Şiir Defteri

CHP'DE VE VATAN PARTİSİ'NDE DUYGU SORUNU VAR (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
03.07.2018 / 09:03
912 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
2018 erken seçimlerinde de gördük. Erdoğan meydanlarda ve televizyonda gümbür gümbür ve kamusal şiirler okurken Kılıçdaroğlu kuru kuru, mırıl mırıl konuştu; İnce işe biraz mizah, şiir ve gümbürtü katabildi ancak onun şiir anlayışı da hem televizyonla sınırlı kaldı hem de bireysellikle; İnce'yi bir şiirini bir televizyonda okurken dinledim, basit, ilkel, nicel, mekanik, lise düzeyinde, acemice bir aşk şiiriydi yani öyle şiirlerle ne kitleler coşar ne toplum; sesi de yeterince güçlü, otoriter, egemen değil zaten; otoriter ses için ille de bağırmak, öfkelenmek gerekmez; özellikle savaş, terör gibi olağanüstü hallerde toplumlar otoriter ses isterler; bu yüzden sıpor(spor) yapılmasını öneririm ki sesleri güçlensin yani siyasetçinin ya da liderin ne dediğinden çok sesi ve verdiği coşku önemlidir tıpkı şarkıcılar gibi yani sesi güzel olmayan bir şarkıcı, sözleri çok güzel olan bir şarkı söylese de kim dinlemek ister ancak sesi güzel biri saçmalasa da dinlenir. Ancak duygu sunumu açısından İnce Kılıçdaroğlu'dan bir adım önde ancak Erdoğan'dan on adım geride. İnce topluma kendi şiirlerini okumak yerine örneğin Yunus'tan, Mevlana'dan, Nazım'dan, ulusal şairlerden okusa daha doğru ve daha iyi. Seçim konuşmasında Chp hep maddi vaatler sundu. Hiç duygu, coşku sunamadı. Açık ki Chp'de coşku yok, duygu sorunu var. Chp'ye coşku, duygu gerek. Vatan partisi ise Kılıçdaroğlu ile aynı hizada, İnce'den on adım geride, Erdoğan'dan yirmi adım geride; hep ekonomi, Amerika, maddiyat. Yani Perinçek ile Kılıçdaroğlu söylev(nutuk) dünyası açısından aynı şablon. Chp'nin televizyon kanalı Halk Tv'ye de, Vatan partisi'nin televizyon kanalı Ulusal kanal'a bakıyorum; kitaplar satılıyor, kitap tanıtımları, kitap satışları var. Ancak gördüğüm ki yandaşlarına ait kitaplar arasında hemen hemen hiç şiir kitabı, roman türü kitaplar yok. Yani görülen ki Chp dünyası ve Vp dünyası sanki duyguya, coşkuya, edebiyata sırt dönmüş dünyalar yani hep siyasetçi yetiştirmekteler; hiç yazar, şair, düşünür(filozof), alim, alime, bilge yetiştirmiyorlar. Siyaset=Ekonomi derseniz siyaset felsefeden, bilimden, edebiyattan ve sanattan yani duygudan, coşkudan, ruhta soyutlanmış, dışlanmış olur ki bu durumda siyaset insani yani manevi yani nitel bir durum değil bürokratik yani maddi yani nicel bir durum olur. İnce fizik öğretmeni yani doğal bilimler okumuş üniversitede. Yani duygu, şiir alanı da büyük olasılıkla nicel, maddi, tikel kalacaktır oysa toplumlara yalnızca maddiyat değil maneviyat da gerekir ancak bikiniye, mayoya, eşcinselliğe, genelevlere yani fuhuşa, zinaya, çıplaklığa, modaya, sigaraya, içkiye karşı çıkmayan mantık, zihniyet toplumlara nasıl maneviyat sunacaklar? İşte, Erdoğan'ın manevi gücü var ve o gücün arkasında da 1400 yıllık İslam tarihi, İslam kültürü var. Atatürk'ten bu yana Türkiye'de Atatürkçüler kaç Atatürkçü kitap, kaç felsefe kitabı, kaç şiir kitabı, kaç öykü kitabı, kaç roman yazdılar acaba? İslami kitabevilerine gittiğimde gördüğüm ki kitapların alayı yerli yazarlara aitti oysa Atatürkçü kitabçılara gittiğimde gördüğüm ki kitapların alayı Batılı yazarlara aitti; kültür üretemiyorsan tarihte sıfırsın demektir çünkü öteki ülkelere kültürel olarak da bağımlı olursun. Önerim ki Chp de Vatan partisi de başına felsefel, yazar, şair, edebi, duygusal kişileri geçirsin ve her yıl felsefe, edebiyat, bilim ve teknoloji alanlarında geleneksel yarışmalar düzenlesinler; çocuklar arasında, gençler arasında, öğrenciler arasında ve yetişkinler arasında. Akp dedi ya 2016 erken seçimi yarışında 'İstanbul'u alan Türkiye'yi alır' diye; hayır, 'En büyük kültürü yaratan bir ülkeye egemen olur'. Chp'ye ve Vp'ye önerim ki öteki ülkelerin siyasetçilerinin konuşmasılarını, dünyaya yön vermiş insanların konuşmasılarını, 'Güzel konuşma sanatı' gibi kitapları okusunlar. Ülkeleri siyaset ya da ekonomi yaratanlar değil kültür yaratanlar ele geçirir; ekonomist Keynes de diyor ki 'Her büyük ekonomistin arkasında bir büyük felsefeci vardır'. Kazanmak istiyorsanız siyaseti, demokrasiyi, ekonomiyi, Türkiye'yi felsefe, bilim, edebiyat ve dini tanımlayan Din hadisileri ile birleştirin. Yani muhalefete ses ve coşku gerek. Olağanüstü dönemlerde hanımevladı, pısırık, zayıf, cılız sesler de duygusuz, coşkusuz sesler de başarılı olamaz. Belli ki şiir yazmayan Erdoğan neden hep sürekli şiir söylüyor sanıyorsunuz? Toplumlara yalnızca iş, ekmek, özgürlük değil gaz da gerekir ve o gaz sestir, sestedir yoksa vaat yapan robotlar da icat edilir ve vaatleri robotlar da sunar. Olağanüstü koşullarda olmasak sorun olmazdı yani önce koşulları algılamak, anlamak ve yansıtmak gerekir. Bakın sola; Nazım'ları öldü, başka şairleri çıkmadı. Şiir üretemiyorsan geleceğe sahip olamazsın. Ahlak da şiir de mantığın özeti ve zirvesidir. İkisini de asla dışlamayın. Bulgaristan'da 'Size istediğiniz herşeyi vermedik mi, bize neden böyle yapıyorsunuz?' diyen bayan Çavuşeski'ye ayaklanmacı askerlerden biri şöyle diyordu: 'Evet bize maddi herşeyi verdiniz ancak manevi bir amaç vermediniz!'. Yani Türkiye'deki son 16 yıllık siyasete 'Ses savaşları' diyebiliriz. Zaten Erdoğan'ın en büyük hayallerinden biri de Trt'de haber sunucusu(sıpikeri) olmakmış ancak sınavı kazanamamış. Siyaset ninni, şarkı, konser gibidir; önce toplumda güzel, etkin, etkileyici olarak değerlendirilen bir ses ister. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 3.7.18/08.55
Düzenleme: 03.07.2018 / 09:45
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ademtok
  • mimu
  • kartanesimKar
  • Ebuelfiya
  • Efeefe
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir