SILADAN KIŞLAYA
Koç-yiğidim mektup saldım al diyor
Aldım mektubunu durma gel gayrı
Kara gözlüm efkârlanma gül diyor
Kalmadı bende gülecek hal gayrı
Mor dağlara karargâhlar kurulsun
Eteğinde bölük bölük durulsun
Yeter artık sana izin verilsin
Görünsün bir ucundan yol gayrı
Anan baban hasretinle yandılar
Gece gündüz hep adın andılar
Seninle gidenler çoktan döndüler
Bitsin artık teskereni al gayrı
Bu kaçıncı bahar döndü kuzuya
Sensiz çıkamadım yayla- yazıya
Taş bastırdım içimdeki sızıya
Kalmadı tutunacak bir dal gayrı
Yıllar geçti değişmedi kararım
Gelenden gidenden haber sorarım
Her gece yatağımda seni ararım
Hasretin içimde yanar kor gayrı
Dört yıl oldu ayrılalı yurdundan
Evin barkın hasretinden derdinden
Gün doğup da tepelerin ardından
Dön sılana yeter artık gel gayrı
Koynumda resmine bakar dururum
Solarım bir gül gibi her gün eririm
Sen gelmezsen ben kışlaya gelirim
Bu sana son mektubum bil gayrı!..