Sırılsıklam ıslanmıştı
solgun yüzü çökmüş gözleri
bir tek gözlerinin çevresi ıslak değildi
gözlük takmış olmalıydı
Elleri saklanmış tutuyor sımsıkı
göğüs uçları belirginleşmiş
dudakları yağmurdan nasibini almamış
Titrek duruşunda yorgunluk izleri
Saçlarındaki kırıklar ortaya çıkmış
Yıkanıyordu aslında iç dış
Soğuk esiyordu rüzgar
vücut ısısı çalınmış
bacaklarının kontrolünü zor sağlıyordu
gür sesiyle bağırıyordu
Ne söylediği anlaşılmıyordu pek
içeriden boğup çıkan bir ses
sonraları anladım cılız diyordu.
Düşleri gibi biçimsizleşmiş giysileri
kendini kaybettiği takıntıların kölesinindi
Hayattan vazgeçmemişti
Ama ömrünü tamamlayıpta gelmiş gibiydi.
Mezardan kalktım
Ben koştum o yağmurda durmadan
her tarafım çamur oldu
Tuttum elinden
Tüm hıncını sapladı kalbime
Sordum neden yaptın diye
Beni öldürecektin dedi
Mühim değildi zaten başaramadı da
İki kere ölemezdim ya.
Sadece hayalini öldürmüştü.
Sonunda kendiyle kaldı
hayalini zehirlemeye çalışıyordu
ama o hayal dağılıp gideli çok olmuştu.
Bi çare duvara tutunup kaldırıma çöktü.
Kuru dallar düşüyordu üstüne tutunmadan.