Şiir Defteri

DİYANET BAŞKANININ ARAFAT'DAKİ VAKFE DUASI'NDA BİLİME TUHAF SÖZ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
21.08.2019 / 00:10
812 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Gerçekte, Yunus Emre'nin 'İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir' şiiri ilimi ya da alimi değil, hocayı yani imamı eleştirmektedir ancak toplum hem yabancı hayranlığı içine hem de bilimden uzaklığa öylesine sokulmuş ki toplum herşeyde yabancı hayranlığı, ve bilimi küçümsemek arar olmuş çünkü yabancı hayranlığı yalnızca Abd ve Avrupa bağımlılığını değil Arab bağımlılığını; ve üfürükten, muskadan, şifalı taşlardan, şifalı otlardan, şifalı dualardan, astrolojiden, falcılıktan, medyumluktan, siyasetten, ticaretten, sömürüden işlerden para kazanan kesimi de besler. Diyanet işleri başkanı Ali Erbaş imam-hatip lisesi, ve ilahiyat fakültesi mezunu; yani felsefe ile, bilimsellik ile ilgisi olmayan yerlerden mezun; bu nedenle ondan bilimsel mantık açısından uygun sözler beklemek zaten ona haksızlık olur; insanlar bilmedikleri yani kendilerine öğretilmemiş şeylerden sınav edilemezler, ve imam-hatiplerde, ilahiyatlarda bilim, bilimsellik, bilimsel mantık öğretilmemektedir. Ancak tuhaf ki bu kişi 'Felsefe ve din bilimleri bölüm başkanlığı'na da getirilmiş üniversitede; yani bir ilahiyatçının felsefe yani bilime aykırı herşeye aykırı olmanın bilimini öğretmesi tuhaf birşey çünkü ilah savı zaten bilime yani felsefeye aykırı çünkü ilah zaten bilimdışılıktır, var olsa da bilimdışılıktır, var olmasa da yani sorun ilahın varlığında ya da yokluğunda değil içeriğindedir; yani felsefe ve bilimi din ile yanyana koyabilmek, yanyana getirebilmek zaten felsefeye ve bilime aykırı birşeydir ancak bu ülkede 'din' ile kastedilen şey gerçekte din değil dini inanç olduğu için, biraraya getirilen şey gerçekte felsefe ve bilim ile dini inanç olmaktadır; yani gerçekte bir bilim olan dinin felsefe ve bilim ile yanyana, bir araya getirilmesinde, gelmesinde sorun, sakınca yoktur ancak dini inanç konusunda durum yanlıştır çünkü dini tanımlayan Din hadisileri'ne göre 'Din bilimdir/ilimdir, bilim yoksa din de olmaz', ve bilim mantıktır, tutarlılıktır, eleştiriye açıklıktır, sınamadır, kanıttır, kıyastır ancak dini inançlar biat etmektir, ve bilimde biat yoktur yani dinde de biat yoktur; zaten ki dini inanç üniversitesi olması bile üniversite kavramına aykırıdır çünkü üniversite demek bilim demektir oysa dini inançlar bilim değildir, bilime karşıtlıktır yani gerçekte ne üniversitede dini inanç olur ne de dinin inanç üniversitesi olur ancak üniversitede din olur, ve din üniversitesi de olur çünkü din bilimdir, ve dinsiz bilim de insanlıkdışılığa neden olur; yani bu ülkede önce sözcüklerin, kavramların doğru anlaşılması, doğru kullanılması zorunludur. Diyanet işleri başkanı Pırof(Prof) dr Ali Erbaş 2019'un 10 ağustosunda, Suudi Arabistan'da, Arafat'da, Vakfe duası adlı duasında; 'Allah'ım faydasız ilimden sana sığınıyoruz' dedi. Öncelikle; bu tür sözler gerçekte çok tehlikeli, çok zararlı, çok kötü bir sözdür çünkü bilime inanmayın, bilimden uzak durun' anlamını yaratabilir, biçiminde anlaşılabilir ki bu duruma uygun olarak Akp'ci bir eski üniversite rektörünün 'Bize cahil bir nesil lazım' sözü ile ve bir Diyanet görevlisinin 'Bize kıyaslama yapmayan bir nesil lazım' sözü ile de kolayca uyuşabilir ya da uyuşturulabilir ki bir Arabistan müftüsünün 'Dünya dönmüyor' savını da unutmamak gerekir yani bu türlü sözler İslam dünyasını bilimdışılığa, bilimden uzaklaşmaya itebilir ve bu da en çok İslam düşmanı ülkelerin, çevrelerin işine yarar. Yani 'Bizi faydasız ilimden koru' demek 'Bizi faydasız dinden koru' demek gibi birşeydir. İkinci olarak; bu söz; dini tanımlayan Din hadisileri konusunda da büyük bir cehalettir. Çünkü Din hadisileri der ki 'Din bilimdir/ilimdir, bilim Çin'de de olsa gidip öğrenin, alimin uykusu bile cahilin ibadetinden üstündür, dinsiz de olsalar alimlerin yeri Cennet'tir'. Yani Çin'de bile aranılması, Çin'den bile öğrenilmesi gereken bilim İslami açıdan herhalde saçmasapan birşeydir değil mi çünkü Çin tarihte bilimsel ve dinsel açıdan hep saçmasapan biryer oldu, ve Arablar Müslüman iken Çin Müslüman değildi yani demek ki Muhammed için 'Faydasız ilim/bilim' diye birşey yoktu çünkü faydasız ise zaten bilim olmaz. Yani bilim/ilim derken doğruluğu, iyiliği vurgulamak varken, 'Bilime sarılın, bilimden başka doğru yol gösterici yok' demek varken, Din hadisileri'nin de dediği gibi 'Din bilimdir/ilimdir, bilim yoksa din de yoktur' demek varken neden 'faydasızlık' vurgulanıyor; çünkü bilim demek faydasızlık değil, faydalılık üzerine kurulu birşeydir. Bilim insanlığa en büyük hayrdır(iyiliktir); bilim yolunda olanlarla olmayı istemek yerine 'Bizi faydasız ilimden koru' ne demektir? Yani polisin içinde de kötü polisler oluyor diye 'Bizi kötü polislerden koru' demek yerine 'Polislerimizi koru' demek daha doğru olmaz mı? Üniversitelerde yozluk var diye; 'Bizi faydasız üniversitelerden' ya da 'Bizi üiversitelerden koru' ne demek? Yani çuvalda birkaç tane çürük incir var diye; incirin yararı yerine, dikkatı o birkaç çürük duruma çekmek niye? Öteyandan(Öte yandan); Diyanet işleri başkanı sorunu bilimde değil; öz bebek kardeşlerini, öz çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, öz evladlarını, öz torunlarını, karılarını öldürten Osmanlı hanedanlığı'nı baştaçı edenlerle, övenlerle birlikte olmanın, cami açmanın dine ya da İslam'a aykırılığı üzerinde, ve 'Sultanlarla düşüpkalkan alimler bile dinsizdir' anlamına gelen hadis üzerine daha çok dikkat, ilgi verse daha faydalı olmaz mı, hem kendisi hem Türkiye hem de İslam alemi için? Diyanet başkanı bilmeli ki faydasız bilim yoktur; ancak bilim zarara olarak kullanılabilir ki bu da bilimin değil, bilimi kötüye kullananların suçudur. Yani Diyanet başkanı; Din hadisileri'ni dikkate alıp; 'Bizi faydasız ilimden koru' demek yerine; 'Bizi bilime faydasızlardan koru' ya da 'bizi bilime faydasızlıklardan koru' demeli idi. Ancak dedim ya; imam-hatip ve ilahiyat mezunu yani öğretilmeyen şeyleri nasıl bilsin; yani felsefe, bilim ve bilimsel mantık konularında üzerine fazla da düşmemek gerekir; ancak felsefe, bilim, ve Din hadisileri adına eleştirmek zorunluluğu var çünkü doğru ile yanlış birbirlerine karışmasın. Din hadisileri'nin de dediği gibi; bilim bittiği, bilim olmadığı, bilim yok olduğu gün dinde biter, olmaz, yok olur. Yani bilime sahip çıkmak din için de önemlidir ve zorunludur. Diyanet başkanı 'Bizi faydasız ilimden koru' demek yerine; bence 'Bizi bilime faydasız imam-hatiplerden, bilime faydasız ilahiyat fakültesilerinden, bilime faydasız imamlardan bizi koru, bilime faydasız siyasetçilerden, bilime faydasız özel sektörlerden, bilime faydasız hükümdarlardan, bilime faydasız Müslüman olmaktan; bilime faydasız Diyanet'ten koru' dese daha mantıklı olurdu; hem bilim hem din açısından çünkü bilimin zerresi bile insanlık için çok önemlidir ve çok değerlidir; ancak kuşkusuz ki 'Bize cahil bir nesil lazım', 'Bize kıyaslama yapmayan bir nesil lazım', 'Babanın öz kızına şehvetle bakması günah değildir', 'Dokuz yaşındaki kız çocuğu yanında annesi ve babası bile olmadan evlenebilir', ve 'Dünya dönmüyor' diyenler bunu kolay kolay anlayamazlar yani dinin bilim, bilimin de din olduğunu, ve dini inançların din de, bilim de olmadığını, bilime ve dine aykırılık olduklarını; yani gerçek bilimciler de, gerçek dinliler de siyasetçilerin de, hükümdarların da yanlarında ya da arkalarında ya da kollarında değil karşıtlıklarında dururlar zaten. Dini inançlar herkesin kendi ilahlarına ve kendi peygamberlerine biat etmesini, boyun eğmesini, kölelik etmesini isterken din herkesin düşünür(filozof), alim, alime, bilge olmasını ister; yani aralarında böyle de bir fark vardır. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 21.8.19/00.10
Düzenleme: 21.08.2019 / 00:12
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hevilli
  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir