Züğürd dostun çenesi
Lügat şairinin işini bozmaz
Olsa olsa olur kurnaz
Ki ben ona papuç bırakmaz
İki rekat kıldığımız namaz
Hatırlarsın az biraz
Kayıt yapardık geçen yaz
Tabi bunlar umursanmaz
Bir tarih hocasına
Sattın beni lisede
Sanada pandik atınca
Aldın kara listene
...
olm seni satsam elime ne geçecek
o yüzsüz yüzün para mı edecek
kaç kere dedim satamam seni
anlamadı odun anlattı tarihi
pabucu sen mi bırakmıyorsun papaz
elalemin dilinde kıldığın her farz
lügat şairini göremedik bu yaz
sen git yanıkların sitesine biyografi yaz
...
Zamanında görmüştük meth ettiğin şiirleri
Arkadaşa gösterdimde dedi - kelime katilleri
Geçen yaz kumsallarda içtiğin o içkileri
Bırak benim niyazı, olma takva elçisi
Üç senedir diyorum düşmedi hiç yakamdan
Bir ben anlıyordum be saçmasapan şakandan
Riva sahillerinde verdiğin o pozlardan
Ki seninde benimde elime geçen kozlar var
Senelerce ağlasan denizime denk değilsin
Bana kafa tutan garibe artık gelsin eğilsin
zamanında yazdığım hicivleride bilirsin
çok üzgünüm yiğidim, pardon afedersin
...
zamanında yazılan hicivde tek konu popo ve halk
ben neyinden tırstım lan ben gelince ayağa kalk
saygı nizam ölümdür kezam kılınsın kazan sen etrafa bak
rivada bira elinde gezerdi hacı bana diyene bak...
methettiğim şiir olmadı zamanını nerden çıkardın
içiyosam vardır nedeni yazıyorsam hisset nedeni
bunca sene dost dedin düşkünlüğü nerden çıkardın
düşenin dostu olmazmış ben mi yanlış anladım pardon
...
Bir ara şükrederdin, şimdi düştün gaflete
Kazaları çoktan kıldım, erdim çoktan rahmete
İçerdim bir zamanlar, aşk yerine içkiyi
Şimdi gönül dergahında yudumluyorum meyi
Sen beni benden iyi bilirdin bir zamanlar
Barışmazdık belkide hiç atlamasa sazanlar
Tabi olmadıda değil aramızı açanlar
Ne yollar aşmışız meğer, taş oldu taş atanlar
Sakallarımdır sırattan ip, surattan müstakim
İçmeninde sebebi olduğunu nerden belledin
Belkide bu hallere ana karnından başladın
Rap dinlemeye başladın, ilk dostunu taşladın
Zamanında gitmedin değil kızların peşinden
Şimdi gelsin peşinden, geliyorsa elinden
Geliyordur elinden, gelmiyor mu elimden
Ter damlayacak birazdan leş kokan o teninden
...
heh leş kokarmış tenim
sana demiştim azizim
ölümdür bedenim
ruhsuz gezerim..
maziyi hatırlarım olmasın merak
ne küslükler olmuştu okudum el-felak
içimde kin beslemeye çalışırdım olmadı bırak
açlıktan öldü kinim budur senin alacağın hak
söylediğin sazanlar olmasaydı
söyle olurmuydu bunca hatıra
ismin her duamda en başta
sen dissine devam et lakin kendini aş bea
...
Bedensiz bir bedende beden buldum tamaman
Benim sözlerimi nedense toplar arif rahleden
Hem ben bende değil sendeydim tamamen
Şu virdlerin hepsi bilki karanlığa hitaben
Şimdi felak yerine oku birazda alak
İlk baştan başlar aşkın farkına varmak
Sen bu deniz içinde bir tas suydun ahmak
Ağlarken iki gözüm gülümsüyordu toprak
Dostlarımın silsilesinde kendine ben son dedin
Ben seni namazımın ilk safında belledim
Hiç gömmeye gerek yok beyim, ellerimde küllerim
Daha fazla konuşma gelir yüzüne üflerim
Nerede saklı ey tabibim o inceden kozların
Bizi taşlayan üç şeytanın leşlerini topladım
Ceyda Özlem Yasemin, gerisini anladın
Sen bir kez affettin ben binkez yandım
Nedense bazen popomda parmakların
Birden taksim meydanına dönerdi yüz hatların
Kaç rüyaya atladın, kaç rüyada atladın
Benim atımın yanında eşşeğe ters hopladın
...
kanka unutma anka yok kafta
kafta yok zaten bu kılıfta
dünya malı bir çam dalı
tutarsan kırılır tutmazsan kırılırsın...
bastığın yol nereye gider
kalbi delip geçer dost dediğim fert
bu suskunluğum nerede biter
Allah kerim yokluğun da bana dert...
Zaman tutulması en güç en zor
Bir an sendelersin kalemin tor
neden yaşıyorsun SEBEBİNİ SOR
Şimdi anlarsın beni küçüktoy
taksimde dostun dilinden magazin
bu çok mini şu çok açık olm açıkla açık
kafir değilim dersin ama gözlerin onlardan emanet gibi
kaldır seccadeyi indir gözleri
temiz kalp lazım yavru ordan silme beni
...
Bir kaşık suda boğuldun okyanusu ararken
Beni arardın karadenizde gemilerin batarken
Daha çok erken, gel şafak geceyi sökmeden
Abıhayat şarabını ben toprağa dökmeden
Elimi görmeyen adam, şiiri kalemden sanar
Ey dost ben ateşe düşmedende bedenim yanar
Allah bir can verene binlerce can bağışlar
Senin şu göz yaşından öte değil bu yağışlar
Henüz savaş bitmeden imzalandı barışlar
Emre itaat etmedi yaydan fırlayan oklar
Hem ne haklar yenildi, görmedinmi azizim
Dilim olduğu halde, dilsizlerden dilsizim
Kuru duaları bırak, ağaç isteyen tohum eğer
Atılan her kurşun kalbin içinden seker
Sekerat hali bir bardak suyu dökersin elinden
Rabbim o an günahlarımı affederken tamamen
Burnunu kapatmışsın hangi gülü koklarsın
Görmüyorsun beni ellerinle yoklarsın
Bu aşk altın değilki hep zulada saklansın
Açığa vur ki gök yüzüm paklandıkça paklansın
...
dil ateş
biraaz suyla sönmesi mümkün
sen kalleş
arkamdan vurmakla hükümlü
kokar leş
taşıyamaz oldu tabut yükü'n
git yerleş
senin yerindir cennet gülü...
...
Ey tabibim bu aşkı
Hangi katil öldürür
Kurşunları sayarken
Gül yüzünü güldürür
Allah için seviyorum
Ölüm doğum günümdür
Senin rüzgarın bile
Cehennemi söndürür
Sırat kimine bir iptir
Kimine koca bir şehir
Sana emanet
Cennet, altından akan nehir
İşte söylenecek
Hep aşka dair
Dost seni anlatmak
Ne büyük hazinedir
Ve seni aktarabilmek
Bembeyaz bir kağıda
Senin dostluğunun yanında
Onlar bile kapkara
En iyisi susmak
Sükutlar altın
Bir şehadet lafsına
Dünyaları sattın
Düzenleme:10.07.2008 / 09:52