Misâl ki Masal
Misâl ki dünya döner durur etrafımızda
Kimse yoksa kötü günde yanımızda iyi günde olmasın zaten
Vakitle gelir matem göz yaşlarımla demlendim ben
Lakin çok sevdim ben yari karşılığını alamadım neden?
Ruhum yaşarsa ardımda gömülür bu beden,
ve bir çok insan var belki mezarıma işemek isteyen
Gönüllerde çürümüş umutlarla beslenen kurtlarda vardır hemen hemen
Sofra başında aşımı yemeden ettim dualardı bana yeten ( yeter bana )
Gözümü gözyaşıyla süsleyen sevgilim
Senden arda kalan sevgi bir ömür boyu gider benimle
Gider mi seninle istediğin herkes söyle
Senin için ölürüm diyenler ölmeyi göze bile alamaz, kahpe
Kahve fallarında yazılı isminin baş harfiyle
Belki falına bakan seni senden de iyi tanıyor he!
Kendini tanı adın nedir ve sen kimsin
Bu günden sonra yarınında ne yapmak istersin
Derdi veren dermanı yanında götürür bilesin.
Yada geçtiyse günler bilmeliydin
Dörtlüklerimle dünyada dolaşırken geçmez bir dakika bile
Döndüm dolaştım tekrar çıktım aynı yere
Rastlamadım sırtımdaki yükü alacak hiçbir kimseye
Ebediyete kadar benimle gelecek olan varsa şimdi gelsin
Az sonra diyenlerle zaten umuda gidemezsin
Nefeslerimi etkili aldım lakin içimde kaldı geri veremedim
Boğuluyorum sanki okyanusların diplerinde gibi
Dibi gözüktü suyun, oralarda ruhumun yer altı şehirleri
Bir çok melek katledilmiş, hepsi uykuda yada ölü
Öldü artık bedenim farkında değilim galiba
Rüyada yaşarken ellerimi duada buldum ( aha )
Dondu günlerim, sanki kutupta yanan ateş gibiydi gözlerim
Sözlerimle gönlümün bahçelerini süsledim
Saatlerimi kollarıma taktım ve kendimi akrebiyle zehirledim
Eskilerden bir hatıra yazıyor günlüklerimde vakit iki bin senesi
O zamanlar gönlümün bir tek sevgilisi yaşardı okul sıralarında
Ben mısralarımla süsleyemezdim o şiir gibiydi ben şair değildim
Şair oldum da ne değişti bilmem, lakin şimdi o günlere geri dönmek isterim
Sitemim kendime, isteğim senden; bir kez gülsen bahar gelir yeniden
ve gözlerimdeki sağanak yağışlar altında neden ıslandı bu beden
Dağlarımın tamamı karla kaplı kaldı, zirvelerde buzlu endişem
Ellerim duvardan kağıtlara çakılmış çivi gibi
Ben astım gönlümün içindeki tüm resimlerini
Ve baktım öylece o kadar güzel gözüküyor ki
Ne okumaya nede bakmaya doyabiliyorum
Kendi rüzgarımda kola kutuları gibi savruluyorum
Sesime sadece sokaklar kulak asıyor
Meleklerim artık yüzüme bile bakmıyor
Yeni bir güne şeytanlarıyla gözlerim açılıyor
Bu şiirlerin sonu gelmeyecek gibi, nasıl durdurulacak elleri
Ellerimde kalem korkuyor sanki bitecek gibi
Her yazdığım şiirde son satırlarım yarım kaldı sanki
Satırlarım ne kadar endişeli, satırlarla idam olacak cümlesi
Hayat kafeste kilitli yaşayan bir muhabbet kuşu misali
Salınsa da dışarı bir oda içinde dolaşır tekrar başlar hapsi
Pencereden kaçıp gitsem mi uzaklara, yaşar mıyım? ( bilmiyorum )
Günlükler günlerimin hesabını tutamaz oldu
Bir günde tüm yapraklarım kelimelerle doldu
Göz yaşlarım karadaki kumların denizi bulmasında yardım etti
Günlerim kum misali aktı gitti. ( öylece )
Yaşadığım günlerde en çok beni yokluğun etkiledi
Vurgunun durgun sularımda gemiler katletti
Bir gözümden girer bir gözümden çıkar hayatın hançeri
Bir yerinden koptu gibi günlerin prangalarından zinciri
İplerim ellerinde, hayatın yollarında, bense bir kukla
İstediğin gibi oyna rezil et beni bu senaryoda
Yolunda aklıma gelen şiirlerim çıkmaz sokaklarda
Gün ışığına çıksam, gecelerde zebaniler girer kabuslara
Soğuk sularda üşümeye bırakım kalbimi
Buz tutsun içinde, bundan sonra sevmesin kimseyi
Aklımın karanlık odalarında yaktım tüm resimleri
Ne bir aydınlık yarattı içinde nede bir ışık, zifiri karanlığım
Güneşi beklerken ay oldum lakin yanamadım
Çok diledim meleklerimi görmeyi, geldiklerinde, yüzlerine bakamadım
Çok utandım kendimden, kendimi kareli deflerlere kapattım ( elveda hayatım )
Hayata gözümü açtım yüreğim ağlıyor
Dolunay gibiydin, kurtlarım dağlara çıkıp sana karşı inliyor
Bir avcı geliyor tam şakağından vuruyor
O an anladım ki hayat başladığında duruyor.
Ayaklarının altında kalmış toz gibiyim, halıların üstüne salındım
Öyle bir ruh hali var ki üstümde durmadan silkelendim, parçalandım
Parçalarımı göz kapaklarının üstünde bıraktım
İçtiğin su olup dudaklarına akmaktı , bir ömür hayatım
Su olsam ömrüm sınırlı olsun senle birlikte gideyim topraklara
Yerin altında susuz kaldığında derman olayım ruhuna
Ruhum ruhunla sevişir gibiydi hayallerimde adeta
Şimdi nasıl hesap vereceğim bilmem Yüce Allah’a
Bu mektubun son satırlarında, dudaklarımda anlamını kaybetmiş bir kelime
Seni seviyorum sevgilim, yemin ederim hiç ölmeyecek gibilerde
Bu aşka noktayı koyan ellerindeki mürekkeplerle
Ben ilhamı senden aldım damladım şiirlerimle
Şiirlerim senin şiirlerin senin eserin be güzelim
Şu an o kadar tipsizim ki sadece senle güzelim
Şimdi boş bir odada adını karalamakla akıyor günlerim
Bu boş odada benden hariç bir tek seni bekledim.
Meyvelerimi kopardım dallarından daha yaşken
Hayata elveda dedim bu mektubu sana yazarken
Yaşadığımız günlerin senaryosunu çizen kaderle bu aralar dargınım
Bu boş odanın sessizliğinde içimde alev alır yalnızlığım
Herhangi bir yerdeki ıssızlıkta çekirgelerin sesleri duyulsa da
Bil ki gömdüğün her hatıranın bir parçasında kalmıştır sol yanım
Sokaktaki gece yanan ışıkların yollara vurması
Köpek seslerinin rüyalarla karışması
Gölgemin sürekli önümde olması
Bana göre sadece bunlar gündüzden farklıydı
İçimdeki meyhanede Saki ile kan ki oldu yokluğunda
Bense gözümü kapadım nefesimi aldım bir solukta içtim bardaklarla
Ve vedalaşırken yolumu kaybettim sarhoş halimle yollarda
Bir ekmek parçasına kanar gibiydim, tutuldum oltalarla
Şiir yazarken düşlerimde sen, ellerimde kalem ve sayfalar var altında
Acaba kaç melek yatıyor bu bedenimin ardında
Kendimi kandıranda bendim kandırılanda
Yılansa dostlarımmış boynuma dolanmış kollarıyla
Beni boğmaya hazırlanan sahte tavırlarla
Üç arkadaşım Erdi Seyit ve eşsiz Sefa
Ne benimle aynı kafada nede farklı taraflarda
İkisi şiirle kafayı bulur ötekisi aşkıyla
Bense kafayı duvara vurmuşum ardından kurşunlarımla
Kendime III adet hak tanıdım, hiçbirinde yapamadım
Evinin önüne geldiğimde sevgilim, kapıyı suratıma kapadın
Gönlümün güneş alan camlarını duvarlarla kapattın
Nefessiz kaldı göğsüm şimdi dar boğazlarım
Ne bir nefes geçer ne bir rüzgar nede bir gemi
Sanki hayat benim için bermuda şeytan üçgeni
Bir melek geçer ki kayıklarıyla, boğulur orda
Bu hayat pavyonunda her senaryo korku filmimi
Tüm hayatımdan bahsettim bu lirikte, kan kaybı
Düşsem yollarında rezil olsam, ellerim yüzümü kapar mı?
Alnımın akıyla düşer kalkarım düşene de bir tekme atmadım
Bu beden ölse tabutlarda , sen istesen bile oradan kalkardı
Ölü olsa bedenim ruhum yanına koşardı
Yüzünün beyazlığında ayazlarım yanardı
Gözlerinin renginde meleklerim kıskançlıktan patlardı
Senin ismin dilimde aşina ve bitmeyen bir şarkı
Bu şairin bu kadar aşikar tavrı, gel işte sev beni
Bütün kalbimi serdim önüne, ölümü de aşk gibi sevdi
Her gün kendini kaybedip aramaya çıktı, hala gelmedi
Kötü günün ardından iyi gün hayal edilebilir miydi. ( edemedim )
Anneme babama veda edemedim ( ölmeyecek gibi sevdim )
Ölecekmiş gibi dua ettim ölmeyecekmiş gibi kağıtla dertleştim
Aynaya baktığımda o kadar serttim ki, bu ben miyim dedim
Bu bendim gülücükleri bu simada kaybetmişim
Aşkımın semalarında ipleri bırakmış ellerim
Kağıttan bir uçurtma gibi yerlerdeydi kalbim
Üstünde ayak izin vardı birde geçmişim
Geçmişten her bir günü hayal edip kendimi katletmişim.
Hayat bir resim hangi sanatçı aktarabildi kağıtlara
Ne sanat eseri nede müjdeler getirdi geçen zaman huzuruma
Ben yine şikayetçi değildim hayattan, giderdik yan yana
Kimi zaman acı söylerdi bana, gerçek dosttu galiba
Vakitlerdeki iki nokta gidip gelirken hayatta
Bir vakit gelecek korkudan saklanacak umut, yastık altına
Sesini duymak istemeyecek dünya, kabus dolu hülyalarında
Boşluk içinde koşuşturmuşuz bu evren sonsuzluğunda.
Bu aşina resimler belleğimde unutkanlıklara Neden
Sen istemesen de elveda diyeceksin hayata, üstünde bir kefen
Gözlerinde bir dirhem açık durmak için hal bile kalmayacak
Gönlümün ay yıldızı güneşe tutulurken gözlerim kapanacak.
Günlerce yazdığım hasretle sayfalarda yaprak dökümü
Bu bahçelerde tüm çiçekler sararsın yak kökünü
Ölüm bir kurtuluş kimi zaman kaçış yöntemiyle öne sürüldü
Sol yanımdan kan damlarken, sağ yanım yasa büründü.
Bu hayatın kül tablasından külleri içime döküldü
İçimdeki dumanla karardı gökyüzündeki bulutlarım
Yağmur oldu damladı, içinde ben yandım.
Nefeslerim bir yere kadardı daha fazla alamadım
Gücüm bir yere kadarmış, orda kaldım koşamadım.
Uzaktan el salla bana yaşamak için bir nedenim olsun
Bu kalbimin bardaklarına zemzem suyu dolsun
İçimdeki çocukların ağlama sesleri bu uğurda kaybolsun.
Uğurladım şeytanları bu günde, yollarında kar bulunsun
Donarak ölsün diye dualar okudum. ( buz tutsun )
Geçen günün izlenimlerini hafızamda yakarken
Fazla kaçtı rüzgarım kendimi de sildim
Yüzünden çok sırtını gördü, kördü gözlerim ( artık)
Dalgalanan bir bayrak gibiydi ülkemde saçların
Özgürlüğümün değil de müebbet hapsin simgesiydi.
Aynı vitrinlerde toz tutmuş bir kitap gibiyim, el deymemiş
Kimse sayfalarımı açıp da bu nedir diye göz gezdirmemiş
Ne biliyorlar ki sonu belki hüzün beklide vuslat
Kendim gelirken yanına bedenimi toprakta unuttum, Heyhat.
Lirikal adıyla anılan göz yaşıydı anılarım ( damladım )
Yanı başımda giyotin altı yarınlarım
Sesimi son ses açtım, kısıldı. ( ama duymadın )
Sana bir şarkı yazdım ( dinle )
Ve bitti buraya kadar bu şiirde…
Dumanlı görüyor gözlerim
Dumanla başlıyor iç çekişimde özlemin
Kuranla başlıyor sevgim ve bitiyor hasretim
Şiirle başlıyorum söze, özlemli bitiyor cümlelerim
Artık hayatın bakireliği bozulmuş düşünceler fahişe
Günlerin gözyaşlarını topladım ve saldım gökyüzüne
Yağmur oldu hasretim, yağdı üstüme
Bir tek düşmanım kendim, küstüm kendi kendime
Lirikal. Oğuz Yanık
ziyaRET
24.07.2006 / 14:47
oğuzcum epeydir yazmıyordun hayırdır aramıza kara kedimi girdi anlaşılan epey dertlisin yazın çok hoş olmuş ama"Kimse sayfalarımı açıp da bu nedir diye göz gezdirmemiş Ne biliyorlar ki sonu belki hüzün beklide vuslat"demişin ne anlamda olduğunu şiirden tam olarak çıkartamadım birde aleni açıklarsan sevinirim selametle kal mutluve sağlıklı kal işallah{s:030}{s:030}{s:030}
#1
rapoet
25.07.2006 / 12:17
bir senaryo gibiydi o bölüm belki ayrılık belki kavuşmak.
saol yorumun için.
ziyaRET
24.07.2006 / 14:47
rapoet
25.07.2006 / 12:17