yüzümden damlıyor ölüm eriyen bir buz gibi mütemadi
içimdeki diriyi gömdüm nasıl olsa arızi
Cesetler reyonunda kendime koku seçerken
Ölüp ölüp dirildi hayalimin hayali
Nefes solurken bile o hazin korku
Ölmek ve yaşamak arasında gidip gelen voltalar
ve günah masasında o asilzade sorgu
ve sürekli bıçaklayan şeytanlar
Bir ölüm sessizliğidir sürer gider
Her yeni bir cümlemde öteki biter
Biraz manik depresif biraz şizofrenken
Ölümsüz fotoğraflardı ölülerimi dirilten
Sen gelirsin gönül evime kırar kapıyı girersin çatlar cam çerçeve
ve okadar mutluyumki ağzım kulaklarımı aşkın
Yine o hortlatan bakışların yine içimde patlayan alkışlarım
Bir bakmışım yok olmuşun bir varmış bin yokmuşum
İçerdeki cinayeti gizlemek için tüller çekildi
El kol bağladı zebani ve ben bedenden firari
Devran bu borcum borç derken ödemesi cebren
Sattım kendimi hem ruhen hem bedenen
Şiirimin kuralı bendim ve bütün kurallara muarız
Dedimki kendi kendime bana nasıl karışırsınız
ve bir an gök yer ile yeksan şehir zail
Bedenen yok olmak hiç mühim değil
Yokken var oldum varkende yoktum
İşim olmayan her işe çoktan burnumu sokmuşum
Benim işim değil yaşamak, öğrenmektense
bıktım ağlamaktan gülmektense
Ruh içinde ruhtun ve ben fiilen fazla
Bir sen vardın kağıtta herşeyi yazmaktansa
Beni uçurumdan aşağı bırak yakalamaktansa
Sana aşık olmak bakışmaksa ne ala
Kör gözler için bu kadarı mubalağa
Doğan güneşmi dermiş karanlığa veda
O zaman son dua ve elveda
İçimde bir ülke kurdum bir şehrinde yaşardım
ve katiliydim her gün bir kaç ceset yığardım
Sonunda kala kala kaldı yalnızlığım
Üşüdüm ısınamadım ve anca kendimi yaktım
Düzenleme:30.04.2007 / 14:01