Şiir Defteri

ÇİN İLE TİCARET Mİ ESİRLİK Mİ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
15.06.2018 / 00:51
829 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Yoz olan Ab demokrasisinin ve barbar olan Abd demokrasisinin bile koşullarının sağlanılamayacağı anlaşılınca pusula, yön Rusya, İsrail, Çin gibi demokrasi istemeyen ülkelere, devletlere yöneltildi Türkiye'de. Rusya'yı ne ile tanırız? Çeçenler'e yani Türklere yani Müslümanlara olan zulümü ile. Çin'i ne ile tanırız? Türklere yani Müslümanlara olan zulümü ile. İsrail'i ne ile tanırız? Filistin'li, Gazzeli Müslümanlara olan zulümü ile. Yani gidile gidile Türklere yani Müslümanlara zulüm içinde olan ülkelere gidildi, çözüm diye, kurtuluş diye, başarı diye, yükseliş diye, ilerleme diye; felsefel açıdan durum böyle. Çin ile Doğuş yayın grubu'nun Ntv televizyonu ile Çin radyosu arasında iki yıllık anlaşma, sözleşme yapılmış. Çin ile enerji ve kömür alanlarında işbirliği yapılacakmış. Türkiye Çin'e antep fıstığı satacakmış. Yani 'Türkiye Çin'e acaba ne satabilir?' diye düşünmek akılın bir zorlamasıdır, Türkiye Çin malları ile dolu iken. Demek ki antep fıstığı satacakmışız. Yalnız antep fıstığı sanırım üremeyi arttırır ve Çin nüfusu daha da artar ve bu da Çin için hiç iyi olmaz bence. Peki bu antep fıstığı yanında Çin'e bir de ne verilecekmiş, Çin ile 'ticaret' anlaşmasına göre? Türkiye'de Çin aleyhine hiçbir faaliyete izin verilmeyecekmiş. Türkiye'de Çin aleyhine kimler faaliyette bulunabilir? Ancak Uygur Türkleri yani Müslüman Türkler. Yani ticaret yani para için düşünce ve ifade özgürlüğünden yani demokrasiden ve Çin'deki, işgal altındaki Uygur Türkleri'nin haklarından vaz geçiliyor. Peki büyük, güçlü, dünya önderi bir ülke bunu yapar mı? Yapmaz. Atatürk de yapmazdı. Sonra bir de komünistlere, dinsizlere, evrimcilere materyalist derler. Asıl materyalistlik para için, maddiyat için düşünce ve ifade özgürlüğünden, demokrasiden, doğruları savunmaktan, haklardan vaz geçmektir. Yani felsefeye yani bilimselliğe göre bu bir ticari anlaşma yanında bir de düşünsel esirlik anlaşması; para için, maddiyat için; Türkiye'nin ve işgal altındaki Uygur halkının düşünce ve ifade özgürlüğü yani insanca var olma haklarından vaz geçmektir de. Yani örneğin kişi iş arıyor ve işe girebilmek için patronun tüm isteklerine boyun eğiyor gibi birşey bu; felsefeye, bilimselliğe göre; yani para için özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından, medenilikten vaz geçmek ki kapitalizım da düşünsel açıdan işte budur. Ben işsiz olsam, bir şirket bana ayda 10 bin Tl maaşla genel müdür yapmak istese, 'Ben bir kapitaliste çalışmam' deyip kabul etmem örneğin gider işportacılık yaparım, garsonluk yaparım, işçilik yaparım. Felsefede, bilimde, dinde onur, gurur herşeyden önemlidir. Sonra da Lozan anlaşmasına laflar ediliyor. Demek ki bazıları için para özgürlükten daha önemli ki Lozan anlaşmasına karşı bu yapılıyor. Yani insan ya da bir ülke düşündüklerini söyleyemeyecekse var olmasının ne anlamı var? İyi yani; zaten ülkemiz dandik Çin malları ile doldu; bir de Çin hakkında düşündüklerimizi de söylemeyelim; ve bir de buna mutlu ticaret, başarılı anlaşma diyelim? Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 5.11.16/06.22
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Pirinctanesi
  • Mefail
  • turgaykurtulus
  • Celal
  • umsena
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir