafıza) üzerine kuruludur. Yani asıl ezberci olan sistem Finlandiya sistemidir; bu nedenle de genetik belleği güçlü olmayan insanlarda ve genetik belleği güçlü olmayan toplumlarda başarı sağlamaz; sağladığı başarı da zaten herşeyden önce ahlakı dışlayan, insanlığı dışlayan nicel ve tikel bir sonuçtur. Yani savım ki Finlandiya öğretim-eğitim sistemi ile çok güzel robotlar yetiştirilebilir ancak düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler yetiştirilemez. Savım ki öğrenciler başarısız bile olsalar dünyanın tek doğru öğretim ve eğitim sistemi Felsefe-Bilim-Din hadisileri yani bilimsellik ve ahlakçılık eğitim sistemidir. Bakın; Finlandiya dünyada en çok kahve içilen ülke imiş yani kahve bağımlısılar, kişi başına yılda 12 kilo kahve düşüyormuş; oysa aşırı kahve tüketimi pankreas kanseri başta olmak üzere birçok hastalığa neden olabilir; ve kahve tüketimi nicel belleği güçlendirebilir yani bellek savıma kahve durumu da destek vermektedir. Ancak kahve yüksek tansiyon hastalarına zararlıdır, tansiyonu yükseltir yani demek ki Finlandiya'da yüksek tansiyon hastalığı ya hiç yok ya çok az. Yani Finlandiyalıların kahve tüketimleri önlenirse eğitimdeki başarıları da düşebilir. Finlandiya'nın akıl-mantık durumuna bakalım ki bunu en iyi sağlayacak şey ülkelerdeki eğlencelerdir: 1- Ev taşıma yarışması. 2- Dünya ceptelefonu fırlatma yarışması. 3- Sivrisinek yakalama yarışması. 4- Buzda çıplak olarak yüzmek yarışması. 5- Dünya bataklık futbolu yarışması. 6- Fin lehçesi konuşma yarışması. 7- Eş taşıma yarışması. Ayrıca; Finlandiya'da kumarhaneler var; tüm gelirleri hayr kurumlarına verilse de. Yani o kadar akıllılarsa, Finlandiya eğitim sistemi o kadar başarılı ise neden bu saçmalıklar ve kumarhaneler var? Ayrıca; kamuya açık alanlarda tükürmek, gaz çıkarmak ve idrarını yapmak yasak değilmiş; iğrenç! Yani bu mu çok övülen Finlandiya eğitim sistemi! Finlandiya dünyanın gözbebeği imiş; yahu osurmanın, terbiyesizliğin, bedene köle olmanın, doğaya köle olmanın, mantıksızlığın nesi gözbebeği! Ahlak dışlanınca akıl, mantık da dışlanmış oluyor işte. Sigara içiyorlar, içki içiyorlar, zina serbest, fuhuş serbest, eşcinsellik serbest, çıplaklık serbest; baştaçı edilen Finlandiya işte bu; tam da ahlakdışılara çok uygun biryer. Finlandiya'da 2018 yılında binlerce akademisyen ücretle düşük diye gırev(grev) yaptı. Finlandiya Türkiye'nin Barış pınarı harekatı'na karşı çıkan ülkelerden biridir. Yani Türkiye'yi Finlandiya eğitim sistemine yönlendirmeye çalışanların başka amaçları olduğu da açık. Yani Finlandiya'yı ve Finlandiya eğitim sistemini övmek için ya cahil ya nefs kölesi ya kafayıyemiş(kafayı yemiş) olmak gerekir. Finlandiya; bayrağına haç koymuş bir ülke; haç yani Hıristiyanlık(Hristiyanlık) dini inançı(inancı) yani bilimdışılık, bilime aykırılık. Hem bayrağında haç yani dini inanç var hem de çıplaklık dahil hertürlü ahlaka aykırılık serbest; demek ki Finlandiya eğitim sistemi ahlak vermediği gibi mantık ve tutarlılık da vermiyor. Ancak; Bible'ı(İncil'i) doğru ve iyi anlamışlarsa Bible'dan biraz mantık öğrenmişlerdir ancak açık ki Bible'dan asıl şeyi, ahlakı öğrenememişler belliki(belli ki), ve ahlak zaten mantığın da en üst aşamasıdır. Yani Finlandiya eğitim sistemini 'Mutlu ol ancak mantıklı ve ahlaklı olma' olarak özetleyebiliriz yani bu sistem insana ve insanlığa aykırıdır. Finlandiya da, Finlandiya'yı övenler de, tüm insanlık da öğrenmeli ki eğitim demek bilim ve ahlak demektir; bilimselliğin olmadığı yerde de, ahlakın olmadığı yerde de yararlı eğitim olsa da doğru, insani, gerçek, medeni, insanlığa örnek eğitim yoktur. Finlandiya eğitim sistemi 1 numara olmuş da dünya Finlandiyalı düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler ile dolmuş! Siz Türkiye'de Felsefe-Bilim-Din hadisileri eğitim sistemini kurun; dünya size imrensin, size özensin. İnsanları da, ülkeleri de değerlendirmek için; önce ahlaklarına, sonra mantıklarına bakın. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 2.11.19/01.55

FİNLANDİYA EĞİTİMDE 1 NUMARA MI?

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler