Beklenen sen, sanatçının tarifiyle aşk
Şaşkınım böyle bir anda tarifsiz bir tanımla
Boş kümeydim, birebir oldun elemanım
Hayat denen muhtevanın türevini mi alamadım
Dört işlemin türlü türlü oyunuydu aşk
Birbirine sokulmuş sayılar ve harflerle
Buradan tutup ta kendimi nereye atsam
İşlem bozulmuyor, işareti mi kaldırsam
Eşitlenmeliyim bir eksilmeli yüz artmalı
Doksan dokuz kelamı uzuvlarıma katmalı
Bir dünya yaratmalı düşünceden ince
Ve aklımın boşluğuna bir iğne düşünce
Dünya samanlığında seni aramak gibi
Hâlbuki ellerime batan gülün dikeni
Hangi kazanın kepçesiyim, eriyorum
Çorbadan da tadamadan gidiyorum
Kalpten çekip giderken anahtarı üstünde
Başka bir kadın gelip içeri girsin de
Artık onun olsun bu harabe, perili ev
Onunla hayal kursun bu cüce, bir dev
Soyunmuşken güneşi karanlığı kusan tenimden
Dönmüşken ettiğim her yeminin menzilinden
Ayrılıyorum bir kadının hayat silsilesinden
Kader demek mahlasım, bıkamam sillesinden
Pencereyi açıp koca bir şehri izlemek gibi
Görünüyorsa uzaktan kalbimin derinliği
Bir o kadar temiz demek ki, enginleri kirli
Sense aşkın kıyılarında yüzeceksin demek ki
Bende şehrin acıları, kalpte kurulu gökdelen
Devriliyor oda yüzüme doğru üflesen
Bir nefes gibiydi galiba seni alıp vermek
Bir nevi dilden dile Allah diye delirmek
Aklım çekip gitmeden, bana yok ki düşünce
Aklım hala yerinde, bir derde düşünce
Düşünce düşünceden daha anlamlı
Çünkü insan sadece yaşadığını anlardı
Allah'ın yarattığı kalem kitap ve defter
Ve kulların kullandığı böyle koca bir ezber
Hakikatin formülü neyse bana göster
Gözlerimde belirsin, kâğıda işli Kevser
Ne kadarda güzelsin, ne kadarda çirkinim
Benimle olman için şekilden şekle mi gireyim
Gel bana kadın sana hakikatini göstereyim
Bu bedenin ardında bundan fazlası belirgin
Bir erkeğin penisimi erkeği erkek yapar
Bir kadının derisi mi organa anlam katar
Ne beter bir varlığım, maddeye mi hayran
Kendime yokken sana dokunur mu faydam
Ne garip bir düşünce, insan içine düşünce
Akıl almıyor ne sırlı, ne derin bir düzen
Bütün oyunlar sanki bize oynanmış gibi
Gördüğümüz her kadına yumarız gözlerimizi
Bir iki üç ve sonsuza dek say
Sen yumarken o başka kalbe saklandı
ve her dudakta onun tadını aramaktan
Ne tadı nede tuzu kaldı uykularımın
Hangi kasanın anahtarıyım, biri beni aramakta
Anahtarı olduğum her kasa boş çıkmakta
Kalbinle doldur, gözün olmayanı var görsün
Çünkü olanı da göremeyecek kadar körsün
Ölüm adın kadar yakın tadın kadar uzak
Kendime hayallerden kuruyorum ki bir tuzak
Düştüğümde içine göğsümde bir daralma
Elektrikler mi gitti, ne yüce bir kararma
Karanlıkla savaşmaktan ampul kendini kesmiş
Yani bundan bıkan sade güneş değilmiş
Yıldızlar ve ay, bunlar rütbeli işçi
Onların himayesinde gölgem sokakta bekçi
Kalbimin şu sol yanı çürütmekte fidanımı
İltifatla sulanmaktan, bıktı bıkalı çiçeğim
Bırakında suları çöllerden içeyim ben
Hasretlere hasretim, kasvetlere kasvetim
Onun varlığı bir nevi kalbimin pili
Onunla var oldukça tükenmiyor demek ki
Allah yolunda bir güzergâhsın güzel
Kıyamet bana kopsa, ölmek için sana değer
Gökyüzünde gördün mü uçan bir seccade
Üzerinde ben varım, gökyüzü diz dibimde
Boğuluyorum düşünce, düşünce denizine
Danışıyorum bu hususta sokağımın delisine
Oğuz artık eşittir eksi sen bölü ben
Köklerimin toplamı katsayında tamamen
Bana ne anlam katarsan yönüm orası, kıble
Kalbin rahlesidir bu, bir nevi bir Kâbe
Ve lakin harabe...
Dudaklarımdan gök yüzüne düşen adın
Sana tüm iltifatları, hakaretten saydığım
Bu yüzden küfredeyim, keyfin yerine gelsin
Sen iltifat edilemeyecek kadar güzelsin
Gök yüzünden değilde yer yüzünden düştün
Benim anlam kattığım, geceleri yattığım
Benle vardın, belki bende vardım
Belki dediğim sen yok, ben vardım
Gözlerinde gördüğüm güneştir yüzüme doğan
Karanlığı mı öyle deli bir ihlasla boğan
Utanıyorum belkide, gökyüzüne bakamam
Akıl denen yerde, ben susarım anlamam
Ben utanmakta, onlar yıldızları saymakta
Benim yıldızım sensin, ne yazık ki kaymakta
Seni araştırırken kalp denen o kaynakta
Kaynamamak elde değil, buharlaşırken aşkta
Karıncaların davetinde bir deniz çekirge
Onun büyük şefkati beni bir köşeye çekince
ABC hepsi aynı isme yüzü dönük halde
Deva bulunmasın artık, bela bana delale
Yağmur yağıyor diye halıları topladım
Ne bilirdim bir çatı varmış, tepembe
Hiç yüzüme gülme, yüzüm kalkmadı yerden
Adın ne büyük yük, kalkmıyordu tepemden
Aslen kendimin katili ben
Ateşlere nikahım
Aşkınla evlenmişken
Soğuk sudur diye yudumlarım
Hey gidi hey epeydir neredesin
Ne tuhah şey, yanımda gibi yoksun
Ne dedi ney? yoksa var mısın?
Mevsimlere mi küstün
Yaza yağan kar mısın...
BİR İSTEK ÜZERİNE YAZILMIŞTIR. Düzenleme:29.05.2008 / 18:32
kayra_zamres
28.05.2008 / 23:24
aman oğuz
beyaz giyme toz olur
siyah giyme söz olur=)
harikasın{s:036}
#1
nazım
28.05.2008 / 23:24
OUZ ,ver gazı be mübarek............
Sıralıyorsun bir bir eserleri ,nicedir bu ilhamın sebebi sende =)
Şiir ,akıcı - lirik konsept harikulâde ......
güzel ,güzel ,tebrikler ==)
Anladın inş espiriyi =)
#2
Fıratın-Hüznü
29.05.2008 / 07:02
Güzel dostum. Defalarca okunabilecek ritm ve duyguya sahip yazınız.
Hem sağlam hem dervişce geldi bana. {s:020}
kayra_zamres
28.05.2008 / 23:24
nazım
28.05.2008 / 23:24
Fıratın-Hüznü
29.05.2008 / 07:02